Bir çocuğun güneşi ısıttı içimizi, artık onun masalında kötü adamlarız biz…s.d
ŞairYazarKimlik Onaylı
- 29 Aralık 2008'den beri üye
Sevgi Dündar hakkında düşünceniz nedir?
Sevgi Dündar Hakkında Ne Dediler?
Sevgi Dündar hakkında toplam 1 düşünce paylaşılmış.
meselci
23 Kasım 2009 Pazartesi 13:07:53
m@li64
11 Kasım 2009 Çarşamba 16:42:11
İyi ki varsınız...
Serdar Keskin
21 Temmuz 2009 Salı 03:33:24
yalnızlıktan gelip hüzne giden sayın şiir yolcuları,şairiniz tarafından beş dakika ağlama molası verilmiştir,mola bittiğinde gözyaşlarınızı lütfen dizelere siliniz...
zeNn
20 Temmuz 2009 Pazartesi 19:46:22
Sessizlikler ortasında bir tılsım gibi..
içsellikten ayırdığım bir KRİSTAL
içimde bir duygu sanki bir büyük gibi..
รєשﻮเ кคאค
ღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღ
içsellikten ayırdığım bir KRİSTAL
içimde bir duygu sanki bir büyük gibi..
รєשﻮเ кคאค
ღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღ
Keyif dolu bir söyleyişi okumak için, zaman ayırmaya değer bir söyleyişi, Sevgi dolu bir insanı tanımak için de...
................................................
meselci: Sayın Sevgi KAYA genel bir anlamda soruyorum, kimdir, kendini nasıl tanımlar?
Sevgi Kaya:
Öncelikle bu samimi söyleşi adına ve tercihlerine ismimi eklediğin için sonsuz teşekkürler Selim dostum...(Rica ederim.)
Hayatın neresinde durduğunu ve duruş şeklini bilen,metropol bir duruşun kendini daralttığı, yalın, basit biri Sevgi...
Kendi tanımıyla değişikliklere açık, uç düşünceleri seven fakat kendi içinde evrimini tamamlamış, insanlık kavramını dar kalıplara sığdıramayan, özgürlüğüne fazlasıyla düşkün ve kafa tutabilen hayata…Hesabını veremeyeceği şeylere uzanmayan bir yüreğe sahip… Güzel ya da çirkin; yaptığı her şeyin arkasında durmayı hayatın çok erken öğrettiği...
Hep bir yanı asi… fakat kendisiyle küs olduğu zamanlarda bile hayatla hep barışık, yaşamın kendine aşık biri...
Bir insan hep pozitif olamaz değil mi…:)) bilir Sevgi kendindeki olumsuzlukları…Acelecidir her şeyden önce ve olmaması gerektiği kadar da duygusaldır..Aklını kullanamadığı çok satır araları vardır hayatında…..Bünyesinde barındıramasa da ani çıkışları çoktur Sevgi’nin…Hayatı kurgulamaz, olduğu gibi yaşar.Bu nedenle beklentileri de büyük değildir…En büyük hatası belki de bu…çok disiplini sevmez, salaş bir yanı vardır…
En somut şekli ile 1964 yılının 1 ağustos akşamında Samsun’da dünyayı selamlamış, değişik illerde ikamet etmiş, hayatımın dönüm noktası dediği üniversite yıllarını Muğla’da geçirmiş, halen kendine ait işyerinde serbest muhasebeci olarak çalışan, sahip olduğu tüm değerlerden ayrı tuttuğu 12 yaşında bir kız çocuğu annesi…
Çokça deli, biraz haylaz, biraz hırçın ve hep asi….söylemeden geçmeyelim..en biçimsin anlarında bile hiç eksik etmez gülmesini..
meselci: Edebiyatla çok haşır neşir olduğunuzu biliyorum, edebiyatla, daha doğrusu şiirle buluşma(şiirle bulaşma) serüveniniz nasıl gelişti? Şiiri siz mi keşfettiniz, yoksa şiir mi kuşattı, ihata etti benliğinizi Sevgili Sevgi?
