ŞairYazar
- 13 Temmuz 2024'den beri üye
İncelemeler
19 saat
İnceleme
İnsanın esareti nerede başlar
Asıl zindanlar insanların kilitli olduğu dört. duvar arasına hapsedildiği yerler değildir çünkü insan kendini mutlu etmesini bilirse insan o zindanda bile hür ve özgür olabilir hapistede olsak bizi dinleyen insanlar derdimizi konuşabileceğimiz insanlar varsa yanımızda o zindan bize cennet olabilir bir medrese haline gelebilir Yusuf Peygamber ahlâkı varsa insanda işte o insan zindanda da olsa özgür ve hürdür asıl esaret insanın içinin kurumasıdır o yüzden insanlar birbirinin cenneti ve cehennemidir çünkü insanlar birbirinin yarasını kapatabildiği gibi birbirinin yarasını kapatmak gücüne sahip olduğu gibi aynı zamanda yaralarımızı çoğaltabilir insanların yaşama hevesini ellerinden almamak onları bir bitki gibi kurumasına sebebiyet vermemek gerekir
Ailesinden şiddet gören insanlar sevdiğinden yada sevdiklerinden kıymet görmeyen insanların kendilerini kıymetsizlik görmesi onun zamanla içine kapanmasına sebebiyet verir insanlar gelin kaynana çekişmesinin olduğu evlerde sert kayınbabaların elinin altında mutlu olamazlar işte esaret odur ki ya buna çevremiz sebebiyet verir yada içimizdeki duygu kirliliği bizi esaret altına alır mutsuzluk kimse ile konuşamamak insanın kıymetsizleşmesi büyük esarettir
Kitabımız bir kızım olmadan yada Sinan akyüzün Piraye kitabına benziyor bu aralar bu konulara benzer kitaplar okuduğum için etkisi az olsada genede kısa sürede okunan insanı yormayan bir kitap kitaplarımı genelde nadir kitaptan alırım aslında sahafçılardan almayı severim eee insan çok kitap almak isteyince 0 kitaba para yetişmiyor ucuza aldığım bir kitap oldu 10 TL ama içerik dolu idi parçalanan bir ailenin öyküsü eskiden kızlarımız için başlık parası istemişiz ya buradada kızını istemediği bir insanla evlendiren bir baba ile kızın dramına şahit oluruz bir kaçış öyküsü diyebiliriz evet biz insanlar çocuklarımızın rızası olmadan onlara istemediği şeyler yapmak zorunda bırakırsak onun en büyük mutluluğu değil esareti oluruz evet ne yazıkki bu hikayeler yanı başımızda yaşanıyor ortadoğuda güneydoğuda doğu Anadolu'da yada tam mahallemizde onun için hiç kimse bir başkası yerine karar alamaz üstelik her yanlış kararla nice hayatların kararmasına sebebiyet evlilik birazda insanın anne ve baba yuvasından uzaklaşmasına neden olur bitkiler nasıl ilk ortamlarından ayrıldığı vakit kurumaya başlıyorsa sorumluluğunu alamayıp mutsuz olacağınız evliliklere bulaşmayın
Asıl zindanlar insanların kilitli olduğu dört. duvar arasına hapsedildiği yerler değildir çünkü insan kendini mutlu etmesini bilirse insan o zindanda bile hür ve özgür olabilir hapistede olsak bizi dinleyen insanlar derdimizi konuşabileceğimiz insanlar varsa yanımızda o zindan bize cennet olabilir bir medrese haline gelebilir Yusuf Peygamber ahlâkı varsa insanda işte o insan zindanda da olsa özgür ve hürdür asıl esaret insanın içinin kurumasıdır o yüzden insanlar birbirinin cenneti ve cehennemidir çünkü insanlar birbirinin yarasını kapatabildiği gibi birbirinin yarasını kapatmak gücüne sahip olduğu gibi aynı zamanda yaralarımızı çoğaltabilir insanların yaşama hevesini ellerinden almamak onları bir bitki gibi kurumasına sebebiyet vermemek gerekir
Ailesinden şiddet gören insanlar sevdiğinden yada sevdiklerinden kıymet görmeyen insanların kendilerini kıymetsizlik görmesi onun zamanla içine kapanmasına sebebiyet verir insanlar gelin kaynana çekişmesinin olduğu evlerde sert kayınbabaların elinin altında mutlu olamazlar işte esaret odur ki ya buna çevremiz sebebiyet verir yada içimizdeki duygu kirliliği bizi esaret altına alır mutsuzluk kimse ile konuşamamak insanın kıymetsizleşmesi büyük esarettir
