- 17 Ocak 2018'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
'Yalnızlık Dostumdur' şiirimi adadığım 55 yıllık arkadaşım Fuat Polat iki ay önce faili belirsiz yaşamını yitirdi.Bir sevdiği vardı. orta ve liseli yıllarda. Kızcağız da onu seviyordu. Hem de koruyucu meleği olmak iseiyen bir sevgiyle. Bizimki arkası desteği olmadığından o sevginin karşılığını verme cesareti gösteremilordu. Üniversiteli yıllarda kızcağız işe girmişti. ' Haydı!' dediysek de o sevginin tertemizce kalmasını istiyordu. Kızın iki arkadaşıyla (kızcağız da)aramızda bizimkinin adı ' gariban'dı. Hem öyle yaşadı, ve öyle öldü. Yaralı bulundu. Kurtarılamadı. Yunusun dediği gibi " Bir garip ölmüş diyeler üç gün sonra dulalar( onu da) soğuk suyla yuyalar!" dediği gibi. Şimdi rah.arkadaşıma kırk yemeği vermeği düşünüyororum. ' Gariban'ını belki bu vesileyle anmak ister. Düşüncesiyle araştırıyorum izini adresini bulamıyorum. Bu kaydı okuyacak olursa beni arasın. Ed. Defterindeki sayfamda olabilir. İsmini veremiyorum. Sen kendini bilirsin. Selamlar!
Beni aradı önce telefonla.. sonra buluştuk.Hal hatırdan sonhra söz 'GARİBAN'a geldi. Failinin bulunup bulunmadığnı sordu..Benden kaçırıyordu ama ıslaktı siliyordu gözlerini. İçim sızladı."Hiç mi evlenmedi !!!" dedi... " Hiç!!" dedim! " Vah garibanım vah !!!" dedi öyle bir ah çekti ki ağzından kıvılcımlar çıkıyor sandım. Aşkın gizemli gücüne inandım. Böylesine içten bir sevgiyle sevilmek isterdim. İmrendim. İçimden
"ne mutlu sana, ölümden sonra dahi seviliyor olmanın ölümsüzlüğünü yaşamış olanların katarına yükselmişsin nazarımda.. " dedim. Gariban-ı mecnun'i yada Mecnun'i gariban'ım ayanın olsun. Kırkın için ahtlaştık. Sözümüz söz olsun!! İşte böyle yarım asırlık dostum arkadaşım dertli garibanımı tanıyan bilen ekmeğini lokmasını paylaşan siz dostlara da selam mesajım olsun!son sözü yine
' Kırkını verelim' oldu,Adı saklı sevgi sultanına da selam ve saygılarımla! Nokt!!! vebalini sorumluluğunu bana yükledi.
Evet yarım asırlık kardeşçesine arkadaşım sırdaşım Sn. Rah. Fuat'ı anmaktan, elim kalem tuttuğunca yazmaktan kendimi alamayacağım, anılar benidürtüklüyor!
İşte masum aşkın masallar perisi mesajımı alır almaz aramış... buluşmuş... dertleşmiş... olduğumu yazmış idim.
Bugün, bu an içimden beni dürtükleyen, dahası daha dün akşam olmuş gibi güzlerimin önünde canlanan anılanrdan birini siz yekmeğini lokmasını paylaşan, paylaştıran tanıdık bildik dosllarına sesleniyorum: O mübarek adamdan incinen biri varsa iş bu sayfama yazsınlar. Rah.den hakkı alacağı kalmış olanlarvarsa ya da öyle sananlar olursa bile helaletmelenini,, yarınlarda da sizlere hepimize o hak helaliğinin kısmet olması dileği ile...
Ne deyececek ne yazacaktım nereden nereye gelmişim!!
Haa! Daha dün akşam olmuş gibi liseli yıllarımızda ki 1965-66 olmalı Eylülün ilk günleri bir günün gecesi uyuyamıyorum, o yana dön bu yana dön... Olmuyor! Gözlerim uyku meleklerini kovuyor. Yüreğim kalk kalk der gibi vurup duruyor! Hafif dalacak gibi oluyorum, gözlerimin önünde Fuat canlanıyor!... Hayırdır!. Başına bir iş kaza bela gelmemiştir inşallah! dilekleriye giyiğndim çıktım. Ay ışıklı Eylülünilk günleri güzel bir geceydi... Saimekadın Cami altı mahallesinde oturuyoruz. Hatip Çayının üstü henüz kapanmamıştı. Palamutlu kocaman meşe ağaçlarıyl gençlerin oyun ve eylence yeri olan bir bahçe vardı. Orayı dereyi geçtim.Bahçeler üstünden gelen toprak yoldan biri geliyordu.. Oyalandım bekledim. Hayalim hala ondaydı. Gele gele taa kendisiydi gelen!.. Sarmaş dolaş!..
