- 30 Ağustos 2011'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Son darbenin üzerinden 9 yıl geçmişken tanınmış bir var oluş. Denize kıyısı olan bir şehirde, bir kadını sevmiş olmanın verdiği bıkkınlıklara uzak bir tutku, bir sevda şehre. İzmir kadar kozmopolit, umursamaz bir kalem. Şöhret olmayı isteyebilecek kadar beş parasız, şöhret olmaktan nefret edebilecek kadar irade sahibi. Delikanlıları ve eski tabirle “kulağı kesik”leri ile meşhur semt Eşrefpaşa’da, efendiliği ile itibar kazanmış yarıçıplak çocukluk. Mali yükümlülükleri yüksek, mali durumu çizginin altında bir isyan. Üniversite okurken tarlada domates ekebilecek kadar biçare, bir babadan yoksun büyüyerek, iç çekişlerle geçirilmiş bir gençlik kadar başarıya aç. Varoşlardan kurtulabilmek yerine, varoşları yaşanabilir kılma ümidiyle yaratılmış bir çaba. “Ama nasıl olur?” tepkisiyle karşılanacak hikayelerin arayışı, bu hikayeleri bulmak ve yeni insanlar tanımak için garsonluk yapabilecek kadar gözükara bir kaleme bağlılık. Yazmak için kendi sebeplerini yaratmak yerine, yazmak için başka hayatların içine girmeye çabalayan Doğukan İçil, Andre Gide’in “ Yazamazsam, tek yol intihardır” cümlesini arkasına alarak, edebi kariyerine başlıyor…