- 25 Ekim 2013'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Ey yaşam!
Sana isyan satırlarıdır bunlar...
Yorgun bir yüreğin 'ha gayret' çırpınışlarıdır.
Güpegündüz vakitlerde alacakaranlık korkularına sığınmaktan bitkin bu kadının, çığlık çığlığa haykırışıdır. Suç ortaklığına mahkum ettiği iki satıra, bin asırı sığdırabilme mucizesine inanmışlığıdır.
Ey yaşam!
Erkek misin, dişi mi bilemiyorum ama, adaletini sevmiyorum, bilesin! Üzüm karası mı gözlerin? Yoksa yosun yeşili, deniz mavisi... Belki de adını bile bilmediğimiz bir renge bürünmüştür.
Ama bakışın canımı acıtıyor, bilesin!
Burada, fırtınaların ardından sessiz bir ölüm uykusu çöker,darmadağın olmuş her şeyin üzerine. Yollar hep aynı kavşakta sözleşmemiştir bir başka yol ayrımıyla.
Oysa grüyorum ki sen; sen Ey Yaşam ! kuralsız,gelişigüzel ve hoyratça savuruyorsun ne var ne yoksa avucunda...
Kaç zaman oldu kim bilir; gözümü açtığımda sabahları; bin küfür, bin lanete uyandırıyorsun beni. Ve kaç zamana daha çizik atacaksın, yokluklarını birer birer çoğaltarak?
Yarın, sen değil misin söyle? İnanılması gereken gelecek, beklenen o aşk, doğmamış o çocuğa bir isim bulan sen değil misin?
Sen değil misin; nefes alma sebebimin mutlu çoğunluğu olması gereken o yalancı?
Her fırtına sonunda; yine de her şeye rağmen inatla inandım sana... Bir elma şekerinin kırmızısından, bir çocuğun gözlerimden geçip yüreğime akmasından ve sonunu sana emanet eden bir aşk oyunundan tutunmaya çalıştım... sana tutunmaya...
Ve tüm dallarımı kırdın, sevgi ektiğim her yer bir 'yazıklar olsun' nakaratına kurban gitti.
Ben mi çok şey istedim diye düşündün kimi an. Yoksa sen değil de ben miydim tüm aydınlığımı zifiri karanlıklara bırakan? Nefrete kapılarını ardına kadar açan, yanlış yollara uzanan kavşakları seçen ben mi?
Oysa zamanla gördüm ki, bu oyunda ben hecelerken, sen cümle sonlarını ünlemlere boğmuşsun bile!
Ben yolumu ararken, sen kavşaklarımdaki tüm yolları kapamış, tüm seçim noktalarına geçerli sebepler bulmuşsun...
Aslında sen; özgür irade yalanıyla misafir etmişsin beni kendi krallığında!!!
Seni terk etmek var aslında; yorgun sabahları da, peşime sürdüğün tüm aksiliklerim gibi; emanetini geri verip, ulu orta bırakmak var seni...
Ama sadece aşk demek olsan, ya da şanssız bir ömrün küçük bir parçası; gözünün yaşına bakmadan koparıp atardım seni...
Oysa kahrolası bir çoğunluksun bende!
Yaşamımsın!
Yaşamaktan cayamayacağım kadar çok sebebim var hala...