Kitabımız bir kızım olmadan yada Sinan akyüzün Piraye kitabına benziyor bu aralar bu konulara benzer kitaplar okuduğum için etkisi az olsada genede kısa sürede okunan insanı yormayan bir kitap kitaplarımı genelde nadir kitaptan alırım aslında sahafçılardan almayı severim eee insan çok kitap almak isteyince 0 kitaba para yetişmiyor ucuza aldığım bir kitap oldu 10 TL ama içerik dolu idi parçalanan bir ailenin öyküsü eskiden kızlarımız için başlık parası istemişiz ya buradada kızını istemediği bir insanla evlendiren bir baba ile kızın dramına şahit oluruz bir kaçış öyküsü diyebiliriz evet biz insanlar çocuklarımızın rızası olmadan onlara istemediği şeyler yapmak zorunda bırakırsak onun en büyük mutluluğu değil esareti oluruz evet ne yazıkki bu hikayeler yanı başımızda yaşanıyor ortadoğuda güneydoğuda doğu Anadolu'da yada tam mahallemizde onun için hiç kimse bir başkası yerine karar alamaz üstelik her yanlış kararla nice hayatların kararmasına sebebiyet evlilik birazda insanın anne ve baba yuvasından uzaklaşmasına neden olur bitkiler nasıl ilk ortamlarından ayrıldığı vakit kurumaya başlıyorsa sorumluluğunu alamayıp mutsuz olacağınız evliliklere bulaşmayın
daha fazla
Varlık Yayınları
-
4/5 puan verdi
Beğendi
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem!
Zana Muhsen
- Varlık Yayınları
- 2000
2 ay
İnceleme
Kral lear
Evlat nankörlüğü! Bu, tıpkı ona ekmek veren eli ısırmak gibi değil mi?
Kral lear Shakespeare
Eskiden hatırladınızmı edebiyat sınavlarında okuduğumuzu anladıkmı soruları olurdu evet her kitap okuyan insanın bu soruyu kendisine sorması lâzım bu kitap bana ne düşündürdü her kitabın mutlaka bir ana fikri olur bu fikri bulup çıkarmakta okuyucuya düşer eğer bir kitap size bir şeyle düşündürebilirse o kitaptan bir şeyler kazanmışsınızdır her kazanç yani kitap okunduktan sonra kıssadan hisse çıkarmak mühim hadise
Kuraan emreder her işi ehline verin eğer çocuklarınız ehil değilse onlara bile miras bırakmayın evet her işte bir ehil gerekir eğer makamı devleti ayıya emanet edersen oda gider kemanın yayını insana batırır evet kral lear da devletini mirasını çocuklarına pay eder peki o çocukların devleti yönetecek aileyi yönetecek kapasitesi var mı işte ehil olmayan her şey insanı batırır onun için sevginizi ehil değilse ona bile vermeyin kral learda asrın hatasını işliyor kendini mirasını çocuklarına teslim ediyor hani dua ederiz ya Allah her şeyin hayırlısını versin ve öyle de çünkü evlâdın bile kötüsüne düşersen kendini sokakta bulursun eğer şanslıysan bir huzur evinde kendini bulursun
Evet kral learda bir babanın dramı anlatır ancak ben tiyatroya yeni başladığım için o ruh haline giremedim ve okuduğumu tam anlayamadım ancak shekpere ın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum kitapta güzel alıntılar var kitap bir babanın ailesinin ve devletinin nasıl parçalandığını anlatır her işi ehline vermek gerekir eğer evlat nankörse hem devleti hem aileyi yok eder zaten her işin verilmesi dini bir emirdir devlet terbiyesi halk terbiyesi ailede başlar devletin emanet edildiği kişi adaletli bilgin ve gücü ile aklı yerinde olmalıdır onun için evlât terbiyesi devletin devâmı için önemlidir bugün babasının parasını yiyipte anne babasını huzur evine yatıran insan sayımız çok anne babasını üzüp onun para puluna göz koyan insan kendi insanının başına ne işler açar düşünmek bile istemezsiniz evet devletini yöneten kişi onu oraya oturtan halkı hiçe saymamalıdır halkın gücü ile koltuğa oturanlar bir gün halkın gücü ile o koltuktan kalkarlar sağlam bir devlette güzel bir hayatta yaşamak istiyorsanız ilk önce sağlam ve güzel ahlâk üzerine insanlar yetiştirmek istemek mecburiyetindeyiz isteyen insan vermesinidi bilmelidir efendimiz SAV buyurduğu gibi veren el alan elden üstündür yok olmamak için yetiştirdiğimiz nesle ne verdiğimize dikkat etmeliyiz
Evlat nankörlüğü! Bu, tıpkı ona ekmek veren eli ısırmak gibi değil mi?
