- 25 Temmuz 2009'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Mevsimlerden BAHAR ,
ay olarak hatırlamıyorum,
henüz 7 veya 8 yaşlarında bir çocuktum.
Şunu iyi biliyorum,
o aylarda koyunların yavruladığı bir aydı,
çünkü biz arkadaşlarımla birlikte kuzu otlatıyorduk,
henüz çok küçükler.
O gün ANNEM vefaat etmişti
komşularda çocuklar etkilenmesinler diye
bizi kuzularla kıra gönderdiler.
Şimdi öyle olduğunu düşünüyorum.
Koyunlar yavrularını dünyaya getiriyor,
benimse ANNEM yavrusunu öksüz bırakıp
ebedi aleme intikal ediyor.
Bense 4 yaşında bir kız kardeşimle öksüz kaldık,
henüz kardeşim kendi yemeğini dahi
kendisi yiyemiyor ben yediriyordum.
Babamızdan başkada kimsemiz yok.
Fakirlik diz boyu.
Babam iki öksüz çocukla kaldı yalnız tek başına.
Yıllar birbirini kovaladı hiç unutmuyorum,
yıl 1961 de okula başladım,
fakat hiç bir şey yok okula gidecek,
Zar zor kalem defter birşeyler aldı babam.
Günler birbirini kovaladı ben sınıfta kaldım.
1 sınıfı bir defa daha okudum onuda ortayla geçtim.
İkinci sınıftan sonrada
hep öğretmenleriimin yardımlarıyla okulumu bitirdim.
13 yaşında 5 ci sınıfa geçtiğimde,
okullar kapanınca babamla Ankaraya
ordanda istanbula çalışmaya gittim.
4. ve 5 sınıflarda artık çalışıyordum,
Kardeşimi birisine babam evlatlık vermişti.
Aradanda 1 yıl geçmişti,bir sonbahar günüydü,
ben misket oynarken kardeşim,
çok temiz elbise içinde yanımda bitiverdi.
Meğer babam dayanamamış gitmiş geri getirmiş.
Kardeşimde artık büyümüş okul çağına gelmişti.
Onuda okula yazdırdık o sene oda gitti,
Böylece okulumun bitmesyle,
babam beni kazamızda kaymakamlığa götürdü,
kaymakamın karşısına çıktık.
Babam durumunu anlattı,eşinin öldüğünü,
dolaysı ile çocuklara bakmakta
çok güçlük çektiğini,eğer mümkünse
Hasanoğlan yatılı okuluna yatılı vermeyi düşündüğünü söyledi.
Kaymakım söylediği şu sözü hiç unutmuyorum.
( Baba devletin her önüne geleni okutacak parası yok.)
evet aynen böyle söyledi.
Ve bu macerada böyle bitti.
Bizim çile dolu hayat artık başlamıştı.
Çay taşı gibi artık ordan oraya ,
oradan bir başka yere yuvarlandık durduk.
Bu çile dolu hayatta neler yaşadım neler.
Aslında buları ilerde yazmayı düşünüyorum,
fakat şu an ne bunu yazacak sağlim bir kafa var,
nede yazma yetneğim.
Bu acılar içerisinde yıllar birbirini kovaladı durdu.
16 yaşına geldiğimde başa sevda düştü,
artık zor yıllar dahada zorlaşmaya başladı.
2 yıl sonrada o kızı başkasıyla evlendirdiler.
Biz başladık yavaş yavaş bir şeyler karalamaya,
işte böle başladı her şey.
1972 yılındada şimdiki eşimle nişanlandık,
görücü usulu ile,eşimi sevdim bu seferde
hissettiklrimi ona yazdım .
Artık bu birikimlerimide
Bilgisayarı kurcalarken,
biraz edebiyat öğreneyim derken şiir sayfasına rastladım,
bu şiirleri buraya yazayım dedim.
Benim ki aslında şiir falan değil,
yaşanmış gerçek hayat hikayesi.
Ben ilkokul mezunuyum,ne edebiyat,
nede uzaktan yakından şairlikle bir yeteneğim yok.
Herkesin bildiği işi yapmasını yeğleyen bir yapım var
**
Dur@k YİĞİT
GönüllerinŞ@iri
KOC@ELİ
Durak Yiğit Kimdir..!!
Alaca'nın Evci köyünde 1950 yılında dünyaya gelen
İlkokulu çok zor şartlarda okudu.
Çünkü ailesi çok fakirdi.
Annesini 7 yaşında kaybetti,babası birdaha evlenemedi.
İlk Okul bittikten sonra çalışmak için ANKARA'ya gider,
henüz çocuk yaştadır.
Fakat hayatın getirdiği zorlu yaşam koşulları bir yandan,
fakirlik ve kimsesizlik biryandan onu çalışmaya zorlar..
Çok acılar çeken,çok badireler atlatan.
