- 7 Şubat 2009'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Hayatımın ve Hayatın gerçekleri yazı ve şiirlerimde saklıdır Okuyucularıma yürekten teşekkürlerimi arz ederim... Saygı Sevgi ve dua ile kalınız .
GÜLŞEN SARIOĞLU
BİYOGRAFİSİ:
10. Kasım 1962 Samsun Çarşamba doğumlu -
Geçimlerini çiftçilikle ve Gurbetlerden çalışarak sağlayan,
Babanın dokuz evladından biridir.
(Dokuz evladın Dört tanesi bakımsızlıktan vefat etmiştir )
İlkokulu doğduğu köyde bitirmiştir. Ortaokula Çarşamba,
Merkezde devam etmiştir,
Küçük yaşta evlendirilmiş eğitim hayatına son verilmiştir.
Cehaletin acısını çok erken yaşta yaşamıştır.
İki kız ve bir erkek evladı vardır. Çocuklarını büyütürken ,
kendi de hayat ın içinden
Acı tatlı günleri yaşayarak Hayat Okuluna devam etmiştir.
Çocukları okula başlayınca kendine iş yeri açar ve birkaç yıl çalışma hayatına
Devam Eder. Daha sonra iş yerini kapatır değişik sektörlerde,
çalışma hayatına devam eder.
Bir kaçı Sigorta, Reklam, pazarlama, Gayrimenkul danışmanlığı v.s işleri.
Şiir yazmaya öncelikle kendi hayatını kaleme almakla başladı,
Uzunca yazdı satırlara milim, milim işledi Yaşamın acısını…
Kalem elinde ağlıyordu gözleri önüne çarşaf gibi seriliyordu çileli günleri.
İlk Narçiçeği hikayesini yazdı .
Sonra birden çok şiirlerinde kendi yaşamından kesitler işledi.
Her satırına gözyaşı bıraktı.
NARÇİÇEĞİ
Çiftçi bir ailenin dokuz çocuğundan biri olan Narçiçeği;
Köyde iki odalı barakada merhaba demişti.
Dünya’ya Büyüğünce başına geleceklerden habersizdi;
Beş altı yaşlarına kadar; olan biteni hatırlayamaz, lakin devamını:
Bu günkü gibi gözünde canlandırıyor. Yedi yaşına geldiğinde ilkokula başlamıştır.
Bir köyden diğer bir köye kar kış demeden gidiyordu;
Komşu çocukları ile birlikte. Okulunu devamsızlık yapmadan başarı ile bitirmişti.
Sonrasında Ailesine çok yalvararak ortaokula kaydını yaptırmıştı.
Tabii ki bu arada iki yıl da ara vermişti. Çünkü hemen ikna edememişti ailesini…
O yıl çok sevinmişti Narçiçeği...
Başarıyla sınıfını geçmiş karnesini de alarak yaz tatili için-
köye ailesinin yanına dönmüştü;
Dönüş o dönüşü olmuştu. Narçiçeğinin.
Köy yeri değil mi azıcık serpilmiş güzel kız olmuştu…
Görmeyi versinler, bir diğerine kaptırmak istemedikleri,
için öncelik kendilerine sağlanma arzusu ile dünürcü gidiyorlar.
Devamını ise diğer komşular yapıyor babasına kız: evladı değil mi?
Okuyunca ne olacak; Kız dediğin evlenir; Derler;
Bir an önce başını bağla yuvasını bilsin diye akıl vermeye çalışırlar.
Eee ailede zaten gönülsüz gönderiyor okula;
Birazda işine geliyor komşuların Sözleri…
Bu sözleri duyan Narçiçeği okumak istediğini belirtiyor evlenmem diyor ailesine.
Tüm Aile birlik olunca yalnız kalıyor. Narçiçeği.
Hiç kimseden kendine destek gelmemiş kesin evlenmesine karar verilmiştir.
Gelen dünürcüler içerisinde narçiçeğinden büyük bir delikanlıya sözünü vermişler.
Artık düğün hazırlıklarına başlanıyor bir gerçek var ki ,
Narçiçeği küçük olduğundan yaşı nikâh için kurtarmıyor-
yaşın büyütülmesi gerekiyor aile rızası ile.
Bu arada Narçiçeğinin aklına okula mektup yazmak geliyor;
Telefon yok köylerinde. Ve yazıyor okul müdürüne, durumunu izah ediyor,
Babasının ikna edilmesini yalvarırcasına okuması için-
Ailesinin ikna edilmesini istiyor.
Mektubu annesine veriyor, okuma yazma bilmiyor-
Annesi arkadaşıma gönderiyorum diye mektubu Okul müdürüne göndermeyi başarıyor.
Narçiçeğinin babası Mehmet Bey bir kaç gün sonra Okula kaydını sildirmeye gidiyor;
Nafile uğraşıyor Öğretmenleri;
Çok sevdiği okulundan alıyor babası Mehmet Bey Narçiçeğini.