Kral lear Shakespeare
Eskiden hatırladınızmı edebiyat sınavlarında okuduğumuzu anladıkmı soruları olurdu evet her kitap okuyan insanın bu soruyu kendisine sorması lâzım bu kitap bana ne düşündürdü her kitabın mutlaka bir ana fikri olur bu fikri bulup çıkarmakta okuyucuya düşer eğer bir kitap size bir şeyle düşündürebilirse o kitaptan bir şeyler kazanmışsınızdır her kazanç yani kitap okunduktan sonra kıssadan hisse çıkarmak mühim hadise
Kuraan emreder her işi ehline verin eğer çocuklarınız ehil değilse onlara bile miras bırakmayın evet her işte bir ehil gerekir eğer makamı devleti ayıya emanet edersen oda gider kemanın yayını insana batırır evet kral lear da devletini mirasını çocuklarına pay eder peki o çocukların devleti yönetecek aileyi yönetecek kapasitesi var mı işte ehil olmayan her şey insanı batırır onun için sevginizi ehil değilse ona bile vermeyin kral learda asrın hatasını işliyor kendini mirasını çocuklarına teslim ediyor hani dua ederiz ya Allah her şeyin hayırlısını versin ve öyle de çünkü evlâdın bile kötüsüne düşersen kendini sokakta bulursun eğer şanslıysan bir huzur evinde kendini bulursun
Evet kral learda bir babanın dramı anlatır ancak ben tiyatroya yeni başladığım için o ruh haline giremedim ve okuduğumu tam anlayamadım ancak shekpere ın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum kitapta güzel alıntılar var kitap bir babanın ailesinin ve devletinin nasıl parçalandığını anlatır her işi ehline vermek gerekir eğer evlat nankörse hem devleti hem aileyi yok eder zaten her işin verilmesi dini bir emirdir devlet terbiyesi halk terbiyesi ailede başlar devletin emanet edildiği kişi adaletli bilgin ve gücü ile aklı yerinde olmalıdır onun için evlât terbiyesi devletin devâmı için önemlidir bugün babasının parasını yiyipte anne babasını huzur evine yatıran insan sayımız çok anne babasını üzüp onun para puluna göz koyan insan kendi insanının başına ne işler açar düşünmek bile istemezsiniz evet devletini yöneten kişi onu oraya oturtan halkı hiçe saymamalıdır halkın gücü ile koltuğa oturanlar bir gün halkın gücü ile o koltuktan kalkarlar sağlam bir devlette güzel bir hayatta yaşamak istiyorsanız ilk önce sağlam ve güzel ahlâk üzerine insanlar yetiştirmek istemek mecburiyetindeyiz isteyen insan vermesinidi bilmelidir efendimiz SAV buyurduğu gibi veren el alan elden üstündür yok olmamak için yetiştirdiğimiz nesle ne verdiğimize dikkat etmeliyiz
daha fazla
Anonim Yayıncılık
- Puan vermedi
Kral Lear
William Shakespeare
- Anonim Yayıncılık
- 2012
2 ay
İnceleme