Okulların açılmasına bir kaç gün vardı.Gelmiş! Amcası oğlu Ali'nin evi kitliymiş! Nasıl olsa evdedir düşüncesiyle çıkıp gelmiş!...
Bize gittik! Ağabeylerimde kalıyordum.O zamanlar öyleydi. Onu da yani Fuat'ı da en az beni sevdikleri gibi severlerdi, sonuna kadar da öyle kaldı... Rah. bizimkilerce evden biri bilindi...
Daha nice anılar var yazılmyı bekleyen! İnşallahhh!
Ah garibanım ah! 1972sonbahar günlerindendi. Fakültemizde öyretim gelenekleşmiş ilk açılış olan Kasım 1925 ten dolayı her yıl Kasım ayında başlar. İşte açılış günümüzde bulunmasını istemiştim. Geldi, geldi ama hiç mi hiç neşesi yıktu. Durgundu, gözleri dolu doluydu! Kantine indik, çay kahve ı ı!.. Ağzını bıçak açmaz derler ya! Dokunsam ağlayacak biliyorum. Anasını yitirmiş olduğunu duymuştum. Dokunamıyordum! Açılış merasimini beraber izledik. Bir birimizden ayrılamıyorduk!. Büyük mermerli solonda oturduk. Oradan buradan köydentatilden derken konu oraya, acısına dokunma noktasına geldmişti! Benden uzaklaştı kalorifer ısıtıcına yüzünü döndü hıçkıra hıçkıra ağladı, ağladı... Beni görmeye gelmiş olan müşterek kız arkadaşlarımız da tesadüfen o ağıt üzerine gelmesinler mi! Hayret derim buna derim! Ki İçlerinde "Garibanım!" diyen o da vardı. Sarıldı! O da ağladı!.. Gözyaşları karışmış oldu... Unutulur mu bu anılar!... Daha neler, neler!!
Ölümünün birinci yılında yine elli yıllk kadim arkadaşım rahmetli arkadaşım Fuat Beyden söz edecem, başınızı ağrıtmış, canınızı sıkmış olmam umarım. ' Bey ' diyorym, gerçekten de kibardı, alçak gönüllü, yardım sever, özveriliydi. Atık buna sade efendi değil Bey Efendi denmez de ne denir...
1962-3 ders yılında Ortaokulda tanışmış olduk... Ölüm tarihi olan 2018 ze değin. 2018-1962= 5 6
Murislerinin tutum ve davranışlarını beyenmedim, yaptıkları şık değildi. GELMİŞ TEREKESİ OLAN BANKADAKİ NAKİDİNİ.İKİ DAİRESİNİ VS. NESİ VARSA PAYLAŞMIŞLAR. bAŞKALARINDAN ÖĞRENİYORUM. Güzel de geleneklerimizden olan ' KIRK AŞI' vecibesiniifa etmediler. Yiyenlerinden Hüseyin defin için gelmişti telefonumu aldı.Bir daha arayıp sormadı. Diğerleri yiğenleri kuzenleri vs amca akrabalardan gelen olmamıştı. Ama paylaşım ıçın gelmişler. Mudavimi olduğu( evininaltında) kahveanedeki kankalarının anlattıklarından olup bitenleri öyrenmiş oluyorum. Alınmışlığım hastanede kaldığı günler defin günleri kırk aşı gibi gerekliliklerdeki ilgisizlikleridir. Canları sağ olsun. Yiğenlerinden telefonumu alan Hüseyine seslniyorum, söz vermiytin haberleşecektik. Fuat bizimkiler için aileden biriydi. Öyle sever sayarlardı. Liseli yıllarımızda bizim köye eve iki üç yaz gelmiş günlerce kalmış kardeşlerimizden biri gibiydi. Ben de onlara Öreniğe gitmiştim... İKİ ABİSİ öĞRETMENDİLER. bÜYÜK ABİSİ mEHMET bEY, bABALARI, ANALARI mELEK ANALI AİLEYLE YE KONUK OLMUŞTUM. Böylesi bir arkadaşlık (56 yıl süren hiç bir gün hiç bin nedenle zerre kadar dargınlığımız kırgınlıgımız olmamıştı) çok az raslanan bir arkadaşlık...Günümüzde çıkarın menfaatın yalakalığın ön pilana çıktığı günüzde çok az raslanan bir arkadaşlık, bir dostluk, Birlikte ( liseli yıllarımızda) sabahlara değin ders çalışmalarımız, onlarda olsun ( amcası oğlu ) AliBeylerde , kaldığımız aynı yatakta yattığımız sayısız günlerimiz olmuştu. Ali abi de mükemml bir insan... Emekli olunca köyüne dönmüştü. Fua öyledemişti. Ali abi ve yukarı da sözünü ettiğim yiğeni Hüseyin'e sesleniyorum telefonum 0505 660 20 55 o müdareğin anısıiçin. hatırı için arayınız...
