- 1 Ağustos 2009'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
- 29 Aralık 1967 tarihinde ve anne-babamın beyanına göre Ramazan'ın 27.gecesi yani Kadir Gecesi sabahında gözlerimi dünyaya açmışım. Fakat 2 gün için yaş kaybetmeyeyim diye ailem tarafından doğum tarihim olarak 01.01.1968 tarihi kaydedilmiş.
- Çocukluğumun ilk 10 yılı Eskişehir Tunalı mahallesinde kirada oturduğumuz 3 ayrı evde geçti. Sonrasında Tepebaşı mahallesindeki kendi evimize taşındık. İlkokul 1. sınıfta iken okulda ilk okumayı söken öğrenci olarak Eskişehir Bankası'ndan bir tebrik belgesi aldım.
- İlkokul 4. ve 5. sınıflarda sınıf birincisi oldum ve o zamanlar sınıflar arası yapılan bilgi yarışmasında birincilik aldım. İlk şiir merakım ve ilk yazdığım şiirlerim yine o yıllara denk gelir. Hatta "Ormanda Neşe" isimli şiirim yine o zamanlar yayında olan Tercüman Çocuk dergisinde yayınlandı.
- Ortaokulu Merkez Ortaokulu'nda ve liseyi de Şimdiki adı Atatürk Endüstri Meslek Lisesi'nde Tesviye bölümü öğrencisi olarak okudum ve okul ikincisi olarak 1985 yılında mezun oldum.
- O yıl girdiğim üniversite sınavında 405 fen puanı ile Ankara Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makina Eğitimi Bölümü'nü kazandım. Hiç kayıp vermeden ve hiç bütünlemeye kalmadan 1989 yılı temmuz ayında üniversiteden Meslek Liselerinde öğretmenlik yapabilmek üzere Tesviye Bölümü öğretmeni olarak mezun oldum.
- Nisan 1990 ile Temmuz 1991 arasında vatani görevimi yedek subay olarak yaptım.
- 1991 yılında henüz asker iken girdiğim öğretmenlik sınavını kazanarak, askerliğimin hemen bitimin ardından Ağustos 1991'de Lüleburgaz Endüstri Meslek Lisesi Tesviye Bölümü Öğretmenliğine atandım.
- Üniversite yıllarında, bölüm derslerim haricinde bilgisayara olam merakım ile kendimi fazlasıyla geliştirdiğimden o zamanlar açılan Formatörlük sınavlarını kazanarak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir dizi kurslardan geçirilerek ek branş olarak bilgisayar öğretmenliğini de ünvanım arasına kattım. Ve sonrasında Kırklareli Merkez Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü'ne hem bölüm şefi hem de öğretmen olarak merkeze alındım.
- Temmuz 1992'de ilk evliliğimi yaptım. Ve bu evliliğimden Rumeysa Nur, Eymen ve Gülefşan isimli 3 kızım dünyaya geldi.
- Haziran 1995'e kadar yaptığım öğretmenlik görevimden tayinimin Erzurum'a çıkarılmasından dolayı, soğuğu sevmediğim ve ek branşım olan bilgisayar dünyasının kalbi İstanbul'dan uzak kalmak istemediğim için öğretmenlik görevimden istifa ettim.
- Aralık 1995'e kadar Kırklareli'deki Özel Gözde Bilgisayar Kursu'nda Kurs Müdürü ve Öğretmeni olarak görev yaptım. Aynı yıl Aralık ayında kurum sahibiyle olan görüş ayrıklarımız yüzünden oradan da ayrılarak Active Computer adıyla kendime ait bilgisayar satış ve teknik servis hizmetleri verdiğim ilk firmamı kurdum.
- Şubat 1998'de firmamı DEFNE Bilgisayar Ltd. Şti. adıyla şirketleştirdim. Yine aynı yıl Mart ayında henüz İstanbul'da bile 6-7'yi geçmeyen internet kafelerin olduğu dönemde Kırklareli'de ilk internet Kafeyi açtım. Hem Bilgisayar satış ve teknik hizmeti veren şirketim hem de internet kafemi Kasım 2000'e kadar çalıştırdım. Ve aynı yıl ilk eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrıldık.
- Yine Kasım 2000'de 2. evliliğimi yaptığım eşimle beraber Almanya'ya yerleştim.
- Almanya'da da Rehberim isimli bir bilgisayar firması kurdum ve daha çok web yazılımı ağırlıklı olmak üzere kurduğum 6 kişilik ekibimle beraber birçok üst düzey firmaya özel yazılımlar ve web projeleri ürettik.
- Sonrasında bu evliliğimden 2003 yılında Ahmed Selim isimli oğlum dünyaya geldi. Ve bu evliliğimden de 2005 yılında talihsiz ikinci bir ayrılık daha yaşadım. 2005 yılından beri yalnız yaşıyorum.