Kitabın kahramanları zina eden bir erkek kadın ve jon snow gibi zinadan doğan bir çocuk evet ne kadar ailevi ve ahlâki değerlere aykırı insanlar ama sakın olun kitap okurken ilk önce bizim dışımızda ahlak ölçülerinin dışında insanların olduğunun bilincinde olmalıyız yani kaybedenler terkedilenler ve sokakların kanunu uyuşturucu travestiler linç edilenler ve kanunsuzlar türkiyede de zaten gidin kenar mahallelere her türlü suç işleniyor açın gazeteleri televizyonu seyredin her türlü suçu biz işliyoruz ve bugün suçu yeterince tanımıyor oluşumuzun nedeni suçun yasalarla korunuyor oluşumuz nasıl türkiyede ve dünyada organ mafyası varsa çindede kan satımı yapılıyor ve kahramanımız kanını satarak para kazanan bir aile babası ve zamanında karısının köşeye sıkıştırılması ile zina sonucu bir çocukları oluyor ve adam ilk başta çocuğunu reddetsede sonradan kabul ediyor ve çocuğunun hayatını kurtarmak için kanını satıyor yani hikayenin kahramanı kitabın adından da anlaşıldığı gibi kanını satan
adamın kan satarak ailesini koruması
Olay çinde geçiyor bazı ülkelerde kan satışının yapıldığı söyleniyor ne kadar doğru bilemem ama şu da bir gerçekki Türkiyede ve dünyada gayrı meşru ve haramda milyarlarca para dönüyor ve mafya kenar mahallelerde içimizde yaşamaya devam ediyor koka bitkisi bazı ülkelerde yasal olarak yetişiyor yani düşünsenize uyuşturucunun lgbt nin ülkede yasallaştığını demekki o zaman yasa dışı her madde ülkede markette bakkalda satılacak şimdi kanını satan adam yasal olarak kanını satıyor bu adamıda şöyle düşünürsek her gün milyonlarca insan organını satıyor tabi Rabbim insanları zora düşürmesin aç insan her suçu işler evet kanını satan adamda hem zevk için hem de ekmek için kanını satıyor kahraman oluyor kitabı çok sevdim yazar çok güzel karakterler yazmış yu hua Çin edebiyatından bir roman ilk romanı yaşamak onu da muhakkak okuyun kitaptan çıkardığım sonuç şu para tatlıdır insan zorda kalınca kanını satar biz insanlar yasal olan her şeyi yaparız ve kan satışı yasal serbest olsa kaç kişi kan satar heralde çoğunluk kanını satmaya gider peki sizce kanunen serbest olan her şeyi yaparmıydık
adamın kan satarak ailesini koruması
Olay çinde geçiyor bazı ülkelerde kan satışının yapıldığı söyleniyor ne kadar doğru bilemem ama şu da bir gerçekki Türkiyede ve dünyada gayrı meşru ve haramda milyarlarca para dönüyor ve mafya kenar mahallelerde içimizde yaşamaya devam ediyor koka bitkisi bazı ülkelerde yasal olarak yetişiyor yani düşünsenize uyuşturucunun lgbt nin ülkede yasallaştığını demekki o zaman yasa dışı her madde ülkede markette bakkalda satılacak şimdi kanını satan adam yasal olarak kanını satıyor bu adamıda şöyle düşünürsek her gün milyonlarca insan organını satıyor tabi Rabbim insanları zora düşürmesin aç insan her suçu işler evet kanını satan adamda hem zevk için hem de ekmek için kanını satıyor kahraman oluyor kitabı çok sevdim yazar çok güzel karakterler yazmış yu hua Çin edebiyatından bir roman ilk romanı yaşamak onu da muhakkak okuyun kitaptan çıkardığım sonuç şu para tatlıdır insan zorda kalınca kanını satar biz insanlar yasal olan her şeyi yaparız ve kan satışı yasal serbest olsa kaç kişi kan satar heralde çoğunluk kanını satmaya gider peki sizce kanunen serbest olan her şeyi yaparmıydık
daha fazla
Jaguar Kitap
- Puan vermedi
Kanını Satan Adam
Yu Hua
- Jaguar Kitap
- 2020
2 ay
İnceleme