Sayın bayan sana da sitemliğim. Arayıp sormadın. Oysa o gariban dediğin, dediğimiz ( Beş kişi) konuyu mutlaka sana getirirdi... İçim sızlardı... Gerçekten seviyordu. Temiz bir aşktı onunki... Sorduğumuzda' böylesi daha iyi... Evlilerin halini görüyorum kavga çekişme... hakarete varana değn... sen de öyle yapar onu kırardım... hep onu düşünmüşümdür...' der anlatır da anlatırdı...Seni anlatmakla, seni anmakla mutlu olurdu... gözleri ışıldardı... acaba mutlu mu...derdi... Görmek istemez misin dediğimizde... Olmaz hayır asla olmaz... Hayalimdeki, içimi titrettiği... hele garibanım dediği günlerin anısıyla görünürlüğü ile kalması... bu güzelliğin gölgelenmesini... der mest olurduk... Fuzili misin MECNUN WQMPRDOIİUUSUH MÜBAREK DEMEKTEN KENDİMİ ALAMAZDIM. oDA BENİ,BANA SORARDI:EVLİLİK NASIL MUTLU MUSUN... SAMSUNLUYU DÜŞÜNÜYOR MUSUN UNUTTUN MU ... NEBİLEĞİMBUMİNVAL ÜZERE ÜÇÜNCÜ HAKLAMIZ OLAN RAAHMETLİ DURMUŞ ÇAMA KAYARDI KONU.. YETİMDİ ABLASININ, ENİŞTESİNİN YANINDA KALIYORDU. O DAI BİZDEN BİRPARÇA GİBİYDİ. HEPİMİZ SAİMEKADIN BAHÇELER ÜSTÜ'DE OTURURDUK...rAHMETLİ24-25 YAŞLARINDA BİR YILLIK EVLİ İKEN!!!...
FUATCIĞIMIN BANA SİTEMLENDİĞİ TEK KONU OLMUŞTUR ONA DEĞİNMEDEN EDEMİYECEM.
BEN ANKARA HUKUKTA... O AKADEMİDE.,.. SI4K SIK GELİRDİ O KIZLAR DA GELİRLERDİ.. HABERSİZ GEĞLİRLERDİ. BU NEDENLE KARŞILAŞMALARI OLMAMIŞTI...O ZAMAN TELEFON YOK Kİ ,,, NEYSE İÇLERİNDEKİ GİZLİ GÜDÜYLE KARŞI5LAŞMA UMUDUYLA GELDİKLERİNİ ANLARDIM... ÇÜNKÜ NE YAPIP YAPIP SÖZÜ BİRBİRLERİNE GETİRİRLERDİ. hatta bir üçün üç kız arkadaş geldiler kantinde saatlerce sohbet ettik...benisorguya çektiler içlerinden hangigsine ilg druymakta 5olduğumöyrenmek gistigyorlardı. teğk tek her bigrigni tartışıyorlar... s5oonunda benim garigbanı4n yauklusuna iglg duymakta labileceğimi igçlerinden biri açkladı... sgitemlendim. o hariç sizden biri olabiligr aımaı o duyg2mdan da eğmin değgilgim demigş... başka gün geldiklerinde garibanın anasının ... söyleğmem üzerine digğeğr ikgisgindençok farklı o5larak elgi eline deymemiş yavuklusu duygulanmış ağlamaklı olmuş nerede nasıl... şimdi ne yapıyor...anasına çok düoşkündü...dediğig doğrufydu...
