- 22 Aralık 2009'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Bir ucum, hayalin coğrafyasında kol gezer ütopya ülkesini istila etmek için.
Bir ucum, durmadan hayatı tasarlar dağınık düşünceler ve dalgın dokunuşlarla.
Bir elim, alışılmadık kurgular yaratmak için yazıda, hatta, yeni kelimeler türetmek için çırpınmada usulca...
Bir elim, insan denen karmaşada çocukluğuyla uğraşmada, hayatı onarmak için parçalanıp bölünmede, büyüye gide…
Bıçak ve Yarayım ben.
Kimileyin bir koşu soluk soluğa bir harfin ardında, kimileyin bir bakışın nehrinde, kimileyin bir sözün, bir sesin derin girdabında; yüzüm…
Hep o dur ki, söz’ün terkisinde evham giyinik bir dağınıklık benim yüzüm..
Hayalet biriktirmiş sahaflar kadar uzun bakarlı olsa da, yüz’üm.
Telaş, genlerimde upuzun bir haritanın sınır taşları gibi durur.
Telkin ve sabır; hikayesindeki hüznü çizen bir pusula bana. Ki, hep hep hep kuzeyi gösterir sonsuz ve istenen üşümelerle.
Bıçak ve Yarayım ben.
Bana sıcak gerek.
Bir damla gül suyu.
Biraz incir.
Bir tutam mavi.
Bir demet itimat.
Biliyorum:
Kahramanlar dönemi kapandı.
Herkesin mazisiyle övündüğü zamandayız.
Şehir ve plastik, dumura uğrattığı bireyin sefaletini izliyor; yılışık ve isterik bir gülümsemeyle, şehrin varoşlarından.
İhanete, yalana ve iftiraya ayarlı hayat adlı muamma, çoğunluğun anısında derin çizikler açmış durumda.
Hatıralar yaralı ve yorgun.
Kimse ötekini dinlemiyor.
Kimsenin zamanı yok artık durup ince şeyleri anlamaya ve düşünmeye.
Anlam da zedelendi.
Pervasız ve itici sözler hayatın ve şehrin yasaları halini almış durumda.
Artık, söz’ün kirlendiğini kolaylıkla söylemek mümkün.
Eller…Bilhassa onlar, temiz değil epey bir zamandır.
Epeydir gülümsemeler anlamını kaybetti.
Epeydir iklim soğuk.
Yürekler de.
İmgelem öldü !
Ütopyayı çoktan terk etmişti zaten ahali…
ve ben,
az seven, çok düşünen;
ah !
kendine hala
uygun bir çocukluk arayan adam !