Saatleri ayarlama enstitüsünü okudum ama pek beğenmedim kitap hayri irdal ve hayati bey üzerine yazılmış yani bir insanı tanıdıktan önceki halimiz ve sonraki halimiz kısaca kürk mantolu madonnadaki Raif bey hali ancak kitaptaki duygular ne yazıkki bana tam geçmedi bir insanın yıkımı ve dirilişi daha güzel anlatabilirdi kitapta Abdullah zamani karakterinin yaratılışı yani bir yalan karakterin ortaya çıkarılması bana yalanın savunulması ve yalan bir işle insanların kaldırılması gibi geldi bu yüzden yazarın yalanın savunduğunu ve yalan bir işle insanın kandırılıp oyalanacağını tasvip ettiğini düşündüm gerçekçilik varken yalan savunması yapmaya gerek var mı tam bilemedim
Evet gelelim kitabın ne düşündürdüklerine yazar ilk önce insan insanın cehennemidir diyerek güzel bir düşünce atıyor ortaya çünkü şu dünyada olan her şey in sebebi ne yazıkki biziz evet dünyayı yok eden biz insanoğluyuz savaşlar açlıklar sokakta yatan çocukların sebebiyiz her insan dünyanın iyiliğe güzelliğe gitmesinde kendisini vazifeli saymalı yapılan her işi bir başka güzel bir iş takip etmeli
bazen ilk başta kendimizi sonrada diğer insanları oyalamasını bilmeli ama ortaya gerçek bir iş ortaya çıkartmalı ve giderken arkada bir güzellik bırakıp öyle veda etmeliyiz kitaptaki alıntılar güzel ancak alıntıların mükemmel olması kitabında mükemmel olduğunu göstermez kitap beni sarmadı kitap fikir ve kurgudan oluşur alıntılar ise o kitabın süsüdür her alıntısı güzel kitap güzel roman anlamına gelmez hayati bey bir şeyler yapmak ve gerçekleştirmek istiyor ama işte yarıda kalıyor kitapta yarıda kalıyor yani kitabın özeti şu alıntılardır diyebiliriz
Yalana ancak yalanla karşı konabilir.
Vaktiyle ne kadar masum yalanlar söylermişiz
İnsanla uğraşmak çok güçtür ve zaman ister. Mesele vaziyeti iyi hazırlamaktadır. İnsanlar onu kendiliklerinden yaşarlar.
iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu.
Şu hakikatı kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir.."
Evet gelelim kitabın ne düşündürdüklerine yazar ilk önce insan insanın cehennemidir diyerek güzel bir düşünce atıyor ortaya çünkü şu dünyada olan her şey in sebebi ne yazıkki biziz evet dünyayı yok eden biz insanoğluyuz savaşlar açlıklar sokakta yatan çocukların sebebiyiz her insan dünyanın iyiliğe güzelliğe gitmesinde kendisini vazifeli saymalı yapılan her işi bir başka güzel bir iş takip etmeli
bazen ilk başta kendimizi sonrada diğer insanları oyalamasını bilmeli ama ortaya gerçek bir iş ortaya çıkartmalı ve giderken arkada bir güzellik bırakıp öyle veda etmeliyiz kitaptaki alıntılar güzel ancak alıntıların mükemmel olması kitabında mükemmel olduğunu göstermez kitap beni sarmadı kitap fikir ve kurgudan oluşur alıntılar ise o kitabın süsüdür her alıntısı güzel kitap güzel roman anlamına gelmez hayati bey bir şeyler yapmak ve gerçekleştirmek istiyor ama işte yarıda kalıyor kitapta yarıda kalıyor yani kitabın özeti şu alıntılardır diyebiliriz
Yalana ancak yalanla karşı konabilir.
