- 28 Ağustos 2008'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
(1964) Tokat'ın Zile İlçesinde doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu çeşitli taşra kasabalarında geçti. Yazdıklarını yayınlama fırsatını Üniversite tahsili için Ankara'ya gelmesinden sonra buldu. Mavera, Hece, ikindi yazıları, kelime, hatay, dolunay, düşün, itiraz, ülke, gerçek hayat, Sebillürreşat, Müstakil , Diriliş Postası, gibi gazete dergilerde yayınladı.
Şiirde ikinci yeni kuşağının ve özellikle İsmet Özel'in etkisinde kaldı. Genelde toplumsal temaları işleyen yazar aynı zamanda resim ve tiyatro ile ilgilenmektedir.
Sarı Ceketli Yalnızlık adlı kitabı 2005 yılında vadi yayınlarından çıktı. İkinci kitabı "hüzün entarisi" 2014 yılında okur kitaplığından çıktı. Bu kitabın sunumunda en önemli farklılık; müziklerini Şeref İzgü'nün yaptığı bir albümle birlikte piyasaya çıkıyor olması. Sanatçı, projeyi 'müzik albümlü şiir kitabı' olarak adlandırıyor. Albümü benzer çalışmalardan farklı kılan, müziklerin her şiir için şiirin yapısına uygun bestelenmiş ve hem geleneksel Türk müziği hem de uluslararası müzik formlarında olması. İlk kez bir projede bu kadar farklı müzik türü şiirle kaynaştırılarak sunuluyor. Müzik albümü, kitapla birlikte hediye ediliyor.
Türk Kızılay şube yönetim kurulunda çalışan Çoker, Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir. İzmir'de Eğitim Yöneticisi olarak görev yapmaktadır
Sarı Ceketli Yalnızlık Hakkında;
Düşle gerçek arasında:
'Sarı Ceketli Yalnızlık'
Şahan Çoker'in "Sarı Ceketli Yalnızlık" adını taşıyan kitabı Vadi Yayınları arasından çıktı. Şiir, öykü, resim ve tiyatro alanında çalışmalar yapan Çoker'in kitabı iki bölümden; 28 şiirden ve 8 öyküden oluşuyor. Mavera, İkindi Yazıları, Kelime, Üç Nokta, Dolunay, Düşün, Ülke, Gerçek Hayat gibi dergilerde yayınlayan çalışmalarını ilk kez bir kitap içinde toplayan Çoker'in kitabında daha önce yayınlanmamış tek öykü var. O da kitaba adını veren öykü. Yani "Sarı Ceketli Yalnızlık". Öykü gönderildiği tüm dergilerden geri döndüğü için kitaba adını vermiş. Düşle gerçek arasındaki ince çizgi üzerinde ilerleyen sürrealist şiirlerde ideallerle gerçekler arasında sıkışıp kalmak ve merkezini 'kendisinin oluşturduğu genişleyen çemberler içindeki dünyayı sorgulamak gibi temalar; marş, kurşun, nöbet, yasak, karanlık, türkü, kaçak gibi 80'li yıllarda sıkça dile getirilen imgeler ağırlıkla kullanılıyor. Hasan Aycın'ın desen çalışmalarıyla sunulan öykülerde de görülüyor, düzen, düzensizlik, sorgulamalar, hesaplaşmalar... Absürde yakın anlatım ve ironik yaklaşım söz konusu. Hakan Albayrak, Gökhan Özcan, Nihat Genç'in sıkça devam ettiği Sakarya Çay Ocağı'nın müdavimlerinden biri olan Çoker Şaban Abak'tan etkilendiğini ise gizlemiyor ve "bende şiir onunla tartıştıkça olgunlaşıyor, ironik bir kavga estetiğe dönüşüyordu" diyor
Hüzün entarisi Hakkında
Hiçbir şair şiirinden geri kalmak istemez. Bu doğrudur da, kendi gibi şiir yazan şair çok azdır. Şahan Çoker, kendi gibi şiir yazan ender şairlerden. Hem de en delikanlısından...
Sevgili Şahan Çoker, veda nerede kaldı, başlangıç nerede? Arafta bıraktın bizi. Biliyorum o karanlık dizelerin ışığa sımsıkı yapışmıştır ama bu çarpışmaya henüz hazır değildim. Okudum seni, hazır olmam gerekiyormuş.
Ey dik başlı melankoli, ey Hüzün Entarisi, ey Şahan Çoker bir şey itiraf edebilir miyim: Bana ve benim gibilere acıma! Kanatıncaya kadar yaz.
Cezmi Ersöz
Şair, hem de şiirine Şahan,
Hayatın yanağına "anarşist bir öpücük" konduran ve bize mısra mısra yalnızlığın sokaklarını dolandıran adam.
Asi ve devrimci sesi, içli taşra şarkılarını andıran; ekmeği de suyu da çayı da hüzne bandıran adam.
Rüyası berrak bir iman, dünyası gam üstüne gam.
"İçimizdeki şiir söyleyen çocuk" hiç susmasın diye bütün çocuklar için şiirle selama duran adam.
Ne zaman dinleseniz onu, ya da okusanız bir şiirini karanlık dağılır, yüreğinize bir aydınlık çöker.
Şair, dost, arkadaş, Şahan Çoker.
Sıtkı Caney