Aklımı arşınlıyorum aklım kadar Aklımda yine öteler var.... S.Yakıcı (aKa)
ŞairYazarKimlik OnaylıVip
- 17 Eylül 2006'den beri üye
- Yüksek Lisans
İncelemeler
İnceleme
Piruze! Büyük babaannemin adı. Ki onun hayatı bir öyküme konu olmuştu.
Alfa Yayınları
- Puan vermedi
Piruze Şamda Bir Türk Gelin
Sinan Akyüz
- Alfa Yayınları
- 2014
11 yıl
İnceleme
Dua, dedi, içimizdeki serüvenle dışımızdaki serüvenin çatışması değil mi?
***
Ben ki, dedi, hep özne oldum ömrümün yollarında, lâkin hiç eylem olmadım.
***
Tıpkı ölmek gibi yaşarken ölmenin de ancak kendi nefsimizde tecrübe edebileceğimiz ve asla şiirlerden öğrenilemeyecek bir şey olduğunu öğrenince.
Ödünç ek fiillerle bağlanınca yaşama yaşam.
Anlarız, yine yanlış dileği tutmuşuz büyülü suyun başında.
Oysa Yâ Rabbi bize saf olanı ver demeliymişiz, kendi kaybolsa bile geçmişi yok olmayanı. Bunu vermezsen bile demeliymişiz, bize içimizdeki hallere tercüman olan lisanı ver. Yine yanlış dileği tutmuşuz da büyülü suyun başında, ışık sönünce apansızın kala kalmışız.
Harikasın vesselam...
***
Ben ki, dedi, hep özne oldum ömrümün yollarında, lâkin hiç eylem olmadım.
***
Tıpkı ölmek gibi yaşarken ölmenin de ancak kendi nefsimizde tecrübe edebileceğimiz ve asla şiirlerden öğrenilemeyecek bir şey olduğunu öğrenince.
Ödünç ek fiillerle bağlanınca yaşama yaşam.
Anlarız, yine yanlış dileği tutmuşuz büyülü suyun başında.
Oysa Yâ Rabbi bize saf olanı ver demeliymişiz, kendi kaybolsa bile geçmişi yok olmayanı. Bunu vermezsen bile demeliymişiz, bize içimizdeki hallere tercüman olan lisanı ver. Yine yanlış dileği tutmuşuz da büyülü suyun başında, ışık sönünce apansızın kala kalmışız.
Harikasın vesselam...
daha fazla
Timaş Yayınları
- Puan vermedi
Nun Masalları
Nazan Bekiroğlu
- Timaş Yayınları
- 2010
11 yıl
İnceleme
"DAĞDAN GELEN BAĞDAKİNİ KOVARMIŞ"
Cengiz DAĞCI kitabında tam da bunu anlatmış.
Merhametin ve "insanlığın" bir süre sonra nasıl merhametsizlik ve insanlık dışı icraatlar olarak karşılık bulmasını ibretle okuyacaksınız.
Cengiz DAĞCI kitabında tam da bunu anlatmış.
Merhametin ve "insanlığın" bir süre sonra nasıl merhametsizlik ve insanlık dışı icraatlar olarak karşılık bulmasını ibretle okuyacaksınız.
daha fazla
Ötüken Neşriyat
- Puan vermedi
Onlar da İnsandı
Cengiz Dağcı
- Ötüken Neşriyat
- 2000
11 yıl
İnceleme
Önce filmini izlemiştim ve çok etkilenmiştim.
Fakat romanını önce kitabı tercih ederdim.
Zira kitabı okumak daha güzeldi.
MİK_MAK ları unutmadım ama.
Fakat romanını önce kitabı tercih ederdim.
Zira kitabı okumak daha güzeldi.
MİK_MAK ları unutmadım ama.
daha fazla
Altın Kitaplar Yayınevi
- Puan vermedi
Hayvan Mezarlığı
Stephen King
- Altın Kitaplar Yayınevi
- 2000
12 yıl
İnceleme
İçinden çok şey aldığım kelimeler.
Çok düşündüğüm, ve bildiğimi bir daha öğrendiğim cümleler.
Nazan Bekiroğlu kendi üslubu ile sıkmadan, yormadan ne çok şey anlattı...
Okunmasını ısrarla öneriyorum.
Çok düşündüğüm, ve bildiğimi bir daha öğrendiğim cümleler.
Nazan Bekiroğlu kendi üslubu ile sıkmadan, yormadan ne çok şey anlattı...
