- 1239 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BABAANNEME MEKTUPLAR..(16)
Rodopların Asil Kadını..
Değerli Babaanneciğim..
Bundan tam bir asır önce Dünya,büyük bir vahşeti acımasızca yaşadı..Sanayi Devrimini,kendi emperyal amaçları için,küstahça şekillendiren;hak-hukuk tanaımaz bir ulus,yamakları ile
beraber,bir Milletin en zayıf anında,içten planladığı,entirikalar arasında,fütursuzca üzerine çullandı..İnsanlık ilk defa insafsız,ölüm makinaları ile tanıştı..Uçaklar,zeplinler,gelişmiş deniz araçları;denizaltılar,ölüm kusan hücumbotlar,yaygın şekilde kullanılan toplar,hatta kimyasal silahlar,zulmun ifadesi olarak aylarca küçücük bir yarımadada,hayasızca Mehmetçiğin üzerine ölüm yağdırdı..
Balkan Savaşının acılarını saramadan,yaşadığınız bu vahşet;senin ve senin gibilerin ruh dünyasını tarifi imkansız etkilemişti..
Hatırlarmısın..?Nadir olarak geldiğin İstanbul seyyahatlerinin birinde,seni odada Çanakkale
Türküsünü yanık,yanık söylerken yakalamıştım..Dakikalarca seni açık olan kapıdan hissettirmeden dinledim..
Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni..
Off gençliğim eyvah..Dizelerini tekrarlayıp,ellerini yüzüne götürüp,gözlerinden akan yaşları silerken yanına girmiştim...Ben de o yıl ilkokul son snıftaydım,Öğretmenlerimizin:
’Evinizde 1.Dünya Savaşını yaşamış büyükleriniz varsa onları konşturun.’sözlerinden cesaret alarak sana sorular sormaya başlamıştım..
Sen,’Çanakkalede atılan top sesleri Mahmatlıdan duyulurdu.’sözlerini yine söyleyince,ben
merakla;’O kadar mı yakındınız..? Sorusunu sormuştum...
-Aramızda deniz,ondan sonra da km lerce mesafe olmasına rağmen;ölüm kusan makinelerin ne sıklıkla atış yaptıkları ortada ki,biz o gürütüyü köyümüzden
işitebiliyorduk..Karşılığını vermiştin...
Savaş başlar başlamaz ilan edilen Seferberlikle iki ağabeyini uğurlamak için,kardeşlerinle
yerleşkenin çıkışına kadar nemli gözlerle uğurlayışınızı,iç burkan şekilde anlatmıştın..
Büyüğü Mümin,küçüğü Hasan..Henüz yirmilerine ulaşmamış,babanız Şehit Şaban Çavuştan sonra evinizin direği,gencecik iki fidan...Hele büyüğü Mümin Ağanı şehit babanızdan sonra,bir baba gibi benimsemiştiniz ..Hangi Cepheye götürülmüşlerdi..
Onu hiç bilemediniz..Belki ilk defa Çanakkalede savaşmışlardı..Sonrada değişik cephelere
dağılmışlardı kim bilir..Birinden gittikten yıllar sonra ’Yaralıyım.’ haberini Şam yakınlarındaki bir hastahaneden gönderdiği mektupla almıştınız..Ya diğeri..Çanakkalede şehit mi düşmüştü..? Yoksa,Filistin Cephesinde İngilizlerle çatışırken,esir düşüp Güney Asyadaki Çalışma Kamplarına mı götürülmüştü..?Bunu asla öğrenememiştiniz..
Ben seni daha detaylı konuşturmak için soruları arka,arkaya sıralıyordum..
Peki siz o yıllarda Mahmatlıda ne yapıyordunuz..? u sorunca..
-Bol,bol dua ediyor,yün çorap örüyorduk,demiştin..Anlamamış izahını istemiştim..Sende;
-O günlerin en büyük ihtiyaçlarından birinin,kalın yün çoraplar olduğunu,özellikle hat safhada olan ayakkabı gereksinimi için dahi, bahar ve yaz aylarında cephe gerisinde kullanıldığını belirtmiştin..’Çeyizlerimizdeki çorapları,bütün Mahmatlının genç kızları vermişti de yeterli gelmedi demiştin’.Hatta beyaz çarşaflarınızı,havlularınızı,bir çok çeyizinizi,cepheye sarf malzemesi olarak gönderdiğinizi belirtmiştin..