Onlarla bukarşılaşmadan bir ay kadar öince Fuat kalorfer radyatoru önündeçökmüş için çign ağlamış ağlaımıştı...
Sn de duygulanmış o anı o5 duygusal anı hemen içimden g2eldiği gibi yazmış, okumuştum da..kağgıdı alıpöpmüş sarınmış...bana da sarılmış... sarmaş dolaş ağlamış, ağlamıştık...
Birkaçkez istemişti... Yazıp veremedim...yıllar sonra kendisine ithafen yazmış olduğum ve bir şiir kitabı4mda yer alan
" Yalnızlık Dostumdur" şiir için memnun olmuş duygulanış... Anasının acıcı için yazmış o5lduğumu kitabaalmamış olmamdan... söz etti...
İşte tek sitemi o olmuştur..
Ne yazık ki bulamamıştım...Ama söyleyememiştim...Daha neler, neler... İşte böyle Garibanın gigzemlisi... İşte böyle,,,
Gerisini gel sen söyle...anadolunun kırsal dağ köylerinin çocuklarıyızileli. kurtulmak için çırpındık abi amca abla yanına sığındık okuduk amma gelin çektiklerimizi bize sorun. sormaya gerek yok 40-50 lerimizde avurdumuz çökmüş kamburumuz çıkmış halimizi görün alın çizgilerimizi saymanız yetecektir. İşte bizim garibbizden çi aileler lı yılların yan60 50- n da amı oğlu Alinin yanında kalıyordu.Ali Bey Kömür işletmesinde işçi kadrosundaydı evliydi iki kız çoccasuğu vardı kirada kalıyordu Ailece çok iyi insanlardı. O yönüyle garibanımız rahat olmaya rahattı ama bu şartlarda ne kadar rahat oluuna bilinirse. hele onun gibi ince düşünen biri için.asıl sıkıntısı 12 Eylül 1980 darbesiyle başladı garibimin. Darbe onun içindi sanki sırf Cumhuriyet Gazetesi okuyor olmasıyla göze batar oldu. ak askeri ceza evine alındı bir yandan darbeye karşı olma suçlamtutuklandı Mamasıyla yargılandı tam üç yıl süren yargılama süresince tutuklu kaldı. sonunda beraat ettiği halde 1402 sayılı sıkı yönetim yasası kapsamından işine de son verildi. iş yok para yok. kimselere yaklaşamaz aylarca yarı aç yarı tok eridi aktı kamburu iyice çıktı. birileri bir iş bulmuştu.iş de iş olmaz olsun ama açlık denen canavar varya onun korkusundan nelere katlanılmıyor ki evet katllandı direndi tam 4 yıl bir nevi karın tokluğu sigortasız hasta msasta halleriyle Sıhıyede Köprü altında lastik sergisi bekledi iyiden iyiye çökmüştü ki Turgut Özelin başbakanlığınnda 1402 lilere af çıktı aynı işine döndü döndü ama çok çok şeyler oluyordu. hak ettiği terfileri verilmiyordu mesai arkadaşlarına yaklaşamıyordu arşivlere insanlardan uzak bölümlere sürülüyordu daha neler neltlanmak zorundaydı. tüm bu haksızlıkların bilincindeydi bu da ayrı bir dert bir sorundu katlanılması gerekenere ka
Kimliğim
Günün Yazısı
Okuduğunuz yazı 20.9.2022 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Merhaba muhterem. merhaba , selamınız başım gözüm üstüne
Size zahmet olması yanında unutulmaz bir anı değeriniz de olacaktır umarım.
Madem ki bu konuda gönül ve fikir birliği sağlamışız; benden istediğiniz bilgileri
mümkün oldukça sağlıklı ve özet olarak sunayım dedim.
Muhterem kardeşim benin;
Kimliğim: Mustafa Ertürk 1946 Rıza Fatma Divriği Avşarcık .
Kökenim: Alevi Bektaşi kültürlü (Eline beline diline ve ne ararsan kendinde ara prensibi terbiyesi ve disipliniyle yoğrulmuş
Allah Muhammed Ali inancı ve itikatıyla, ay yıldızlı, rengini kanımızdan alan Bayrağa, Vatanın Milletin Bütünlüğüne Laikliğe köken olarak inanmış olan bu uğurda şehitler vermiş bir ailenin fertlerinden T. C. nin vatandaşlarından biriyim.