Okunmasını ısrarla öneriyorum.
daha fazla
Timaş Yayınları
- Puan vermedi
La-Sonsuzluk Hecesi
Nazan Bekiroğlu
- Timaş Yayınları
- 1905
13 yıl
İnceleme
Henüz kitabı okumadım. Ama kitaptan daha çok öne çıkan polemiklere şahit oldum.
İddiaya göre; Elif ŞAFAK'ın bu kitabı, İngiliz yazar Zadie Smith’in ‘İnci Gibi Dişler’ romanına çok benziyormuş.
İki romanın karakterleri ve olayların bire bir örtüşmesi, Elif Şafak’ın İnci Gibi Dişler romanından etkilendiğini gösteriyormuş ve bu iddiayı ortaya atan Fikir Mahsülleri Ofisi adlı blog sitesi. Site, Şafak’ın Smith’ten “intihal tartışmalarına yol açacak kadar esinlenmiş” olduğunu iddia etti.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, Elif Şafak ‘İskender’ adlı yeni romanında Fırat’tan başlayıp, Londra’ya kadar uzanan yolculukta, toplumun erkek çocuğa bakışını, insanların aslında en çok sevdiklerini incittiğini ve en buyuk yaraların ailede açıldığını anlatıyor. Zadie Smith’in İnci Gibi Dişler romanında ise benzer bir göç hikayesi anlatılıyor ve tıpkı İskender’de olduğu gibi Londra’-nın kenar semtlerinden birinde geçiyor. Blog iki romanı da karşılaştırıp benzerlikleri ortaya çıkarmış.
İşte o benzerlikler:
Irie’den Esma’ya Millat’tan İskender’e
“Şafak’ın İskender’i ise tam bir Millat. İkisi de doğal birer karizma, arkadaşlarının arasında doğal birer lider, yakışıklılıklarıyla göz dolduran, dikkat çekici tipler olarak tasvir ediliyor. Hem İskender hem de Millat İngiliz kızlarla takılıyor ama aileleri bu durumu pek hoş karşılamıyor. İkisi de yerli mi, göçmen mi nereli olduğuna bir türlü karar veremiyor..”
‘İntihal denir’
“İçine doğduğu siyasetten kaçmak için bambaşka bir alan seçip moleküler biyolojiye yönelen naif Nadir, Macit ve en yakın dostu Marcus’un birleşimi gibi görünüyor. Baba Adem Toprak da mutsuz evliliği ve yanlış gönül maceralarıyla bir hayli Samet İkbal gibi sanki.”
Zaide Smith’in “İnci gibi dişler” kitabının çeviremeni Mefkure Bayatlı konuyla ilgili VATAN’a konuştu. Bayatlı şunları kaydetti, “Bu kadarı tesadüf olamaz. Şafak, Zadie’nin kitabını şablon olarak örnek almış, aileyi Türk yaparak bir kitap yazmış. Konuyu basitleştirmiş. Özellikle pencere hikayesindeki benzerliği aklım almıyor. On tane öyle paralel hikaye yazılabilirdi ama pencere hikayesi paralel bile olmamış. Buna intihal denir. Uyarlarlama gibi bir şey olmuş. Esinlenmeyi aşmış. Hiç şaşırmadım. Dünya edebiyatını bir tek onlar takip ediyor, kimse bilmiyor diye düşünüyorlar. Ama Türkiye’de edebiyattaki başka kitaplardan etkilenmeleri, yapılan intihalleri araştıran ve bilen insanlar var. Örneğin Virginia Woolf’un Orlandosu ile Aziz Nesin’in Betüş’ünün ana fikri aynıdır.
Ama ayrıntılı olarak etkilenmek okur olarak kabul edilecek bir şey değildir. Belli ki Elif Şafak, Zadie Smith’ten çok etkilenmiş ve esinlenmiş. Zadie Smith’in başarısı çok iyi bildiği ve içinden geldiği insanları yazması. Elif Şafak o insanları o kadar iyi tanıyor mu? Bilemiyorum. Hayatından göç etmemiş bir aileden değilsen o hikayeyi yazman zor olur. Hikaye oturmaz, sahte olur.
Elif Şafak da bilmediği bir dünyayı yazıyor, tabii olayların içinde değil ve böylece de daha önce okuduğu kitaplardan, duyduğu öykülerden izlediği filmlerden etkileniyor ve öyle yazıyor. Ben bir kitap yazıp alkış alacağım diye kitap yazılınca böyle durumlar olabiliyor. Ben çevirirken bile o dünyaya girmeye çalışıyorum.”