Sevgi Kaya:
Şiir en büyük tutkularımdan biri diyebilirim…buna rağmen şiirle ilintili büyük hedefler belirlemedim kendime..Çünkü şiir benim özelim…kendimi en iyi ifade edebildiğim tek nokta belki de..bu ifade etme ihtiyacı doğrultusunda başladım şiir yazmaya..oysa uzmanlık alanım rakamlardır sevgili Selim.:))) Elbette ki okul yıllarımızda edebiyat ile ilgili her tür etkinliklerin içinde yer aldık…zaman zaman bazı dergilerde yayınlanan çalışmalarımız oldu. Radyo gibi yayın kanallarında
Şiiri konu alan oluşumlarda emek verdik fakat bunların boyu bizim boyumuzu aşmadı…:))
Her zaman kültürel etkinlik ve ruhumu dinlendirdiğim molalar olarak yer aldı hayatımda…Şiir, hayatımın satır aralarını dolduran harika bir doyum noktası…kendimi bulduğum, sadece ben olduğum yegane bir eylem şiire durma…
Ben bu noktada yazım hayatına ciddi hedefler belirlemiş yürekli kalem arkadaşlarıma başarılar diliyorum…
meselci: Şiirde, dahası yazı yazmada öncelik verdiğiniz, özen gösterdiniz çaba ne şekilde oluyor? Yazma serüveniz her ortamda mı vuku buluyor yoksa, ıssız(sakin) bir yer olmazsa ilham perileri ziyaret etmiyor mu engin ve zengin kaleminizi?
Sevgi Kaya:
Kendi deyimimle şiiri çağıramazsınız sevgili Selim..O kendi çıkar gelir..denemişimdir…Şiir yazmalıyım dediğim zamanlardaki çalışmalarım üzerine hep ayrı elbise giymişlerdir..Mutlaka benden ayrılan noktaları olmuştur… Kendisi geldiyse ve beni yazmalısın dediyse o çalışmayı benden koparmanın imkanı yoktur.. Bendir o… duygularımın en çıplak halidir..sevgilerim, özlemlerim, öfkelerim gibi…Yine de duygu yoğunluğunu yaşadığım anlar genelde gece olur ve çok çalışmam gece ürünüdür… Bunu derken hesap yaptığım bir anda rakamların içinde boğuşurken de “ben buradayım, geldim “ diyenler de yok değildir hani çalışmalarımın içinde…
Demem o ki, benim pek seçme şansım yoktur… Duygu yoğunluğuma göre yerini ve zamanını o seçer…)))
meselci: Gündemi ne şekilde takip etmeye çalışıyorsunuz, şuan gündemi meşgul eden Demokraktik Açılım hakkında neler söyleyebilirsiniz, yoksa ben sadece sanatımla uğraşırım mı dersiniz Sevgili Sevgi?
Sevgi Kaya:
Pek takip edilecek tarafı kalmasa da elbette ki gündemi takip etmekteyim medya yayın organlarından…Magazin haberleri dışında genelde takip etmeye çalışırım..Oldum olası magazin ve spor haberleri ile barışamamışımdır.:))
Bu arada açılım demişiz sevgili Selim..Açılım’ın bende çağrıştırdıkları ve ilk aklıma gelenler..fazla açmadan kalemin ucunu değineyim..:))
AÇILIM...anlamını içinde barındıran bir terim oldu tam anlamıyla..o kadar ki açıldıktan sonra açılan yaraları örtme şansımız kalmayacak...bu bir bölücülük oyunudur..bu bir nevi stratejidir...soğuk savaş tetikleyicisidir...aynı toprakların üzerindeki etnik kökenlerin karşı karşıya kalmasına çanak tutmaktır...bu toprağın türkü de benim, kürdü de...lazı da benim, çerkezi de...bunu artık kavramak gerekiyor sanırım..biz aynı topraklarda yaşayan türklerin dışında sadece kürtlerin değil pek çok etnik kökenin bir arada yaşamaya çalıştığı ve buna çomak sokmazlarsa başaracak olan bir toplumuz...ama buradan elde edilecek sosyal içerikli rantı yitirmek istemeyen şovanizm yandaşları hala asıl tehlikenin ya farkında değiller...ki inanmıyorum buna...o zaman asıl rant bu tehlikenin ucunda yatıyor demeliyim ancak...ne yazık ki bu böyle...önce rahat olduklarına inandırarak sonra kuyruklarına basmak...başka tanımı yok bende bunun...bu da terörün içerden hortlamasına bir kapıdır...beraber yaşamak yerine bölücülüğe yataklık yaparsan neticede olacak budur diyebilirim..