Aydınlık yerden karanlığa doğru sürüklenmeye başlıyor. Ve devam ediyor …
Bu Hikâye gerçek yaşamdan kaleme alınmasıdır.
Köy yerinde yaşayan Beş çocuklu Gurbetçi fakir bir –
Ailenin çocuklarından birinin Hikâyesidir.
Kalacak evleri çalışacak arazileri yok iken beş çocuk olursa-
böyle dramatik yaşamlar olur, elbette…
Küçük kızımız barakada dünya gelmiştir.
Babası inşaatçı Annesi ev hanımı olan minik kızımız.
Yedi yaşına geldiğinde ilkokula bir saatlik yaya yola giderek eğitim hayatına başlamıştır.
Kar kış demeden Okuluna devam eder.
Tatillerinide ailesine kardeşlerine yardım ederek geçirirdi –
fırsat buldukça arkadaşları ile oyun oynardı…
Böylece beş yıllık eğitimini tamamlamıştır...
Mutlu şekilde yaz tatiline girmiştir…
iş güç oyun derken tekrar Okullar açılır …
Kızımıza okul hazırlığı yoktur.
Çünkü …
Anne Babası eğitimine son vermişlerdir.
Köy yerinde kız çocukları bu kadar okur ..
Okuyunca ne olacak sanki,?
Bak hiç komşu kızlarından okuyan varmı –
Diye kızımıza baskı kurmuşlardı.
Çaresizlik içinde kendi haline ne yapacağını-
bilmez halde yaşamanı sürdürdü…
Sosyal hayatları yoktu…
Elektrik,Yol,Su henüz Köye gelmemişti.
Ve böylece eğitimine tam iki yıl ara vermişti…
Sonunda Ailesini eğitimine devam etmeye ikna etmiştir.
O yılı çok mutlu geçmişti.. Yine mutluluğu kısa sürdü kadersizdi …
Küçük kızımız bir yıllık eğitimin ardın dan –
Babası Çok sevdiği Okulundan ayırdı…
Ayırdı ama daha kötü vukaat yaşandı…
Henüz onbeş yaşını doldurmadan görücü usulü sözü kesildi…
Onaltı yaşından gün aldı ve yaşını büyüttüler –
kendinden büyük bir gençle evlendirdiler …
İşte canlı,canlı Ailenin gözleri önün de-
gelinliği kefen diye o gün giydi . Küçük kızımız …
Sokakta oyun oynama Okula gitme yerine –
Bir ev yönetmeye zorlanmıştır.
Hiç anlamadığı ve taşıyamadığı bir yük omuzlarına verilmiştir..
Bu evlilik çok mutsuz geçmesine rağmen evlatları olmuştur.
Kendi hayatını bir kenara bırakır ve evlatlarını-
Büyütme derdine düşmüştür.
Kızımız hayatın dikenli yollarıdan geçerken-
sonunda evliliği bitmiştir.
Evlatları eğitimlerini tamamlamıştır…
Bu arada kendini de yetiştirmiş ama eğitim hep –
bir yanında eksik kalmıştır…
Detayları anlatmakla bitmez aslında.
Küçük kızlarımıza kıymayalım
Küçük gelin yapmayalım… Kalem tutan ellere çocuk vermeyelim…
Komşular ne der diye kızlarımızı dipsiz kuyuya atmayalım…
Yaşam onların da hakkıdır… Birinci basamağa –
basmadan yirminci basamağa basmaya benziyor …
Nasıl yetişilir nasıl basılır aradaki farka sizler karar veriniz . ..
Gül kokan yanaklara Yaşları dizmeyelim.
Hayat dolu Gözlere kezzap atmayalım…
Yok etmeyelim….
Gülşen Sarıoğlu …
Başımda ağlayıp hiç dövünmeyin,
Yazmayın adımı mezar taşıma,
Daha doymamıştım çocuk yaşıma,
Gelmeyin ölünce kabrim başına,
Başımda ağlayıp hiç dövünmeyin ,
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim,
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni.
Ben çocuktum neyi nerden bilirdim,
Gel deyince koşa, koşa gelirdim,
Onca çilelerden şimdi delirdim,
Attınız üstüme taşı toprağı,
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim,
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni.
Niye böyle benim kaderim sakar ?
Yapmacık iltifat canımı sıkar,
Yazsam gerçekleri dünyayı yıkar,
Çocuk yaşta beni kurban ettiniz,
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim,
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni.
Yüreğimde gizli derdin derini,
Söylesemde kimse bilmez yerini,
YÂR bildiğim birgün silmez terimi,
Sizler beni böyle kurban ettiniz,
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim,
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni.
Sinemde'ki dertler için için yer,
Bilmem'ki ardımdan el size ne der ,
Kalmadı Gülşen'de derman nede fer,
Yatağım yorganım şimdi kuru yer,
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim,
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni.
Gülşen Sarıoğlu
GüzGülü
İZMİR