Elif Şafak’a sorduk
Konuyu Doğan Kitap Kurumsal İletişim Müdürü Özlem Yaşarlar aracılığıyla yazar Elif Şafak’a sorduk. Ancak Şafak'tan bir yanıt gelmedi.
Neredeyse aynı cümleler
Benzerliğin böylesi, “Bowden’ın oturma odası yolun altında kalıyordu ve pencerelerinde parmaklıklar vardı, bu yüzden bütün görüntüler kısmiydi. Clara genelde ayaklar, tekerlekler, egzoz boruları ve sallanan şemsiyeler görürdü. Böyle anlık görüntüler çok şey anlatırdı: Canlı bir hayal gücü, yıpranmış bir dantelden, yamalı bir çoraptan, yere yakın sallanan ve daha iyi günler görmüş bir çantadan bir sürü duygulu öykü çıkarabilirdi.” (İnci Gibi Dişler, s. 30, Everest Yayınları)
Aynı oyun: “Oturma odasındaki halının üstünde bağdaş kurup oturur, tavana yakın küçük pencerelere bakardı ağzı açık. Dışarıda sağa sola akıp duran çılgın bir bacak trafiği olurdu. İşe giden, alışverişten dönen ya da yürüyüş yapan yayalar. ... (İskender, s. 135, Doğan Kitap)
5 Ağustos 2011
Cumhuriyet Gazetesi
BEN HÂLÂ YORUMSUZUM
İddiaya göre; Elif ŞAFAK'ın bu kitabı, İngiliz yazar Zadie Smith’in ‘İnci Gibi Dişler’ romanına çok benziyormuş.
İki romanın karakterleri ve olayların bire bir örtüşmesi, Elif Şafak’ın İnci Gibi Dişler romanından etkilendiğini gösteriyormuş ve bu iddiayı ortaya atan Fikir Mahsülleri Ofisi adlı blog sitesi. Site, Şafak’ın Smith’ten “intihal tartışmalarına yol açacak kadar esinlenmiş” olduğunu iddia etti.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, Elif Şafak ‘İskender’ adlı yeni romanında Fırat’tan başlayıp, Londra’ya kadar uzanan yolculukta, toplumun erkek çocuğa bakışını, insanların aslında en çok sevdiklerini incittiğini ve en buyuk yaraların ailede açıldığını anlatıyor. Zadie Smith’in İnci Gibi Dişler romanında ise benzer bir göç hikayesi anlatılıyor ve tıpkı İskender’de olduğu gibi Londra’-nın kenar semtlerinden birinde geçiyor. Blog iki romanı da karşılaştırıp benzerlikleri ortaya çıkarmış.
İşte o benzerlikler:
Irie’den Esma’ya Millat’tan İskender’e
“Şafak’ın İskender’i ise tam bir Millat. İkisi de doğal birer karizma, arkadaşlarının arasında doğal birer lider, yakışıklılıklarıyla göz dolduran, dikkat çekici tipler olarak tasvir ediliyor. Hem İskender hem de Millat İngiliz kızlarla takılıyor ama aileleri bu durumu pek hoş karşılamıyor. İkisi de yerli mi, göçmen mi nereli olduğuna bir türlü karar veremiyor..”
‘İntihal denir’
“İçine doğduğu siyasetten kaçmak için bambaşka bir alan seçip moleküler biyolojiye yönelen naif Nadir, Macit ve en yakın dostu Marcus’un birleşimi gibi görünüyor. Baba Adem Toprak da mutsuz evliliği ve yanlış gönül maceralarıyla bir hayli Samet İkbal gibi sanki.”
Zaide Smith’in “İnci gibi dişler” kitabının çeviremeni Mefkure Bayatlı konuyla ilgili VATAN’a konuştu. Bayatlı şunları kaydetti, “Bu kadarı tesadüf olamaz. Şafak, Zadie’nin kitabını şablon olarak örnek almış, aileyi Türk yaparak bir kitap yazmış. Konuyu basitleştirmiş. Özellikle pencere hikayesindeki benzerliği aklım almıyor. On tane öyle paralel hikaye yazılabilirdi ama pencere hikayesi paralel bile olmamış. Buna intihal denir. Uyarlarlama gibi bir şey olmuş. Esinlenmeyi aşmış. Hiç şaşırmadım. Dünya edebiyatını bir tek onlar takip ediyor, kimse bilmiyor diye düşünüyorlar. Ama Türkiye’de edebiyattaki başka kitaplardan etkilenmeleri, yapılan intihalleri araştıran ve bilen insanlar var. Örneğin Virginia Woolf’un Orlandosu ile Aziz Nesin’in Betüş’ünün ana fikri aynıdır.
