Öyle ki bazen rumuz seçimi de bu özgünlükten payını almış olabilir mi diye düşünmeden geçemiyorum... :)
Sonrası ;
İstanbul sokakları, aşk'ların eski ve yeni yüzü, yeni'nin ne kadar eskidiği ya da eski'nin olanca dinamikliği, bir nebze çocuk hüznü, sıcak bir dost sesi, bazen hala sokağımızdan geçen yoğurtçunun elindeki çıngırak, kimi zaman da delikanlılığın serseri yanı ve unutmadan o maceraperest gülüş ardında özenle saklı tutulan yorgun bilge...
Derken eninde sonunda şiir'in, kıyısına köşesine aldırmadan tereddütsüz biçimde denize bıraktığı kalemdaşımı tanımış olmaktan onur duyuyorum.
Devin Karaca'nın bendeki çağrışımı şiirde özgünlüğün çarpıcı sesine
dairdir.
Öyle ki bazen rumuz seçimi de bu özgünlükten payını almış olabilir mi
diye düşünmeden geçemiyorum... :)
Sonrası ;
İstanbul sokakları, aşk'ların eski ve yeni yüzü, yeni'nin ne kadar eskidiği
ya da eski'nin olanca dinamikliği, bir nebze çocuk hüznü, sıcak bir dost sesi,
bazen hala sokağımızdan geçen yoğurtçunun elindeki çıngırak, kimi zaman da delikanlılığın serseri yanı ve unutmadan o maceraperest gülüş ardında
özenle saklı tutulan yorgun bilge...
Derken eninde sonunda şiir'in, kıyısına köşesine aldırmadan tereddütsüz biçimde denize bıraktığı kalemdaşımı tanımış olmaktan onur duyuyorum.
Sevgi ve saygımla,