10 ayrı hikaye aşka dair 10 ayrı çıkmaz sokak,imkansızın kıyısında hiç ulaşamayacağı o mutlu sonu beklerken aşkla tükenen hayatlar...Bir aşk düştükten sonra o hiç bulunamayan karakutunun peşinde bir hikayeden diğerine kelimelerle yapılan ilginç bir yolculuk...

Deli-dolu, sevimli,dağınık,çok düşünen ama harekete geçerken anlık hareket eden, sakarlık,şanssızlıkla karışık aksilikler komedyasından ibaret hayatını (ki bu belkide bir çok insanında hayatının özeti olabilir) günlüğe akıcı,açık,komik bir uslupla döken çok eğlenceli bir günlük...

Erkekler neden terk eder ? Kadınlar neden terk edilir ? Kim kimi neden terk eder belkide ? Kadın-erkek ilişkilerindeki sorunlarla gerçekçi bir şekilde yüzleşmeyi sağlayan ve hayatın içinden verdiği örneklerle okuyucunun ilgisini kaybetmeden sorun ve çözümlere odaklanmasını sağlayan alanında yazılmış başarılı bir kitap.

Tully ve Kate.İki farklı kişilik belki bir araya gelseler anlaşamazlar denilecek kadar ayrı kişilikler.Bir gün yolları kesişir ve sonrasında bir ömür boyu ayrılmaz.Harika bir dostluk hikayesi.Üçüncü Kristin Hannah kitabım ama benim için ilk sırada diyebilirim.Ben çok sevdim.Kristin Hannahı hiç okumayanlar başlangıç olarak bu kitabı gönül rahatlığıyla okuyabilir.

Tıbbi gerilim kitaplarının kraliçesi Tess dir üstünede henüz yeni bir yazar okumadım(Varsa lütfen söyleyin) Bu kitabıda yine klasik bir gerilim hikayesi gibi başlayan ama fazla vakit kaybetmeden hızla olayların içine okuyucuyu çeken bir kurguda yazılmış, adım adım sonuca ulaştığımız temposunu hiç düşürmeyen keyifli ve kafanıza yeni sorular bırakan, düşündüren bir gerilim romanı...

Bir anne nasıl olurda öz kızlarına karşı bu kadar soğuk ve sevgisiz görünmeyi başarabilir.Üstelik ömrünün son demlerinde bu ilerlemiş yaşında bile bir nebze olsun sarsılmadan,yumuşamadan.Yıllardır Meredith ve Ninanın annelerine dair bulamadığı soruların cevabını Veranın kendi ağzından dinliyoruz ve dinledikçe hikayeyle birlikte sizde kalbinizin nasıl taşlaştığını, hissizleştiğini fark ediyorsunuz...

Zusak ın "Hiç" kitabından sonra okuduğum ama çok çok daha iyi bulduğum bir kitabıdır.Kitap hırsızı.Hatta fazla iyi bile denebilir.Hitler dönemi almanyasına gideriz.Kelimelerin peşine düşeriz Liesel ile birlikte.Ölümün kol gezdiği bir dönemde kelimelerin gücüne tutunarak hayatta kalan bir kızın hikayesini seyrederiz ölüm meleğinin ağzından.Konu çok güzel anlatım karşısında kendinizi akıntıya bırakıyorsunuz sizi götürdüğü yer ise kelimelerin dünyayı değiştiren korkunç gücü oluyor.Holywood çokda gecikmeden beyazperdeye aktarmayı ihmal etmemiş.Önce kitap sonra film diyelim.Kesinlikle tavsiye olunacaklardan.

Hayatın içinden örnekleri son derece keyifli bir dille altı çizilesi mesajlarıda vurgulayarak bize aktaran okurken güldüren,düşündüren ve kitap bittiğinde kuşanmış olduğunuz o pozitif elektrikle hayata çok daha olumlu ve kendine güvenli bakmanızı sağlayacak bir kitap.Bir kitap okudum hayatım değişti demek çok iddialı olabilir ama hayatınıza katkıları olacak,güzel bir kitap olduğu kesin.

Cehennemin en karanlık yeri buhran zamanlarında kararsız kalanlar için ayrılmıştır demiş Dante bizde ilahi komedyadan ciddi şekilde ilham alan ( ve size bu kitap bitsin ilahi komedyayıda mutlaka okumalıyım dedirten) Dan Brown'ın sizi tutup kolunuzdan kendi dünyasındaki o gotik sanat eserleri ile dolu büyüleyici bir sanat tarihi yolculuğuna çıkarmasına karşı koymak imkansız ! ve yine insanlığın başına bela olacak bir tehdit bir komployuda birlikte çözmeye çalışıyorsunuz.Bazı kitapların bitmesini istemezsiniz ya dan brown kitaplarında hem zekice kurgulanmış olaylar zincirini çözmek istiyorsunuz hemde bu büyüleyici sanatsal tarihi yolculuk hiç bitmesin istiyorsunuz.Cehennem beklentilerimi boşa çıkarmadı ben sevdim Dan Brown okumayı sevenlerin bu kitabı seveceğine inanıyorum.