Ama ayrıntılı olarak etkilenmek okur olarak kabul edilecek bir şey değildir. Belli ki Elif Şafak, Zadie Smith’ten çok etkilenmiş ve esinlenmiş. Zadie Smith’in başarısı çok iyi bildiği ve içinden geldiği insanları yazması. Elif Şafak o insanları o kadar iyi tanıyor mu? Bilemiyorum. Hayatından göç etmemiş bir aileden değilsen o hikayeyi yazman zor olur. Hikaye oturmaz, sahte olur.
Elif Şafak da bilmediği bir dünyayı yazıyor, tabii olayların içinde değil ve böylece de daha önce okuduğu kitaplardan, duyduğu öykülerden izlediği filmlerden etkileniyor ve öyle yazıyor. Ben bir kitap yazıp alkış alacağım diye kitap yazılınca böyle durumlar olabiliyor. Ben çevirirken bile o dünyaya girmeye çalışıyorum.”
Elif Şafak’a sorduk
Konuyu Doğan Kitap Kurumsal İletişim Müdürü Özlem Yaşarlar aracılığıyla yazar Elif Şafak’a sorduk. Ancak Şafak'tan bir yanıt gelmedi.
Neredeyse aynı cümleler
Benzerliğin böylesi, “Bowden’ın oturma odası yolun altında kalıyordu ve pencerelerinde parmaklıklar vardı, bu yüzden bütün görüntüler kısmiydi. Clara genelde ayaklar, tekerlekler, egzoz boruları ve sallanan şemsiyeler görürdü. Böyle anlık görüntüler çok şey anlatırdı: Canlı bir hayal gücü, yıpranmış bir dantelden, yamalı bir çoraptan, yere yakın sallanan ve daha iyi günler görmüş bir çantadan bir sürü duygulu öykü çıkarabilirdi.” (İnci Gibi Dişler, s. 30, Everest Yayınları)
Aynı oyun: “Oturma odasındaki halının üstünde bağdaş kurup oturur, tavana yakın küçük pencerelere bakardı ağzı açık. Dışarıda sağa sola akıp duran çılgın bir bacak trafiği olurdu. İşe giden, alışverişten dönen ya da yürüyüş yapan yayalar. ... (İskender, s. 135, Doğan Kitap)
5 Ağustos 2011
Cumhuriyet Gazetesi
BEN HÂLÂ YORUMSUZUM
daha fazla
Doğan Kitap
- Puan vermedi
İskender
Elif Şafak
- Doğan Kitap
- 1905
13 yıl
İnceleme
Paulo Coelho'dan okuduğum ikinci kitap. Açıkçası SİMYACI kadar etkileyici değil. Ama yine de sürükleyici ve meraklıları için etkileyici bir kitap. Paulo Coelho'nun kitaplarını yazarken doğunun mistik yapısını irdelemiş olduğunu bu kitapta da görebiliyoruz. Zaten yazarı da nazarımda çekici kılan bu.
ben bu kitapları okurken şunu da düşünmüştüm. Aslında pozitif ilimlerin doğduğu yer doğudur. Mesela ibn-i Sina'nın kitaplarının Fransada üniversitelerde ders kitabı olarak okutulduğunu bimeyiz ama son zamana kadar da okutulmaktayd. Ya da kaynak kitap olarak değerlendirilirdi. Bunun gibi pek çok batı yazarının çıkış noktasıdır doğu kültürü. Ama bizde batılılaşmak medenileşmekle eşit sayıldığından bizdekini yok saymayı da pek severiz.
Ben bir kere daha kendi kültürümüze ve ilmimize gereken önemi göstermediğimiz takdirde sadece kendimizi kandıracağımızı ikrar ediyorum.
ben bu kitapları okurken şunu da düşünmüştüm. Aslında pozitif ilimlerin doğduğu yer doğudur. Mesela ibn-i Sina'nın kitaplarının Fransada üniversitelerde ders kitabı olarak okutulduğunu bimeyiz ama son zamana kadar da okutulmaktayd. Ya da kaynak kitap olarak değerlendirilirdi. Bunun gibi pek çok batı yazarının çıkış noktasıdır doğu kültürü. Ama bizde batılılaşmak medenileşmekle eşit sayıldığından bizdekini yok saymayı da pek severiz.
