İŞTE BEN

“Bir mısrada bazen bir ömrün izini bulurum.”

Deniz ve dans, hayatımın iki büyük tutkusudur.
Doğanın içinde olmayı, doğanın sessiz canlılarıyla vakit geçirmeyi her zaman kalabalık ve yapay ortamlara tercih ederim.
Okumayı, gözlemlemeyi ve hayatı anlamaya çalışmayı severim.

Felsefe, sosyoloji, insan ilişkileri, mitoloji, tarih ve benzeri alanlar özel ilgi sahamdadır.
Şiir yazmak ise benim için nefes gibidir; fırsat buldukça, kendi içime çekildiğim o sessiz zamanlarda kelimelerle dans ederim.

Aynı zamanda bir Theta Healing uygulayıcısıyım.
Enerji çalışmaları, metafizik, ruh ve bilincin kaynak ve yolculuğu üzerine araştırmalar yapmak beni besler.
Jiddu Krishnamurti, Ioanna Kuçuradi ve Spinoza’ya duyduğum hayranlık ise düşünce dünyama büyük bir ışık olmuştur.

Ufuk çizgisini göremediğim her yerde daralırım; çünkü uzaklara bakmak, sorgulamak ve içe dönmek insan olmanın en asli ihtiyaçlarından biridir.
Bu yüzden sık sık doğaya kaçar, cevap bulamadığım soruların fısıltılarını oradan dinlerim.

Boş sözlere ve kof insanlara tahammülüm yoktur.
Kendi frekansımdaki insanlarla konuşkan, neşeli ve keyifliyimdir; değilsem, sessizliği ve doğanın müziğini dinlemeyi tercih ederim.
Bazen sadece benimle birlikte susabilecek insanlar isterim yanımda.

Bir bakışta anlayan, gözlerimin içine baktığında anlatmadan hissedebilen insanları severim.
Zeki, temiz kalpli, yormayan ve yorulmayan insanları…

Müzik de büyük tutkularımdandır.
Dünya müziği, etnik ezgiler, Fado, Fars parçaları, Rembetiko, Blues ve Jazz… Her biri ayrı bir evren, ayrı bir ruh yolculuğudur.
Müzik, içimdeki iyilik perilerini uyandıran bir büyüdür.

Sade ve zarif bir yaşamı tercih ederim; gürültülü ve seviyesiz ortamlardan uzak dururum.
Evde, eski ve kült müzikler eşliğinde bir kadeh şarap içmek bana iyi gelir.
Eşimle tango yapmayı da çok severim; çünkü aşkın ve tutkunun dansıdır o.
Aşk ve tutku olmadan hiçbir yolculuğun gerçek anlamda başarıya ulaşabileceğine inanmam.

Sınırlarım nettir; fakat insani durumlarda esnemeyi bilirim.
Kalıpların dışına çıkmak, bana göre insanın en değerli yetilerinden biridir.
Kendi alanıma kolay kimseyi almam; başkalarının alanına ise özenle saygı gösteririm.

Zenginlik ya da lüks benim için bir öncelik değildir.
Herkes emeğinin ve seçimlerinin sorumluluğunu taşır; aksi benim için istismardır.

Yalnızlık benim seçimimdir, zorunluluk değil.
Kaliteli yalnızlığımı gölgeleyen ilişkilerden uzak dururum.

Bedeni terbiyesine sahip olmayan birinin hayatın hiçbir alanında ahlaki davranamayacağına inanırım.
Haddini aşan sözleri, hedefini şaşıran şakaları kaldıramam.
Her türlü “aç bitir” kafalı, “kullan at” zihniyetli insandan uzak dururum; onların ne değeri, ne de yeri vardır hayatımda.

Hayatımda öncelik her zaman dostluklardadır.
Bir insan, ne olursa olsun, önce dost olmalıdır.
Dostluk temeli olmayan hiçbir ilişkinin sağlıklı olmayacağına; sevgiyle yürünmeyen hiçbir yolun insana hayır getirmeyeceğine inanırım.

Resmi ve kalıplaşmış ilişkilerden çok, gönül bağının gücüne güvenirim.
Bağımlılıklardan uzak, sevgi ve dostlukla kurulan bağlara değer veririm.
O bağı kurabildiğim insanları alır, saklarım hayatımda.
Daha fazlasına ihtiyaç duymam.

Bu yüzden eşim ve çocuklarım, hayatımda her şeyden önce gelir; kısacası aileme aşığım.

Sosyal medyada gelen mesajları çoğu zaman okumuyor ya da yanıtlamıyorum;
bu nedenle bu tutumumu kişisel algılamamanızı rica ederim.

Umarım beni saygıyla karşılarsınız.
Sevgi ve saygılarımla,
Özlem Saba

---

Şiir Kitapları
Münferit Aşklar
Aşk Kadından Öğrenilir
Beklenen Sevgiliye
Hoş Geldin Sevgilim
Güzel Uğurla Beni
Gül Bahçem
KertenKelebek Şiirler
Aşkımdan Vurdular
Gül Kurusu Ölümler

Facebook:
facebook.com/share/16Aa9SstBX

Instagram:
@ozlem_saba_siirleri