Vaktiyle ne kadar masum yalanlar söylermişiz
İnsanla uğraşmak çok güçtür ve zaman ister. Mesele vaziyeti iyi hazırlamaktadır. İnsanlar onu kendiliklerinden yaşarlar.
iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu.
Şu hakikatı kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir.."
daha fazla
Dergah Yayınları
- Puan vermedi
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar
- Dergah Yayınları
- 0
2 ay
İnceleme
Mesnevi
Evet aslında benim düşünceme göre edebiyat hisseden kalpler içindir eskiden edebiyat sınavlarında okuduğumuzu anladıkmı bölümleri olurdu evet okuyan insanın kendisine sorması gereken en güzel soru okuduğumuzu anladıkmı anlamak için hissetmek lâzım çoğumuz okuduğumuz kitabın altını çizmeyi severiz peki şöyle soralım altı çizilen cümleleri yaşadıkmı hayatımıza ilke edindikmi bana göre okunan her şey bir edebiyattır onun içinde okumak büyük bir eylemdir tasavvufta bana göre edebiyatın parçasıdır her ne kadar tasavvuf ile ilahiyatı bilim ile ilmi birbirinden ayırmaya çalışsakta bunlar birbirinden ayrı düşünülemez dostoyevski Tolstoy bunlar ı edebiyat okuyupta beğenmeyen az kişi vardır Karl marx dinin gerekli olduğunu söyler o halde din kelimesini kullanan insanı dışlamamak gerekir insan nerede bir güzellik görürse onu okumalı hatta kişi hangi fikirde olursa olsun kendisine zıt fikirleri ve niye zıt olduğunu bilmesi gerekir işte bize gereken en gerekli düşünce felsefe fikir din fikri tasavvuf
Evet bugün edebiyata dünyaya tasavvufi açıdan bakmakta gerekir tasavvuf en hakiki en güzel söz demektir bir kez Allah desek bakın bakalım insanın içi nasıl güzelleşir evet tasavvuf ustaları ilim ustaları demek madem inanç var o halde buyurun tasavvuf ustalarınıda okuyalım işte tasavvufun büyük ustası mevlâna mesnevisi ile gazali ihyası bizi Kuraan yoluna güzellik yoluna davet ediyor sözmü arıyorsunuz güzel bir söz mü işitmek istiyorsunuz o halde ilk önce Kuraan sonra hadis sonrada ilim adamları bize gönül sofralarına buyur ediyor altını
Çizecek kitap mı arıyorsunuz mevlana asırlar öncesinden bizi çağırıyor kitabın her satırı altı çizilmek için yazılmış din öğretmeni mevlâna konyanın gönül sultanı edebiyatçıların dediği gibi bir kitap asırlar öncesinden yazılır ve her sözü bugün bile geçerliliğini korur işte o zaman o kitap ilk günkü gibi tazedir inşAllah
Evet aslında benim düşünceme göre edebiyat hisseden kalpler içindir eskiden edebiyat sınavlarında okuduğumuzu anladıkmı bölümleri olurdu evet okuyan insanın kendisine sorması gereken en güzel soru okuduğumuzu anladıkmı anlamak için hissetmek lâzım çoğumuz okuduğumuz kitabın altını çizmeyi severiz peki şöyle soralım altı çizilen cümleleri yaşadıkmı hayatımıza ilke edindikmi bana göre okunan her şey bir edebiyattır onun içinde okumak büyük bir eylemdir tasavvufta bana göre edebiyatın parçasıdır her ne kadar tasavvuf ile ilahiyatı bilim ile ilmi birbirinden ayırmaya çalışsakta bunlar birbirinden ayrı düşünülemez dostoyevski Tolstoy bunlar ı edebiyat okuyupta beğenmeyen az kişi vardır Karl marx dinin gerekli olduğunu söyler o halde din kelimesini kullanan insanı dışlamamak gerekir insan nerede bir güzellik görürse onu okumalı hatta kişi hangi fikirde olursa olsun kendisine zıt fikirleri ve niye zıt olduğunu bilmesi gerekir işte bize gereken en gerekli düşünce felsefe fikir din fikri tasavvuf