biz hangi etnik köke dayanırsa dayansın beraber hareket edebilen bir mlletiz bu topraklarda yaşayan insanlar olarak..böyle de olmalıdır...
en basite indirgeyerek hiç kürt arkadaşınız yok mu..ya da çerkez değil mi kapı komşunuz..üst katta bir gürcü oturmuyor mu..ya da ermeni asıllı bir iş arkadaşınızla aynı odayı paylaşmıyor musunuz...eeeeeeeeeee..sorun ne o zaman..olaya önce bu boyutu ile bakar ve tabandan tavana gidersek algılamakta o kadar kolay olur ve anlam kazanır diye düşünenlerdenim...
meselci: Gittikçe gelişen, geliştikçe üye sayısını artıran, çoğalan, edebiyat adına güzel bir konumda duran EDEBİYATDEFTERİ.COM sitenize dahil olma sürecinizi ve siteyi nasıl bulduğunuza dair görüşlerinizi edebiyatdefteri ailesi okurlarına aktarabilir misiniz?
Sevgi Kaya:
İçinde olmaktan keyif aldığım, güzel dostluklara imza attığım adresim...yaklaşık 1 yıldır buralıyım... Daha önce de başka sitelerde bulundum ve hala iletişim halindeyim fakat defter benim için çok özel...çok değerli kalem arkadaşlarımı bünyesinde barındıran kocaman bir çatı diye düşünüyorum…
Sizlerle olmak çok güzel…ben iyi ki buradayım ve sizler de orada… Bu oluşumun mutfağındaki tüm arkadaşlara emeklerinden dolayı teşekkürler..
Ve sen sevgili Habib(Habib Dağ, ansızın- Siter yöneticisi), özellikle de sana teşekkürler…Halay başını çektiğin için…Seviyorum bu aileyi…
meselci: Gezmek/tozmak görmeyi arzuladığını beş dünya şehri sıralayın desem, ve nedenlerini de sorsam?
Sevgi Kaya:
Bu tür takıntılarım olmadı sevgili Selim... Özellikle şunlar diyemeyeceğim..hele sebepleri ile hiç..Lakin ilk aklıma gelenler dersek şehir merkezi olarak değilse de Uzakdoğu, Hindistan…bir de merkez olarak Prag diyebiliriz..
Yine de önce il il Türkiye demeliyim…))
meselci: Kütüphanenizi süsleyen yazar ve şairlerden öncelik verdiğiniz üç şahsiyet ismini alabilir miyim?
Sevgi Kaya:
Olmazsa olmazlarım yoktur… hiç onaylamadığım bir yazardan okuduklarım da olmuştur beğenerek ya da çok değer verdiğim ustalardan da bu olmasaydı keşke dediklerim… yine de A.İlhan, H.Hüseyin, N.Hikmet, A.Telli gibi ustalara ait eserler demirbaştır şiir adına kitaplığımda…
şiir dışında genelde psikoloji altyapılı, kişisel gelişim alanlarındaki eserler dikkatimi çeker okumak için…
meselci: On yıl sonra kendinizi nere(ler)de görmek istiyorsunuz, uyurken her gece hayalini kurduğunuz sağlam bir düşünüz var mı?