Ben daha başka yardım yapabiliyor muydunuz?Deyince..
-’Bizim bulunduğumuz bölge,o günkü Türkiyenin en zengin bölgesiydi..Tütünle ihya olmuştu yöre insanı..Bulgarların hakimiyetinde bulunan coğrafya;Dramadan alınıp,İskeçeye
bağlanmıştı..Bu hal Harbi Umuminin sonuna kadar sürdü..Çünkü Drama Yunanlıların
elindeydi..Bulgarlar 1.Dünya Savaşında müttefikimiz,Yunanlar muhalifimizdi..
Civar köylerden,İskeçede toplanan;buğday,mısır,arpa,patates,soğan,bakliyat,kurutulmuş meyve,ceviz,tenekelerce kavurma ve gelinlik kızların çeyizleri trenlerle cepheye sevk
ediliyordu’ demiştin..Hatta zaman,zaman gizli toplanan altın liralar yetkili kişilerce,
cephelerde kullanılmak üzere ilgili yerlere ulaştırıldığını belirtmiştin..
Duanın o gün için yoğun bir şekilde yaptığınız bir ibadet olduğunu belirtip,özellikle
bütün Mahmatlının geceleri yaşlı gözlerle Yaradana yalvardığını belirtmiştin.’Dua Müslümanın en büyük silahıdır,yeter ki onu kullanmasını bilsin’ demiştin..Ben de o günlerden unutamadığın bir anın var mı? deyince,başlamıştın anlatmaya..
-’O yıl Ramazan yaz aylarına gelmişti..Büyük deden,Molla Mustafa yerleşkenin ve civarın
en saygın kişilerindendi..Mahmatlıya haber salıp,Kadir Gecesi Büyük Camide kapsamlı bir dua icra edileceğini duyurmuştu..Civar bütün köylerde bu tür proğramlar icra edilecekti..
Yeniköy,Kozluköy,Arpacıkköy ve civarları Mahmatlı gibi hazırlıklar yapmıştı..
Topluca yapılan iftardan sonra teravih namazı için camiye geçildi..Biz caminin üst katında,erkekler ve çocuklar alt katında toplandı..Kuranı Kerimden okunan aşrı şerifler,tekbirler,tehliller ve selavatı şerifler huşu ile icra edildi..Ramazan boyunca camide ve evlerde okunan hatmi şeriflerin duasından sonra;cephelerden haberlerinde verildiği konuşmalara geçildi.Ahali iki gözü yaşlarla ağlıyordu..Hele Çanakkalede her şehidi,
’Resululah Efendimizin Karşıladığı..’söylenince hıçkırıklar bütün Mabedi kapladı..Sabaha kadar yapılan yakarış Arşı Alayı inletti sanki..Ben o günkü duayı hiç unutamam..Dua
silahını en etkili şekilde kullanmıştık o gece..Bin aydan hayırlı Kadir Gecesinde.’..
İşin manevi tarafını bu kadar anlamlı ilk defa duyan ben çok değişik iklimlere sürüklenmiştim o gün..Bir şehit kızının,bir şehit kardeşinin anlattıkları benim iç dünyamda çok anlamlı ufuklar açmıştı...
Mümin ve Hasan dayımların akıbeti;benim çocuk kalbimde uhde oluşturmuştu,o an...
2015 yılının Mart ayında Genel Kurmay Başkanlığımız
tarafından 1.DÜNYA SAVAŞININ bütün cephelerindeki yüzbinlerce şehidimizin ismi teker,teker yayınlandı..
Selanik Vilayeti Drama Kazası Mahmatlı Köyü nüfusuna kayıtlı Şehit Şaban Çavuş oğlu
MÜMİN ve HASAN isimlerini ilgili listelerden onurla arıyacağım..
