- 9 Eylül 2014'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Ben bir düşünce işçisiyim. Hayat yolunda öğrenciyim.
Bazen çalışkan bazen tembel, gittikçe daha meraklı, üretken.
Ürettikçe doluyor, doldukça taşıyorum. Taştıkça da yazıyorum. Ben bunu hep yapıyorum.
Öğrenmenin sınırı yok diyorum. Sınırı ancak ben koyuyorum, bunu biliyorum.
Sınırsızlık gözümü korkutuyor. Sınırlılık beni kısıyor.
Böyle bir beşikte aşağı yukarı salınıyorum.
Dengeyi nerede buluyorum ona bakıyorum.
Bazen içimde, kendimde, bazen dışarıda, dünyevi hayatta.
Kendim için ‘yapmak’ zamanından ‘olmak’ zamanına geçişi gözlemliyorum.
İşte ben şu an böyle bir eşikte duruyorum.
Eşiğin öbür tarafına geçtiğimdeyse, yolculuğumun hep sürmesini diliyorum. Varılması gereken limanların olmadığı denizlerde, sürekli yelken seyrinde.
Her şeye anlam yüklüyorum. Benim için bulutta bir şiir aracı, çamurda, toprakta, yağmurda...
Yazıyorum işte, kimi şiirler hedefine ulaşırken kimisi, boşlukta savruluyor.
Ben, konuşmayı sevmem. Kağıtla bakışırız öyle...
o yazılmak ister ben yazmak. neticede ikimizede düşen o değil mi?
Evet yazıyorum belki çoğu zaman, ama bir inşaat işçisi misali çok yoruluyorum. Onların alnı terler benim gözlerim. Bilmiyorum, yazabildiğim kadar terliyor gözlerim
yazabildiklerim kadar özlerim...
Evet şair diyoruz kendimize, çünkü biz sadece içimizdekini değil, içinizdekinide döküyoruz kağıda..
Yazarken her sevene hitap ederiz, mutlu olanla mutlu, ağlayanla gözyaşlarına boğuluruz. Sevenle beraber bağlanırız sevilene..
Onlarla beraber üşürüz, onlarla güleriz biz...
Kızıyorum bazen, iki kelimeyi şiir sananlar var.
kendilerini kafiyenin, mısranın, ahengin zorbalığına hapsediyorlar!
Siz şiire uyacaksanız neden şair diyorsunuz kendinize!
şiir size uymalı, siz şiire değil...
kızmalısınız kağıda, o anlar çünkü sizi...
son olarak diyorum ki;
Yazın, yazalım, yazıyoruz..
Çünkü biz sadece bunu biliyoruz...