Ben bir kere daha kendi kültürümüze ve ilmimize gereken önemi göstermediğimiz takdirde sadece kendimizi kandıracağımızı ikrar ediyorum.
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım
Paulo Coelho
- Can Yayınları
- 2009
13 yıl
İnceleme
Ben okudum. Erich von Däniken’in alternatif bir tarih arayışı ile kaleme aldığı bu kitap kafa karıştırıcı olarak görülse de bence çok karıştırmıyor. Mesela, Däniken’in ‘uzaydan gelen akıllı yaratıkların’ dünya tarihine yön verecek bazı müdahalelerde bulunmuş olacağına dair tezleri daha sonra bazı araştırmacılar tarafından çürütülmüştür.
Bu gün bilim kurgu romanlarını ve filmlerini düşünürsek bu kitap pek masum kalır. Ama yine de insanların, onlardan önce dünyatı ziyaret eden -güya - daha medenileri tanrı edinmesi kolay anlaşılır olsa da, insan ırkının nasıl yoldan saptığını da kolayca izah eder. Yani eski insanların işi bu güçleri varsayıp onlara tapınmak gerçek yaratıcıyı yok saymak idi ise eğer, bu gün gerçek yaratıcıya daha sıkı inanmak gerekir. Zira herşey açık ve netleşmiştir artık.
Şu çağdaş bilimin harikuladeliğine bakın ki, inkardan yola çıkanların izini sürüp inkarı çürütebiliyoruz pekala.
Bu gün bilim kurgu romanlarını ve filmlerini düşünürsek bu kitap pek masum kalır. Ama yine de insanların, onlardan önce dünyatı ziyaret eden -güya - daha medenileri tanrı edinmesi kolay anlaşılır olsa da, insan ırkının nasıl yoldan saptığını da kolayca izah eder. Yani eski insanların işi bu güçleri varsayıp onlara tapınmak gerçek yaratıcıyı yok saymak idi ise eğer, bu gün gerçek yaratıcıya daha sıkı inanmak gerekir. Zira herşey açık ve netleşmiştir artık.
Şu çağdaş bilimin harikuladeliğine bakın ki, inkardan yola çıkanların izini sürüp inkarı çürütebiliyoruz pekala.
daha fazla
Cep Kitapları
- Puan vermedi
Tanrıların Arabaları
Erich Von Daniken
- Cep Kitapları
- 2000
13 yıl
İnceleme
İns soyundan gelen insanın ilk yaratılış hali Hz.
Adem ile Havva'nın hikayesi. Bu aslında insanın hikayesi.
Yine Nazan BEKİROĞLU tarzı bir solukta okunan şık bir kitap.
Şık dedim çünkü bu tarz kitaplar bana hep kasvet kokardı.
Ama Sayın BEKİROĞLU yer yer manzum nesir tarzıyla okurunu hiç sıkmıyor.
Ve kasvet getirmiyor.
Bilakis okuru kendisi ile yüzleştiriyor. Adeta şunu düşünüyorsunuz.
Benim mazim bu ama ben acaba bu kitabın neresindeyim?
Adem ile Havva'nın hikayesi. Bu aslında insanın hikayesi.
Yine Nazan BEKİROĞLU tarzı bir solukta okunan şık bir kitap.
Şık dedim çünkü bu tarz kitaplar bana hep kasvet kokardı.
Ama Sayın BEKİROĞLU yer yer manzum nesir tarzıyla okurunu hiç sıkmıyor.
Ve kasvet getirmiyor.
Bilakis okuru kendisi ile yüzleştiriyor. Adeta şunu düşünüyorsunuz.
Benim mazim bu ama ben acaba bu kitabın neresindeyim?
daha fazla
Timaş Yayınları
- Puan vermedi
La Sonsuzluk Hecesi
Nazan Bekiroğlu
- Timaş Yayınları
- 2010
13 yıl
İnceleme
Oldukça fantastik ve felsefik.
Paulo Coelho'nun bu kitabı yazarken Gazali den etkilendiğini duymuştum.
Elimden bırakamadığım bir kitaptı.
Tavsiye ederim.
Paulo Coelho'nun bu kitabı yazarken Gazali den etkilendiğini duymuştum.
Elimden bırakamadığım bir kitaptı.
Tavsiye ederim.
daha fazla
Can Yayınları
- Puan vermedi
Simyacı
Paulo Coelho
- Can Yayınları
- 2010