Sen bunları bir bir anlatmasan,adlarını kazımasan belleğime,nereden bilebilirdim bu kadar
şerefli bir mazimizin olduğunu;Rabbime hamd ettim,Bütün Fatihalar sana ve milyonlarca şehidimize olsun..Ama mektubumu burada kesmeyip,sana yorumsuz,bir olaylar dizisini
anlatmak istiyorum..İzninle...
KRALIN ADAMLARI...
Senin hayatın boyunca,zulümlerini yorulmadan anlattığın İngilizler 1999 yılında bir
film yapmışlar;ALL THE KİNG’S MEN-Kralın Adamları-adlı,DEVLET TELEVİZYONU,BBC
yapımı eser,yayın gecesi on milyon gibi rekor bir izleyici ile buluşmuş.Öz olarak
Türk Düşmanlığı üzere kurulu eser,1915 sıcaklarında Çanakkalede geçmekte.Bizzat
onların kaleminden,tam tersi olarak,onlarcasını anılarında okumasam belki ama ile bakılabilecek olay;
Gelibolu da Savaş esnasında yok olan,Kral V.George’un özel hizmetlilerinden oluşan
NORFOLK KRALİYET TABURUNUN kaybolup,bir daha hiç haber alınamamasını konu edinmekte..
Filim 12.Ağustos.1915 günü yapılan bir saldırıda Türk topçu Birliğinin yoğun atışı ile seyrelen taburun,kalanlarının esir edildikleri metruk bir yapıda kafalarına kurşun sıkılarak infaz edildikten sonra yakılmaları ile nihayet bulmakta.İLK günlerde ADAYI infiala sürükleyen film,ilerleyen zaman diliminde başka noktalara sürüklemiş insanları..Şöyle ki:
YENİ ZELANDA UFO DERGİSİ HABERİ..
İngilterenin eski sömürgelerinden Avusturalya ve Yeni Zelanda da da ilgiyle izlenen yapıt,
tartışmaları da başlatmış.1965 Yılında Okyanusyada ufo çılgınlığı yaşanırken, ÜÇ YENİ ZELANDALI ASKERİN NOTERDEKİ
İFADELERİ;FİLİMLE BERABER ORTAYA ÇIKINCA,OLAYA DEĞİŞİK ANLAMLAR YÜKLEMİŞ..Dergideki Noter ifadesi aynen aşağıdaki gibi:
’Bizler Yeni Zelanda Çanakkale Keşif BİRLİĞİ 3.Takım emekli askerlerinden;
1.FELİX REİCHARDT.Künye no:4165 Adres, Matota-PLENTY
2.ROBERT NEVNES.Künye No:13416 Adres,157.King Street-COMBRİDGE
3.JOSEPH NEWMAN. ADRES:75.FREYBERG STREET Octumoctai-Tauranga..
Anlattıklarımız 12.Ağustos 1915 te Geliboluda meydana gelmiş olayın bir kısmıdır..
Bu hadise,Savaşın en şiddetli anında,gün ışığında Anzak Suvla Koyu 60.Tepede vuku
buldu..Gün ağırırken gök berraktı,görünürde yedi veya sekiz tane birbirinin tıpkısı
ekmek somunu biçiminde bulut vardı ve 60.Tepenin üzerinde duruyorlardı..O sırada
6-8 km hızla esen meltem olmasına rağmen bulutların ne şekli ne de yerleri değişiyordu..
Tepenin 150 m kadar üzerinde duruyorlardı..BU bulut kümesinin tam altına gelen yerde aynı renkte yaklaşık 250 m uzunluğunda 6 m genişliğinde katı maddeyi andıran bir başka
bulut,İngilizlerin savaş yerine 1 km kadar uzaklıktaydı..Biz 60.TEPEYE GÖRE 90 M
YÜKSEKTE OLDUĞUMUZDAN OLAYI NET BİR BİÇİMDE GÖREBİLİYORDUK..Bulut dere
yatağına ilerledikten sonra yere kadar indi..Norfolk Kraliyet Askerlerinin 60 TEPEYE DOĞRU YÜRÜYÜŞE GEÇTİKLERİNİ VE DURAKSAMADAN ALÇALMIŞ BULUTUN İÇERİSİNE GİRDİKLERİNİ GÖRDÜK..Ama bulutun içinden çıkan hiç kimse olmadı..Bu taraftan bulutun içine giren askerleri görüyorduk,ama öte yandan kimse çıkmıyordu..Askerlerin sonuncusu da görünmez olunca,bulut yükünü alınca,yükselmeye başladı,diğer bulut kümesine ulaştı..