- 2006 yılında İhlas Medya Trade Center'da yine bu kuruma ait web projelerini yönetmek ve geliştirmek üzere göreve başladım.
- 2007 Ocak ayında İhlas Medya'nın sahibi olduğu TGRT-EU isimli sadece Avrupa'ya yayın yapan televizyon kanalının Yayın Yönetmenliği'ne getirildim. Bu görevim esnasında TGRT'nin FOX'a satılmasından dolayı aynı görevde 14 ay daha çalıştım.
- Ve hayatım dönüm noktası dediğim 30 Nisan 2008 tarihinde gece mesaimin ardından işten çıktıktan sonra bisikletimle evime giderken arkamdan çarpan bir Alman şoför yüzünden çok ağır bir trafik kazası geçirdim. 6 ay 20'günü komada olmak üzere 373 gün hastanede yattım. Kırılan sağ bacağıma yapılan ameliyat ve 3 beyin ameliyatı olmak üzere toplam 4 operasyon geçirdim. Ve 08 Mayıs 2009 tarihinde taburcu oldum. Kazadan sonraki hastane hayatımda öğrendiğim o kadar çok şey oldu ki, bunları yazmaya kalksam kütüphaneler almaz. Hayata, olaylara, insanlara ve hemen hemen her konuya, bakış açım değişti. Hayatımın bundan sonrası için sayısız çıkarımlara sebep oldu bu kaza. En önemlisi de beyin kanaması geçirmeme rağmen beyin özürümün kalmaması idi. Fakat şunu hiçbir zaman yapmadım "hiçbir zaman isyan etmedim, halimden şikayet etmedim, hep sabrettim ve bana sağlığımı geri veren bana bir hayat hakkı daha veren Rabbime şükrettim. Yaşadıklarıma bakarak, benden daha kötülerini yaşayanları düşünüp şükrettim. Kaybettiklerime üzülmek yerine benden daha çok kaybı olanlara bakıp yine şükrettim. Benim halime bakıp başımda gözyaşı dökenlerin aksine mutluydum, çünkü yaşıyordum. Hayat nimetinin ne kadar büyük ve farkına varılması gereken bir nimet olduğunu farkettim ve intihara teşebbüs edenlerin nasıl bir nimetin farkında olamadıklarına şaşırdım, hayret ettim. Tarihte en büyük felaketleri, hastalıkları, kazaları, musibetleri Rabbimin en sevgili kulları olan peygamberlerin yaşadığını düşünerek içinde bulunduğum halin çok d büyütülecek birşey olmadığını öğrendim ve onların yaşadıklarının yanında kendi yaşadıklarımın ne kadar değersiz olduğunu görerek kendimi hergün teselli ettim." Artık hiçbirşeye sinirlenmiyorum, kızmıyorum. Çünkü hayat o kadar kısa ki, değeri olmayan şeylere değer vererek yaşamanın bu hayatın gerçek lezzetlerinden faydalanmamızı engellediğini gördüm.
- Velhasılı hayat, değeri paha biçilemeyecek kadar değerli. Hayat elimizden çıkmadan ve bu dünya imtahanına veda etmeden kıymetini bilelim, kimseyi üzmeyelim. Sahip olamadıklarımıza hayıflanmak yerine, sahip olduklarımıza bakarak şükredelim. Kaybettiklerimize üzülüp ah vah etmek yerine, bizden daha çok kaybı olanlara bakıp yine şükredelim. Çünkü sabır ve şükür kulun kulluk borcudur.
Eğer bu hayat hikayemi buraya kadar okuduysanız, size teşekkür ediyorum.
Sevdiklerinizle ve sizi sevenlerle beraber, sağlık, sıhhat, mutluluk ve huzur dolu nice seneler geçirmenizi temenni ediyorum.
En büyük hayalim, kelimelere sığmayan şiirler yazabilmek ve bunun için çabalıyorum...Ayrıca; 2003 yılından beri sanal ortamda www.antoloji.com/metin_eser sayfamda ve bir yılı aşkın süredir de www.edebiyatdefteri.com adresinde şiirlerimi paylaşıyorum. Şiir yazarken izlediğim yol, şiirseverlerin okumalarından çok, kendimi ifade etmenin derdindeyim. O sebeple divan edebiyatını çağrıştıran şiirlerimin çokluğu ve kullandığım Arapça ve Osmanlıca kelimeleri sıklığı en çok eleştiri aldığım konulardır. Ancak dediğim gibi, amacım kendimi ifade olduğu için bu eleştirileri sadece birer eleştiri olarak alıyor ve şiir yolculuğumda yapılmamışı yapmak ve denenmemişi denemek amacıyla yürüyorum.
Yüreğinizden edebiyat ve kaleminizden şiir damlasın.
Sevgi, saygı ve muhabbetle kalınız...