- 4 Mayıs 2012'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Selam.
'Sözün girişinden maksadı anla, sözün tamamına ne gerek var evlat' der Hz. Mevlana... Her devire ve her şahsa hitap edecek bir şeyler yazmak için mecal bırakmaz insanda...
Ben KUR'AN müminiyim.
Peki KUR'AN mümini ne demektir, bu isim nasıl bir şahsiyet canlandırmalıdır beyinlerde?
KUR'AN mümini:
Siz talepleri olan bir çocuk olduğunuz sürece; şefkati, merhameti, ikramı bitmeyen ebeveyn gibidir KUR'AN!
KUR'AN karşısında 'Kapasitem bu kadarmış' diyemezsiniz, siz talep ettikçe o kapasitenizi yeniden inşa eden YAŞAYAN MUCİZEDİR!
Kenarda köşede kalmış yazılarımdan, bugün yada yarın birkaçını okuyan biri 'Sayın Akıncı, yazılarınızı okurken yüzümüz kızarıyor! Bu durumun KUR'AN mümünliği ile bağlantısını anlatır mısınız?' diyebilir:
-Farzdan (Allahın emri) önce farz vardır. Namazda farzdır, abdest almak da. 'Ben önce namazımı kılayım sonra abdestimi alırım.' diyemezsiniz. Ailenizin, yahut emanetiniz de kilerin namusları, istikballeri tehlikede iken sizin başka vazifeniz olamaz. 'VAZİFE' dediğiniz şeyi siz belirleyemezsiniz çoğu zaman. Bir batakhanede görev yapma durumunda kalan bir askerin dışarıdan bakanlara 'iğrenç' gelecek davranışlarda bulunması belki onun 'fedakarlığı, ihlası' ile alakalı olabilir.
'Mümin FERASET sahibidir' denilmiştir. Şu halde mümine yakışan her an ferasetini yeniden sorgulamaktır.
***
'Adet yerini bulsun' düsturunca şahsım hakkında da bir iki cümle söylemek gerekirse: Hepimiz eşit şartlarda yeryüzü imtihanına çekildik. 'Eşit değilmiş' gibi durumlar söz konusu de, sorumluluk alanlarının farklılığı durumu eşitleyecektir.
Bana, hem 'Dünya çapında şöhret olmak, bu şöhretin bütün yükünü taşımak!' düştü, hemde '50 defa aynı konuyu anlattığım basın mensubuna dahi her defasında kendimi yeniden ve sıfırdan takdim etmenin çilesi.'
Bu durma şöylede bakılabilir: Hem dünya çapında şöhret olmanın nimeti düştü, hem sokağa çıktığında hiç kimse tarafından tanınmamanın konforu. Beni avucunun içi gibi tanıyan insana bile o anda kendimi nasıl istersem öyle tanıtıp, üstelik karşımdakinin son tanıttığım şeklimi kabul ederek söze başlamasının sıra dışı rahatlığı ve konforu.
***
Ve son söz:
Ne milliyetçiliğim vardır, nede din taassubum. 'KUR'AN müminliğim' doğduğum coğrafya ile bağlantılı değildir. Bu, samimi kalp ile kendimi Allaha teslim etmiş olmanın, Allahın lütfu da eklenerek varılan tabi-doğal sonucudur.
Dünyanın herhangi bir köşesinde KUR'AN manasının güneş gibi parlamaması halinde insanlığın 'Aydınlığı olmayan bir karanlığa gömüleceğini' bilirim.
Bu maksatla attığım adımlardan, takip ettiğim yolların doğruluğundan yanlışlığından Allah katında yalnızca ben sorumluyum.
Şunu anlatmaya çalışıyorum; beni ancak KUR'AN dan nasiplenmiş olanlar hakkı ile yargılayabilirler. ''KUR'AN dan nasiplenmiş olanların kimler olduğunu'' ise, yine KUR'AN dan az da olsa nasiplenmiş olanlar anlayabilir.
Bu kadar sözden sonra 'Burada ne anlatıldı' sorusuna 'Hiçbir şey' cevabı verilebileceği gibi 'Her şey anlatıldı' da denilebilir.
Size: Siz bir adım attığınızda on adım atacak olan ALLAHI HATIRLATARAK selamlarımı sunuyorum.
Maksut AKINCI