O ana kadar yerlerinde duran küçük bulutlar,büyük bulutla kuzeye doğru harekete başladı,
üç çeyrek saat sonra gözden kayboldular..
Aşağıda imzaları ve adresleride olan bizler,anlattığımız bu olayın kelimesi kelimesine
doğru olduğunu beyan eder ve onsekiz arkadaşımızı da şahit gösteririz...’
Yeni Zelanda Ufo Dergisinin noter onaylı beyanıda işin içine girince,İngilterede işler karıştı..Kurnaz İngilizler,özellikle Çanakkale de yüz yıldır kanayan yara olan, insanlık dışı
vahşetlerini unutturmaya çalışırken,olayı hiç istemedikleri bir noktaya taşımışlardı...
Acaba bu emekli askerlerin anlattıkları doğru muydu?..
-İngilterede arşivlerde bulunan:’ÇANAKKALE SAVAŞI GÜNLÜĞÜ.’İNCELENDİ.GÜNLÜĞÜN 3.bölümünde,YENİ ZELANDA SAHRA BİRLİĞİNİN O BÖLGEYE YOLLANDIĞI VE BİRLİKTEKİ 21 ASKERİN İSİM,İSİM KAYITLARI VARDI VE ÜÇ TANIK ASKER,O BİRLİKTE İSMEN BULUNUYORLARDI..
-İNGİLİZ ORDU KOMUTANI SIR LAN HAMİLTON,İNGİLİZ SAVAŞ BAKANI LORD KITCHENER’e
gönderdiği günlük raporda;’Norfolk Kraliyet Taburu Komutanı Albay Beauchamp’ın 16 subayı ve 250 kadar askeri ile saldırıya geçtiği haberini aldım,ama sonra hiç bir haber alamadım.’
İngiltere Savaş Tarihi Belgeleri arasındaki nüsha gizemi bir kat daha arttırdı...
-Hele OFFİCAL HİSTORY nin Çanakkale Bölümünde bir başka nüshada;NORFOLK KRALİYET TABURUNUN ADI GEÇİYOR VE DEVAM EDİYOR..’Mevsimsiz ortaya çıkan bir sis tarafından
birliğin hepsi yutuldu.Bu sis güneş ışınlarını güçlü bir şekilde yansıtıyordu.Hatta topçulara
hedef gösteren gözcülerin gözleri kamaştı ve top ateşi kesildi..Bu 250 asker ve subaylarından hiç bir haber alınamadı..’
Belgeler gösteriyor ki:Bir bulut hadisesi;İngilizleri; askerinden,en yüksek komuta kademesine kadar herkesi;etkilemiş,adeta askeri mekanizmayı felç etmiştir.YÜREKLERE
MÜTHİŞ BİR KORKU SALINMIŞTIR.Siz nasıl yorumlarsanız yorumlayın,görünen gerçek
budur..
Acaba bu üç Yeni Zelandalı emekli asker,’Geliboluda meydana gelen olayın bir kısmıdır.’ Derken,diğer kısmını neden anlatmamışlardır...?
Türk Dışişleri Bakanlığı İngiltereye olayı şiddetle kınayan nota verdi ve kendi arşivlerindeki belgeleri onlara ulaştırdı..
-iNGİLİZLER 1918 İstanbulu İşgal yıllarında Osmanlı Genel Kurmayına ilgili tabur hakkında
soru sordular;böyle bir taburun tamamının esir edildiğine ait bir kayıt bulunmamaktaydı..
Zaten ölülerinide ilgili taraflar,küçük ateşkeslerde kendileri topluyordu..
