- 7 Ocak 2015'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Nursemin Doğan (Beyaz Melek)
1978 yılında Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Kitap okuma aşkı daha ilkokulda başlamış olup harçlıklarını kitaplar için harcamıştır. O zamanlar okumayı çok sevdiği Muzaffer İzgü’nün “Ökkeş” serisinin âşığı olmuştur. İlk yazı yazma deneyimini, ilkokulda Türkân Ardalı isimli öğretmeninin verdiği ödev olarak bir hikâyeyi akrabası olan İrfan Doğan’la; ilk şiir yazma deneyimini ortaokulda iken yine verilen bir ders için amatörce şiir yazan dayısı Ahmet Kaytan’la birlikte öğretmenler ile ilgili bir şiir yazarak gerçekleştirmiştir. Bu yeteneğin genetik olduğunu düşünen Nursemin, bu düşüncesini her zaman savunmuştur. Çünkü dayısının dayısı olan Hasan Basri Karakuş da yerel dergi için şiirler yazmıştır.
Yine memleketinde, M. Arif Dilmen Ticaret Meslek Lisesi’nde Muhasebe Bölümü’nü okumuştur. İş hayatına memur olarak staj yaptığı Gazi Turhan Bey Ortaokulu’nda başlamıştır. Okulda staj işini ilk kendisinin başlattığını savunan yazarımız, mezun olduktan sonra ilk önce bir doktor yanında, sonra araba galerisinde ve en sonunda kendi mesleği olan mali müşavir yanında çalışmıştır. 2003 yılında da ailece Çorlu’ya yerleşmiş olup orada mesleği ile ilgili bir iş bulamayınca güvenlik sektörüne giriş yapmıştır ve hâlâ silahlı özel güvenlik mesleğini idame ettirmektedir.
Kitap yazmak gibi bir hayali olmamasına rağmen okur arkadaşlarının, “Bu kadar okuduğun yeter, artık sen de kitap yazmalısın ve biz senin kitaplarını okumak istiyoruz!” diyerek uyguladıkları tatlı baskılara kulak vermiştir. Toplumumuzda şiir kitaplarının pek okunmadığını düşünen Nursemin, kitap ile ilgili bir hayal bile kurmamıştır. Şiirlerini bile kimseye göstermezken, bir şair arkadaşının güvenilir bir sitede paylaşmasını önermesiyle paylaşımlarını yaparken oradan gelen eleştiriler nedeni ile morali bozulsa da bırakmamıştır yazmayı.
Bir üyenin, “Şiir yerine düzyazı olarak yazmalısınız. Düzyazıda daha başarılı olacaksınızdır.” şeklindeki düşüncesini belirtmesinden sonra az da olsa düz yazıya başlamıştır ve ilk eseri olan Eylülde Yıkım’da şiirleri ile birlikte yazılarını harmanlamıştır.