Yerleşim : Köyümüz rakımı -köy 2 bin , dağlar 3 binlerde olan bir dağ köyü. Çocukluk yıllarımda
yolsuz ışıksız evler susuz Anadolu’nun aynı kaderi paylaşan binlerce köyünden bir köy
Eğitim : 1938 1951 eğitmenlik eğitimi olmuş 1950 lerde okulsuz
Bu duruma üzülmekte olan babamız kalem defter afabe temin etmiş bizim (üç kardeş) ilk hocamız babamız olmuştur (Eski yazı yıllarında dedesi Paşo Ağa özel hoca tutmuş 4-5 yıl oradan biliyormuş.
Muhterem hocam bu tarihi ve sosyolojik olgu ayrıca yazılması gereken bir konudur.Öyleki Mübarğin 1870-80 lerde İstanbul gidip 18 köyün her köyün kendine olacağına yani Koraltanların elinden alındığı unutulmaz tarihi ferman aldığı serüveni ve 1880 lerde köy gurubu müdürlüğü aşar vergisi sorumlusu vb olduğu ; kabilesinin
hala Paşo Ağalar olarak anıldığı: gerekirse bilimsel olarak araştırılıp belgelendirilmesi gerekiyor. Araştırmacılara işte konu duyurulur.
Yani Ağa torunu züğürt oğlu yıllarımdır çocukluk yıllarımız. Yine de köyün her yönüyle en seçkin hatırı sayılır, sözü geçer ailesiydi o yıllar. Neyse!
İşte dedesinin tutmuş olduğu hocanın son zamanlarından öğrendiklerini, yeni eğitime çevirip bize
öğretiyordu kendi değimiyle belletiyordu.
’M’ için mim ’n’ için nun vs. Anam ’Zeki böyle demiyor herif’ deyip müdahale edince alınır:
’ senin aklın ermez deli karı senin de Zeki ’nin de der çıkışır gibi yapar aslında anamıza cilveyi rabbani
de bulunduğunu ses tonundan anlardık. Hocamız günleri ayları mevsimleri daha neler belletiyordu. Kur’ani duaları bildiği kadarıyla ayetleri vs. anlatır ve her perşembe akşamı abdestini alır kur’an okurdu.Ah o okuul ev okulu olsa yine öğrencisi olmak isterdim.
Anam komşu köyün soylu Bağcılar ailesinden olup çok osmanlı bir kadındı. Çok güzel masallar anlatırdı
İnançlı itikatlı hatır naz, ne bileyim, iki köyüm Fatiş halası Pirik ebesiydi , hala öyle anılır öyle bilinir
(1904 - 1991 Osmanlı kızı Cumhuriyet gelini anam.)
İşte çocukluğumda unutamadığım anılardan kısadan hisse bir kesit.
Köyde Sağlık : 1952-53 yıllarının kış aylarında köyde salgın boğmaca ve kızamıktan 20- 25 ten 40-50 çocuk öldü, ben de direkten dönenlerdenim.
Değirmen anısı: 1956 güz aylarında 5-6 merkebe çuvallarla buğday yüklenip 6-7 saatlik Venk Köyü Değirmenine gitmiştik, akşama doğru varmıştık. Nöbet varmış bize sıra yarı gelirmiş. Yükler indirildi . Bir şeyler yedik, ben merkeplere bakar yani çoban oldum. çocuğum korkuyorum.
Uzatmayayım babam hayvanları ahıra koydu beni değirmenciye emanet etti gitti. Ben biraz oyalandıysam da uyku bastı zaten yorgunum. Bir köşede gösterilen yerde sıcacık taze un çuvalları üstünde bir uyumuşum ki rüyamda bir taraftan anamın sesi , bir tarafta değirmenin ahenkli uğultusu ve hala dimağımda hissetmekte olduğum un kokusu
Uyandığımda bir kadın çuvalların sahibiymiş bana kıymamış, ötede bekliyorlar.
Babam gelmiş ceketinin çıkarıp üstüme örtmüş yanımda bir çuvalda oturmuş tabakasını açmış tütünden sigara büküyor.
İşte unutamadığım güzel anılarımdan biri de bu olmuştur.
Bu anı yaşam kesiti 20 yıla yakın sürecek okul eyitim yıllarımın başlangıcı olacağını nereden bilebilirdim. Uzatmayayım sıramız geldi işimiz görüldü Akşama doğru yola çıktık sabaha karşı köyümüze varmış olduk.
