Senin açmadığın bahçeye yağmur düşermiş Bülbül konarmış gül dalına bana ne, Sensiz hüzün yüklü baharlar Gecenin rengini taşır sabahlar Dört bir yanımda ahlar, siyahlar Düğün varmış köyde Bayram gelirmiş şehre Bana ne! Dön artık yeniden rüyalarıma terk etme ne olur düşlerimi biçareyim boynu büküğüm. Yok başımı okşayanım, elimden tutanım, renklerinin kuşağına saranım beni de yanına alanım, bu da benden diyenim.
Öksüzüm, yetimim işte.
Sensiz baharlar, hüzün yüklü bulutlar gibi döner başımda Sensiz baharlar, hazan taşır bağrında. Sensizlik yüreğimde derin çukurlar açtı. Bekletme beni çöl zambağım, tüm vefasızlığımla yinede kapındayım. Sırtıma sardığım çantamda azığım tükendi çeşmelerin suları ne kadar soğuk aksa yüreğimin yangını o kadar artıyor.
Irmakların peşinden koşturdum bir yudum diye, boş denizin koynuna sığındılar. Denizlere el açtım bir merhamet dilendim, yağmurlara karıştılar. Yağmur bekledim baharları gönül ateşime bir damla düşmediler.
Yangınım işte
Türkülerim sazıma inmiyor, şiirlerim sözüme uymuyor gecenin perdesi arkasında yıkıldığımı kimseler duymuyor. Göz yaşı ısmarladım nev baharlara hani doyası ağlamak için. Hani o gül kokunu hissedebilmek için kaç gül kopardım dalından. Sevdanın tadına doya bilmek için tadında bal aradım bulamadım.
Yoruldum işte
Al beni de kurtar buralardan, buraların karı fazla, boranı fazla tozu fazla, nazı fazla çekilmiyor. Hani baharı da olsa, çiçeği de açsa, bulutsuz gökyüzü, beyaz denizi de olsa sensiz bir anlam ifade etmiyor.
Kelimelerim yorgun düştü eğik başlı cümlelerin arasına mısralarım, ritim tutturamadı, katılamadı şiir kervanına. Çöl gecelerinde yıldızlara Leyla’yı soran Mecnun gibi şaşkınım.
Sensiz bahar gelmiş, gül açmış bahçelerde, bülbül konmuş dalına,bana ne. Sen yoksun, kokun yok, rengin yok, tadın yok. Seni getirmedikleri için dargınım baharlara
Bülbül konarmış gül dalına bana ne,
Sensiz hüzün yüklü baharlar
Gecenin rengini taşır sabahlar
Dört bir yanımda ahlar, siyahlar
Düğün varmış köyde
Bayram gelirmiş şehre
Bana ne!
Dön artık yeniden rüyalarıma
terk etme ne olur düşlerimi
biçareyim boynu büküğüm.
Yok başımı okşayanım, elimden tutanım,
renklerinin kuşağına saranım
beni de yanına alanım, bu da benden diyenim.
Öksüzüm, yetimim işte.
Sensiz baharlar,
hüzün yüklü bulutlar gibi döner başımda
Sensiz baharlar, hazan taşır bağrında.
Sensizlik yüreğimde derin çukurlar açtı.
Bekletme beni çöl zambağım,
tüm vefasızlığımla yinede kapındayım.
Sırtıma sardığım çantamda azığım tükendi
çeşmelerin suları ne kadar soğuk aksa
yüreğimin yangını o kadar artıyor.
Irmakların peşinden koşturdum bir yudum diye,
boş denizin koynuna sığındılar.
Denizlere el açtım bir merhamet dilendim,
yağmurlara karıştılar.
Yağmur bekledim baharları gönül ateşime
bir damla düşmediler.
Yangınım işte
Türkülerim sazıma inmiyor,
şiirlerim sözüme uymuyor
gecenin perdesi arkasında
yıkıldığımı kimseler duymuyor.
Göz yaşı ısmarladım nev baharlara
hani doyası ağlamak için.
Hani o gül kokunu hissedebilmek için
kaç gül kopardım dalından.
Sevdanın tadına doya bilmek için
tadında bal aradım bulamadım.
Yoruldum işte
Al beni de kurtar buralardan,
buraların karı fazla, boranı fazla
tozu fazla, nazı fazla çekilmiyor.
Hani baharı da olsa, çiçeği de açsa,
bulutsuz gökyüzü, beyaz denizi de olsa
sensiz bir anlam ifade etmiyor.
Kelimelerim yorgun düştü
eğik başlı cümlelerin arasına
mısralarım, ritim tutturamadı,
katılamadı şiir kervanına.
Çöl gecelerinde yıldızlara Leyla’yı soran
Mecnun gibi şaşkınım.
Sensiz bahar gelmiş, gül açmış bahçelerde,
bülbül konmuş dalına,bana ne.
Sen yoksun, kokun yok, rengin yok, tadın yok.
Seni getirmedikleri için dargınım baharlara
Dargınım işte
Seni açmadığı için bahçeler
kırgınım,.
Kırgınım işte!
Yinede kapındayım...