Sevgi Kaya:
10 yıl sonrası için hiç bir şey diyemeyeceğim dostum…sanırım o zamanlar bir huzur evinde bir köşeye çekilip okuyup yazmanın keyfini çıkarırım sanırım…:))
Kendim olmak istediğim noktada sayılırım. Kızımın arzu ettiği yerlerde olması en büyük arzum ve düşüm sevgili Selim...
meselci: 12-13 Aralık 2009 tarihlerinde 8. Edebiyatdefteri Etkinliği’ne katılacak mısınız, bu tür etkinlikler için düşünceleriniz ne-ler?
Sevgi Kaya:
Bu tür oluşumları gerçekten çok yapıcı bulmaktayım... Etkinliğe katılamayacak biri olarak bunları söylemek ne kadar doğru bilemiyorum lakin tanışılan platformun değil, yakalanan dostlukların önemli olduğuna inananlardanım...
O nedenle,
İsabetli etkinlikler ve hatta olması gerekenler diye düşünüyorum… Aralık ayının getirdiği yoğun iş temposu sebebi ile katılamayacak olmam açıkçası üzmekte beni... Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürler buradan ve hatta katılacak olan arkadaşlara da keyifli ve bol şiirli dostluk çıtalarının yükseldiği bir etkinlik olsun diyorum…
meselci: Aşağıdaki soru etiketli sorular, kavramlar ve/veya anlamlar sizin için neleri ifade ediyor?
Sevgi Kaya:
Aşk Kelimesi?
Olmazsa olmazım…en deli halim...
Akdeniz?
Sıcak ve özel olarak anacağım...
Sevdiğiniz renk-ler
Gülüşümdeki gökkuşağına inat siyah ve kahverengi tonları...
Yeni bir insanla tanışmak, ya da dost olmak heyecanı?
Korkunç keyifli... Düşünsenize yepyeni bir keşfe çıkıyorsunuz. Aklını, duygularını, korkularını, öfkelerini ve mutluluklarını…tutkularına tanıklık ediyorsunuz. Ve kendi keşfinize bir isim veriyor hayatınıza dahil ediyorsunuz… Bu arada tarafından keşfedilmiş olmanın hazzını da yaşayarak…
Kasım ay’ı?
Üşütür beni.
Mutluluk Reçeteniz?
Kızım…ağız dolusu gülmeyi unutmadan..:))
Yaşadığınız şehir?
Samsun/Çarşamba.
Ve aspendos rumuzlu Faik DANIŞMAN hemşehrim?
Bu soru uzmanlık sorusu..en kazık soruydu Selim..:))). Latife bir tarafa;
Faik…Çok özel bir kalem nazarımda..o bir şiir adamı..ben ona şiirin ölü çocuğu diyorum…
Ve çok özel, değer verdiğim bir dostum... Deftere ilk geldiğim günden bu yana desteğini hiç esirgemeyen, varlığı bir seslenişin hemen ucunda olan ve “buradayım” diyenlerden… İyi ki varsın şiir adam... seni tanımış olmanın mutluluğu ile...
Bu arada sana da teşekkürler Selim… Bu bir arenaydı diye düşünüyorum… Belki bu söyleşi olmasa bunları söylemeyecektim… Hazır yeri gelmişken bendeki duruşlarını bilmeli dostlarım...
meselci: Sevgili Sevgi’ciğim bu leziz, bu içten, bu samimi söyleyişi için şiirsel teşekkürler, varol, sağol daim aramızda...
Sevgi Kaya:
Ben sana teşekkür ederim sevgili Selim..Bendeki Sevgi’yi okuyan arkadaşlara taşıdığın ve onlarla buluşturduğun için... Ve kendimi güzel hissetmemi sağladığın için...
Yüreğine kocaman sevgiler Umarım keyifli bir sohbet olmuştur...
Okuyarak ortak olan tüm arkadaşlara da sevgi ve selamlarımı gönderiyorum...
......................................................BİTTİ...........................................