- 30 Nisan 2009'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
DEMİR TAVA GELDİ KÖMÜR TÜKENDİ
TANDIR TAVA GELDİ HAMUR TÜKENDİ
İŞLER YOLUNA GİRDİ ÖMÜR TÜKENDİ (ŞAİR)
Bu gün bir şeyler yazmak geldi içimden. Şöyle bir geçmişe uzanmak, acı tatlı anılarıyla zaman tünelinde bir yolculuk yapmak istedim.
Çocukluğum geldi aklıma. Yarım yamalak hatırladığım çocukluğum.
Yaşadım mı bilmiyorum her çocuğun yaşadığı güzelliği. Kendimi bilmediğim dönemlerde yaşadıysam onu da ben bilmiyorum. Ama kendimi bildim bileli öyle anlı şanlı bir çocukluk yaşamadım. Bir çocuğun en ihtiyacı olduğu yaşlarda ben en büyük ihtiyacımı hiç alamadım. Yani beni dünyaya getiren ve cennetin bile ayaklarının altında olduğu Anne ihtiyacını hiç bulamadım. Anne sevgisini hiç tadamadım. Dedim ya bir çocuğun en fazla ihtiyacı olduğu en önemli ihtiyacı hiç bulamadım. Bulmaya da ne benim gücüm ne de Annemin ömrü yetmedi.
Ve bu hayat defterimde ki ilk sayfayı böylelikle kapattım. Hem bir tek satır yazmadan, hem bir daha ömür boyunca bir daha açmamak üzere.
Ve hayat defterimde ki bir sonra ki sayfa. İlk sayfaya oranla birkaç satır yazılan ama kısa sürede silinip giden bir sayfa. Hayat defterime birkaç satır karalayacağım kalem ise hiç renkli kalem olmadı. Hep kara kalem oldu. Bahtım gibi, çocukluğum gibi, kaderim gibi, hayatım gibi. Kapkara oldu. Bembeyaz sayfaya hep kara kalem yazdı yaşadıklarımı. Ağlamayı hep bizde oldu zannettim. Gülmeyi bizden uzak. Ama öyle olmadığını görüyordum. Çevremde bazı çocuklar gülünce kaderime sitem etmeye başladım. Ben gülemediğim zaman kimsenin güldüğünü kıskanmadım. Demek benim hakkım değilmiş dedim geçtim gittim. Ve hayat defterimin ikinci sayfasını da böylelikle kapattım gittim.
Hayat defteri dedik gidiyoruz. Bu defterin ilk sayfası belirli. Ama bir sonra ki sayfası belli olmaz. Kiminin hayat defteri ciltler halinde olur. Kimisi ilkokul çocuklarının karalama defteri gibi birkaç sayfadan ibaret, kiminin hayat defteri birkaç ciltli halinde olur. Tek dileğim bembeyaz sayfalar halinde bize sunulan bu deftere güzel şeyler yazmak. Ve güzel hatıralar bırakmak. İnşallah öyle de olur. Bize düşen hayat defterini de sayfalar halinde doldurup gidiyoruz. Son sayfası ne zaman karşımıza çıkar bilemem.
Ve hayatı tanımaya başladıktan sonra ki yaşantım. Hayatın ne kadar acı olduğunu, hayatta hiçbir şeyin rüyalarda görüldüğü gibi toz pembe olmadığını anladığım zaman dilimi. İşte bu zaman dilimi insanı çok acı olaylara gebe bıraktı be. Hangisini anlatayım, hangisini dile getireyim bilmiyorum ki. Şarkı sözlerinde aranan mutluluğu mu? Küçücük yüreğinden kağıda dökülen dizeleri mi? Geceleri soğukta üşüdüğün zaman üzerine örttüğün hayalleri mi? Yalnız kaldığın zaman duvarlarla yaptığın sohbeti mi? Yoksa ağladığın zaman göz yaşını silmek için bir mendil uzatılmayı beklediğini mi? Veya yere düştüğün zaman tutunacak bir el mi aradığını? Neyi anlatayım? Neyi duymak istersiniz? Hüzün isterseniz bende çok, acı isterseniz yeteri kadar var. Dert isterseniz ki onun deryası zaten bende. Bakmayın böyle olduğuma gerçekten büyük bir derya var bende.
Zaman zaman içimi dökerim birilerine, birileri ile yüreğimdekileri paylaşırım. Dertler paylaştıkça azalır, sevgiler paylaştıkça çoğalır derler. Ama benim sevgim hiç artmadı be. Dertlerim çoğaldı mutluluklarım hiç artmadı. Mutluluk herkeste sabit kaldı, ben de ise denizde ki gibi gelgitlere benzedi. Geldi gitti, Geldi gitti. Gitti bir daha gelmedi! Yapamadım. Gerçekten başarılı olamadım. Sahip olduğum hiçbir güzellik bende uzun süre kalmadı. Bunun sebebini aradım. Neden diye sordum. Cevap bulamadım. Saygılarımla
Ali Sait ÖGE Konya Merhaba Gazetesi Muhabiri