Hayatında dost bildiklerinden,çok büyük darbeler yiyen şairimiz
çocuk yaşında Komşu köyden Emine isimli bir kıza aşık olur,
kimsesizlik burada da yakasını bırakmaz.
Aşık olduğu kızı başkasıyla zorla evlendirdiler.
Şairimiz bu yüzden hayata kahreder
uzun yıllar bir daha köye dönmez.
İşte o yıllarda başlar şiir yazmaya..
Zaman akıp gider şair gurbet gurbet dolaşarak
hayatını kazanmaya hayata tutunmaya çalışır.
Askerliği gelir çatar.
Askere gider,20 ay sonra teskereyi alır köyüne döner..
Memleket hali bir ağbisi birde babası vardır ebeveyn olarak.
Karar verirler artık evlendirelim hem ocağımız yansın diye
köyünden bir kızla nişanlanır .
Bir buçuk yıl nişanlı kalır düğünü yapılır artık evlidir şair.
Sevdasını hala yüreğinde yaşatan şairimiz
Yazdığı şiirlerinin çoğunluğunu bu gün bile o sevgiye adamış olan şair
Evli 3 erkek,iki kızı toplam 5 çocuğu vardır.
Fakat bir türlü çocukluk Aşkınıda unutamaz.
Fakat zaman öyledir ki unutmak yada küllenmesini ister bu yaranın,
eşine ve evine bağlı bir eşdir,çok çalışır..
Bu süreç içinde şairimiz yurtdışınada gider turist olarak çalışır
çırpınır evini ve çocuklarını daha iyi geçindirmek için.
Ama hayatta yamuk insan biter mi,
arkadaşları,etrafı sahte dostları olmadık işler açarlar başına.
Çok acılar çeken şairimiz karar verir
artık etrafından çevresinden çok uzaklara gitmeyi kafasına koyar,
bu sahte riyakar insanların
kendisine daha fazla zarar vermelerini önlemek için
izmit'e yerleşmeye karar verir,1987 yılında İZMİT'e yerleşen,
şairimiz halen burada ikamet etmektedir.
İnşaat işleri ile uğraşan ve Çok iyi sanatkar olan şair,
Uzun yıllar bu işle meşgul olmur,
zaman içerisnde rahatsızlanarak işi bırakmak zorunda kalır..
zaman içerisinde emekli olur,yeni bir yaşama başlar..
Şiir yazmaya çocuk yaşta başlamış olsada,
birgün Nette edebiyata defteri.com la
yolu kesişir tamda aradığı meşgaleyi bulmuştur.
Şiir yazmayı çok seven şair,
Usta Şairlerden yardım alarak şiir ölçülerini,öğrenir.
Bu yolda Recep ÇAĞLAR (( OĞUZSOYLUM )) dan büyük yardım alır.
Şu an bir çok sitede şiirleri yayınlanmaktadır.
Yazdığı tüm şiirleri,
tamamen kendi yaşam hikayesinden birer kesid oluşturmaktadır.
Bu yüzdendir ki şiirlerinin tamamı hüzün doludur.
Hayattan pek zevk alamayan
Çileli bir yaşam süren ve hayatın getirdiği
ağır yük altında ezilmiş olan şair,
içten ve gerçekçi şiirleriyle kendisine küçücük bir dünya kurar..
sitemizinde üyesi olan şairi bizlerde canı gönülden kutluyoruz
ve aramıza hoş geldin diyoruz güzel bir şiiriyle sizleri selamlıyoruz.
YAR BULAMADIM
Altmış yıldır yaşamışım dert ile,
Bağrıma basacak Yâr bulamadım.
Bir ömür uğraştım başı sert ile
Bağrıma basacak Yâr bulamadım..
Öksüz doğdum yetim uçtum yuvadan.
Başıma taş yağdı hergün havadan
Nasibim olmadı Em’den devadan
Bağrıma basacak Yâr bulamadım.
Gözden uzak oldum gönülden düştüm,
Çile dergâhında kavruldum piştim
Sanki eli gözü bağlı bir kuştum
Bağrıma basacak Yâr bulamadım..
Gam bahçesi hasret gülü açıyor
Konuştukça dili nefret saçıyor
Yaklaştıkça daha öte kaçıyor,,
Bağrıma basacak Yâr bulamadım.
Bacı,kardeş dost arıyor gözlerim,
Gurbetteyim yanar benim özlerim,
Malesef yokuşa sardı dizlerim
Bağrıma basacak Yâr bulamadım.
Dertlerimi kendim alır satarım,
Alan olsa çok uzağa atarım,
Çırpına çırpına daha batarım,
Bağrıma basacak yar bulamadım.
Durak YİĞİT buralardan göçelim
Yâr elinden zehir olsa içelim..
Varı vefasıza verip kaçalım
Bağrıma basacak Yâr bulamadım
Durak YİĞİT
Gönülleri Şairi
KOCAELİ