Okul dönemi:
Vazıldan Köyü. Babam beni değirmende bırakıp Vazıldan köyüne eski tanıdık hısımlardan
Yunus gilin Faik gile misafir olur. Konu açılır Faik amca bize gelsin der anlaşırlar.
tüm bunları köye döndükten sonra anamdan öğreniyoum. Bir hafta on gün sonra Divriği’de üstüm başım görüldü. Sanırım ekim ayı ortalarında güzel güneşli bir gün babam atlı ben yaya dediğim köydeyiz. Heyecanlıyım sabırsızım. Ertesi gün Faik amcanın tek oğlu Hüseyin abi öncülüğnde okula vardık. Akşamdan görüşüp konuşmuşlar. Beni bir sınava tabii tutup okutup çarpım tablosu vs. derken bilgi seviyeme göre ikinci sınıfa kaydım uygun bulundu. Böylece 10-11 yaşımda1956-57 yılında
ilkokula başlamış düşe kalka sınıfları geçe kala 1974 yılı Haziranında Ankara Hukuk Fakültesinde Orta dereceyle mezun olmuş oldum.
Karakız Öğretmen; ikinci sınıf seviyesinde görmüş kaydım yapılmış sevincimden uçacak gibiyim.
İlk gözağrım olan hala adıyla anılarıyla unutamadığım tek öğretmenim SABAHAT YURTSEVER esmerce olduğundan köydeki adıyla KARAKIZ köyde öylesine seviliyor sayılıyordu ki hala ikimiz bir araya gelsek mutlaka ondan onunla ilgili bir anıdan söz ederiz.
Bende ki özel anılardan biri bir piyeste verdiği bir rol ve daha önemlisi herkese ne olmak istediğimizi sorduğunda Kudret Subay demiş ve Kurmay Albaylıkta emekli olmuş halen İstanbul’da yaşamaktadır. Bende bazen tiyatrocu bazen yazar en çok da HAKİM dediğimi anımsıyorum.
Allah’a şükürler olsun ki her üçü de kısmet olmuştur.
Hocam, şimdilik bu kadar, yetmezse Ankara dönemi ve
hakimlik avukatlık noterlik serüvenlerini de özetler halinde arz edebilirim.
Bu hususta Sitedeki başlangıç yazılarıma da bakabilrsiniz :
MESLEĞE GİRİŞ ANILARI itibarıyla.
Saygılar sunarak hoşça kalınız Sn. hocam...
Ana Karakterler:
Paşo Ağa Ağa torunu züğürt
BeğenTweetSharePin itWhatsApp
EM.HAKİM
Kayıt Tarihi:19 Eylül 2022 Pazartesi 20:58:31
KIMLIĞIM YAZISI'NA YORUM YAP
"Kimliğim" başlıklı yazı ile ilgili
düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
Yorum yapın...
YORUMLAR
resulcivcik
resulcivcik
20 Eylül 2022 Salı 20:22:03
Sen bensin,ben senim.
Ayrım gayrımız yoktur.
Ağacın kökü bir dalları ayrı ayrı.
Damarı hayat iksiri aynı.
Tebrik ederim
YÜCE RABBİMİZ,
ÖMÜR BOYU HUZUR SAĞLIK AFİYETLER VERSİN.
SELAMLAR SAYGILAR EFENDİM.
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 21:38:16
Anlıyorum teşekkürler
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1
20 Eylül 2022 Salı 19:04:19
Ne içten bir döküm!
Önemlisi kalbinden konuşuyor Hâkim Bey.
Gurur duyuyorum
Çok saygımla Üstadım.
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 19:32:42
Duyarlığınız içtenliğiniz için
T e ş e k k ü r l e r
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy
20 Eylül 2022 Salı 16:40:00
Asıl biz size teşekkür ederiz.
En çok da ben size teşekkür ederim muhterem üstadım.
Ne şartlarda yaşıyor insan ne zorluklarda yürütüyor hayatını.
Eğitim ve şanlı bir yaşam onurlu bir yürek ve doğru dosdoğru hedefe yürümek.
Hedef ne mi?
Elbet doğrudan dürüstlükten ödün vermeden yaşamak.
Bir başına kalsa da insan yıkılmamak.
Ona yeten Rabbi ve insanın yaşadığı kadar da yaşattığı güzellikler.