-1930 başlarında da;İngiliz Dışişleri Bakanlığı kanalı ile Kraliyet Norfolk Taburu hakkında
yazılı soru sorulmuş aynı cevap alınmıştı..
Ayrıca 36.Tümen Komutanı Albay Münip Beyin 12.Ağustos 1915 günkü raporuna göre;İNGİLİZLERDEN GERİ ALINAN SAHADA;ÜÇYÜZÜN ÜZERİNDE CESET,OTUZBEŞ
ASKERİDE ESİR ALINMIŞTI,TÜRK TARAFI KAYBI BİR SUBAY VE 61 ŞEHİT..YARALI SAYISI İSE;
DÖRT SUBAY VE YÜZALMIŞDOKUZ YARALI .. Bilgisi bulunmaktaydı..
Ayrıca yaralılardan 3357 sicil numaralı er A.G Brown Türk komutanlara verdiği ifadesinde..
’10 Ağustos 1915 te TUZLA GÖLÜ civarında karaya çıktım,ismini bilmediğim bir tepeye
hücumda,tepenin eteklerinde yaralandım,ayın 12 sinde esir oldum..Kumandanımın ismi
Engelfild idi..Fırkaninkini veya livanınkinin kim olduğunu bilemiyorum..’
Cesetler arasında baygın halde esir alınan 5. NORFOLK taburuna bağlı Teğmen
WİLLİAM GEORGE STEWART FAWKES’İN ESİR ALINMASI İLE İLGİLİ İFADE DE YUKARIDAKİNİ
DOĞRULUYOR..
Ayrıca GELİBOLUDAKİ ASKERİ OPERASYONLAR-LONDRA 1932 adlı çalışma Albay Münip BEYİN RAPORUNUN GERÇEKLİLİĞİNİ BELİRTMEKTEDİR..Bu rapor,İMPAROTORLUK SAVUNMA KOMİTESİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR..
19.Tümen ANAFARTALAR KUMANDANI MUSTAFA KEMAL,’Anafartalar Kumandanı Mustafa KEMALLE MÜLAKAT.’adlı eserde 1930 yılında,Gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın’a burada yaşadıklarını günbe gün anlatmıştır..
Öyleyse filimin anlattıkları tamamen hayal mahsulüdür..
Ya filimle istemeden ortaya çıkan hakikatler..?
BİR DAHA HİÇ HABER ALINAMAYAN NORFOLK KRALİYET TABURU..?
İnanmayacaksın ama bir GİZLİ EL burada da devreye giriyor,1999 yapımı filimi unutturmak istercesine 2006 ABD yapımı ALL THE KİNG’S MEN adlı film piyasaya sürülüyor...BBC yapımı
filimle konusu apayrı bir film...
Mesela siz bu filmi internetten izlemek isteseniz,Hollywood un 2006 yapımı filmine ulaşabiliyorsunuz..1999 yapımını ise ,bir Rus sitesinde bulabiliyorsunuz..Batılı internet sitelerinde bu filim yok..
Unutmadan belirteyim;1915 Temmuz ve Ağustos aylarına raslayan RAMAZAN AYININ
9.Ağustos 1915 KADİR GECESİ..
12.Ağustos 1915 Arefe günü OLDUĞUNU ARAŞTIRMALARIMLA BELİRLEDİM..
Unutmadan ilave edeyim:’’GÖKLERİN VE YERİN ORDULARI ALLAHINDIR.ALLAH AZİZDİR HAKİMDİR.’’
Fetih Suresi Ayet:7....
Mektuplarım sürecek..
YORUMLAR
Çok şerefsiz bir millet bu İngilizler.
Ondan sonra sen çık,
bu zalim, istilacı, sömürgeci milletin evlatları için;
‘’ Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar;
Burada bir dost ülkenin topraklarındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Siz Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar: Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır.’’ de...
Ne oldu şimdi?
Ne demeli bilemiyorum.
Çok tuhaf bir milletiz biz.
Ya da başka dümenler var işin içinde.
Bu İngiliz sevgisi nereden kaynaklanıyor?