Evet bugün edebiyata dünyaya tasavvufi açıdan bakmakta gerekir tasavvuf en hakiki en güzel söz demektir bir kez Allah desek bakın bakalım insanın içi nasıl güzelleşir evet tasavvuf ustaları ilim ustaları demek madem inanç var o halde buyurun tasavvuf ustalarınıda okuyalım işte tasavvufun büyük ustası mevlâna mesnevisi ile gazali ihyası bizi Kuraan yoluna güzellik yoluna davet ediyor sözmü arıyorsunuz güzel bir söz mü işitmek istiyorsunuz o halde ilk önce Kuraan sonra hadis sonrada ilim adamları bize gönül sofralarına buyur ediyor altını
Çizecek kitap mı arıyorsunuz mevlana asırlar öncesinden bizi çağırıyor kitabın her satırı altı çizilmek için yazılmış din öğretmeni mevlâna konyanın gönül sultanı edebiyatçıların dediği gibi bir kitap asırlar öncesinden yazılır ve her sözü bugün bile geçerliliğini korur işte o zaman o kitap ilk günkü gibi tazedir inşAllah
daha fazla
Akçağ Basım Yayın
- Puan vermedi
Mesnevi: Mevlana
Tam Metin Ciltli
- Akçağ Basım Yayın
- 2007
2 ay
İnceleme
Yaban
Kurtuluş savaşından sonraki ilk cehalet yılları kurtuluş savaşı bitmiş cehaletten kurtuluş savaşı başlamıştır yabani bir köyde yaşayan insanların arasındayız bugün nasıl şeyhler lider ve önderse o günde öyle idi halk sahte mi doğrumu bakmadan şeyhin her sözüne tapar onu başına taç eder bugünde öyle değil halk şeyhi git camdan atla desek atla diyecek durumda değil mi dün bir kızın bir erkekle oturup konuşması linç edilip dedikodu edilmesine yol açarken bugünde aynı hataları işlemiyormuyuz yada belki zaman eskidi utanma ve haya duygusunu kaybettik dünün insanı erkeklerle konuşurken haya eder utanç ile başını öne eğerken bugün ne yazıkki 1 kız 20 erkekle birden konuşuyor evet kurtuluş savaşı başlamadan önceki devirlerde bir köydeyiz halk o kadar saftır ki adeta celladına teslim olmuş kendi elleri ile köyünü düşmana teslim kendi rızası ile düşmanına boyun uzatan halkın batması hak değilmidir ve kendisini isteyerek düşmana teslim eden kurtuluş ümidi var mıdır cahillik ve saflığın en koyu anındayız
Yaban aslında yarim bırakılmış bir romandır bu yüzden son kısmı fazla beğenmedim daha güzel yazılabilirmiş son kısmı sönük kalmış diyebilirim keşke daha güzel bir son ile nokta konulsaydı bu şekilde bitince kitabın devamıda olabilirmiş gibime geldi yabanda köylü kısmı ile aydın kesimin birbirine Yaban ve yabancı kaldığı cahilliğin insanın sonunu getireceği evet cahillik insanın sonunu getiren en büyük sebeptir cahil kalan insan Ağalık ve şeyhlerini kendine kurtarıcı seçer cahil halk gider kendini düşmana teslim eder işte bu yüzden cahillik sömürünün ana sebebidir eğer cahillik olmasa idi yeryüzünde savaşlar çıkarmı idi halklar bu kadar rahat bir şekilde sömürülürmüydü biz insanlar düşmanı kurtarıcı zannedermiydik evet ne yazıkki başımıza gelenler kendi kara cahilliğimiz iledir insanın en başta kendini şu kara cahillikten kurtarması lâzım yoksa başımıza gelenlerden kendimiz sorumlu oluruz peygamberimiz savaşların küçük cihat kendimizi yenileyip temizlemenin güzellik doğruluk dürüstlükten beslenip nefes almanın büyük cihat olduğunu söyler büyük cihada çıkmak ise güzelliği doğruluk dürüstlüğü okumak öğrenmek ve ilerlemek ile olur
daha fazla
İletişim Yayınları
- Puan vermedi
Yaban
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- İletişim Yayınları
- 2000