Onurlu insan saf tutar en başta. Ne yalan söyler ne dostunu satar ne de olmayan şeylerle alemi insanları kandırmaya çalışır.
Engin kaleminiz üstadım ve aldığınız eğitim ve işte yürekten gelen sunumunuz.
Tüm saygımla selamlıyorum gün güzelliğini.
Şerefi ile yaşamak gibisi yok ve illa ki doğru yoldan sapmayan hele ki insan bir kere baş koymuşsa yola.
O yol ki: insanın Rabbine ve sonsuzluğa yürüdüğü.
Bu dünyanın nimetleri değildir önem arz eden sadece maneviyat ve vicdan insan başını yastığa rahat koydu mu olay zaten bitmiştir.
Farklı hayatlarımız var ve dertlerimiz.
Önem arz eden: KALİTELİ BİR YAŞAM İYİ BİR EĞİTİM VE EMPATİ GÜCÜ VE
RABBİNE DOSTLARINA SADIK.
Var olunuz var olunuz sayın hocam
Tüm saygımla hürmetimle efendim
Gülüm Çamlısoy tarafından 20.9.2022 16:54:53 zamanında düzenlenmiştir.
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 16:58:01
Yürek dolusu eğitici yorumunuz kalem
kelam ve selamlarınız için teşekkürler
Sn.hoca hanım
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle
Fatma Oral
Fatma Oral
20 Eylül 2022 Salı 13:05:02
Tebrikler güzel bir anı yazısı okudum. Hukuk fakültesi ve mülkiye kardeş fakülteler. Ben de mülkiye mektebi mezunuyum. Benzer zor koşullarda fakülteleri bitirdik. Güzel yazınız beni Cebeci'ye götürdü.
Tebrikler.
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 13:24:21
Duyarlığınız için teşekkürler
Okul anılarını da yazmak umuduyla
Anam Fatma gelinim Fatma yengem Fatma
Fatma Ana'cıyız. Memnunuz.
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt
20 Eylül 2022 Salı 12:11:32
Çok güzel ve farklı bir çalışma okudum yalın bir dil öze özlem gibi kutluyorum saygılar
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 11:53:59
İtirafımdır; disiplin ve seviyeli okur yazar ailesiyle
bu kültür sitesinden başta edep ve edebiyat olmak üzere
çok şeyler öğrenmiş şanlı bir emekli görüyorum kendimi
Hasbel kader -5 yıla yakın- köşeyi hak etmiş bir yazı
yazabilmenin mutluluğunu yaşıyorum. t e ş e k k ü r l e r
20. 09. 2022
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
Okuduğunuz yorum yazar tarafından etkili yorum olarak seçilmiştir.
Afet i azam
Afet i azam
20 Eylül 2022 Salı 09:45:42
"Anam komşu köyün soylu Bağcılar ailesinden olup çok osmanlı bir kadındı. Çok güzel masallar anlatırdı"
Bir insan hayatında herkese nasip olmayan bir anne profili... Çok değerli bir anlatım. Kaleminize, kelaminiza sağlık.
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 11:38:53
Yorumunuzla hedefi tam
12 sinden vurdunuz haklısınız
(1904 - 1991 Osmanlı kızı Cumhuriyet gelini anam.)
Bu şansa sahip kaç insan çıkar ki halen yaşamakta olan.
Duyarlığınız için çok çok t e ş e k k ü r l e r
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle
neneh.
neneh.
19 Eylül 2022 Pazartesi 22:43:42
Dolu dolu bir yaşam saniyesi bile boşa geçmeyen..Paylaşımlar muhteşem bir birikimin eseri zaten.Değerleri değer vererek değerli bir şekilde kaleme almak ustalık olsa gerek.Takipteyim eserlerinizi..Sağlıcakla..Saygıyla..
Mesaj Gönder - Arkadaş Listeme Ekle - Engelle
EM.HAKİM
EM.HAKİM Yazının sahibi
20 Eylül 2022 Salı 05:05:18
Sn. neneh kültürlü bilinçli okurum
etkili yorumunuzla öyle etkilediniz ki
Demek ki ben de ele alınır, dişe dokunur bi şeyler
yazabiliyormuşum öz güvenle yaşaran gözlerimle
aynı dağ köyümden sizi saygıyla selamlıyor
esin ve esen kalınız dilek ve duasıyla
T e ş e k k ür l e r
Mesaj Gönder | Arkadaş Listeme Ekle | Engelle | Düzenle