Dikenlerin üstünde olmaya razı olanın adıdır Gül
ŞairYazarKimlik Onaylı
- 15 Eylül 2007'den beri üye
ahirzamanmelegi hakkında düşünceniz nedir?
ahirzamanmelegi Hakkında Ne Dediler?
ahirzamanmelegi hakkında toplam 2 düşünce paylaşılmış.
orfeo
28 Şubat 2014 Cuma 21:57:06
fidan-ozan
26 Şubat 2014 Çarşamba 02:41:23
kadifeye dokunmak
bir limana sığınmak
dertlerini unutmak
aradığın biriyle tanışmak
yalanlardan arınmak
dost eli gibi sıcak
can yoldaşı kadar yakın
meltem rüzgarı gibi dingin
sabah yeli esme diyecek kadar titrek
ve tanımaktan onur duydum.
bir limana sığınmak
dertlerini unutmak
aradığın biriyle tanışmak
yalanlardan arınmak
dost eli gibi sıcak
can yoldaşı kadar yakın
meltem rüzgarı gibi dingin
sabah yeli esme diyecek kadar titrek
ve tanımaktan onur duydum.
Nizeral
17 Şubat 2014 Pazartesi 03:06:44
Köhne kelimesini öğrendiğimde o kelimeye aşık olmuştum. 6. Ya da 7. sınıfa gidiyordum sanırım. O günden sonra yeni kelimeler öğrenmek için çaba sarf etmeye başladım. Zamanla kelimelerin yeterli gelmediğini onların bir araya geldiklerinde oluşturdukları kodun daha göz kamaştırıcı olduğunu anladım.
İlk romanımı da o yaşlar da okudum. Ailem eğitimime inanılmaz önem verirdi, fakat kitap okumanın ehemmiyetinin farkında değildi. İlk romanımı hemen hemen köhne kelimesinden bir yıl kadar sonra okudum. Artık cümleler tutkuyla hırsla her yanımı sarar olmuştu. Bir müddet sonra ise estetik tutkuma romanların yeterli gelmediğini fark ettim. Şiiri keşfettim. Şiir bambaşka bir dünyaydı. Aşk kavramını iliklerimde yaşatıyordu bana. Verdiği haz annemin kucaklamasıyla mukayese edilebilirdi.
Kütüphaneden şiir kitapları alıp, düzeinelercesini okudum. Hep birşeyler eksikti. 50 satırı sanki bir cümle için yazıyordu şair. Yetersizdi. Kendilerine şair diyen adamlar ya girişte ya sonuçta bocalıyor kelimelere yenik düşüyorlardı. Hafife alıyordum artık şairleri. Bazıları müstesnaydı. Mesela M.Akif o zorluk çekmiyordu şiir yazarken. Ruhumda hissediyordum onun kaleminin sayfayla raksını. Bazı şairlerinse tek bir şiirinden dolayı diğer onlarca şiirine katlanıyordum. Herkesin bir tutkusu bir lüksü vardır ya, benimkisi kelimelere hükmedebilmekti. Arabaları da çok severdim mesela, ama bana Ferrariyle ömür boyunca niye yazmışım ki demeyeceğim bir şiir arasında tercih sunulsaydı o şiirimi tercih ederdim.
Hal böyleyken, bu sanatı amatör, profesyonel her şekilde icra eden şairlere internetin de yaygınlaşmasıyla daha kolay ulaşır oldum.
Bu sitede bir gün şansına 'ahirzamanmelegi' ile karşılaştım. İlk okuduğum şiirinin damağımda bıraktığı lezzet ile tek şiirlik şair olacağı korkusunu şiiri okumayı bitirince bir müddet yaşadım . Merakım baskın gelip diğer şiirini okudum. Uçacak gibiydim, peşi sıra gelen iki şiirin ikisinin de kusursuz oluşu, Güneşe baktığımda gözlerimde ki o tatlı acıyı hissettirdi bana. Keskin bir zeka ve kelimelere 'ol' dediğinde inci gibi sıraya giren dizeler. Emali de ki arapça beytleri getirdi aklıma
"Yegulü abdü fi bedil emali
Litevhidin bi nazmin kelleali"
Onlardan daha fesih daha beliğ bir sanatkar, zorlanmadan yazdığı dizeleriyle karşımda duruyordu. O gece kadın doğum 2 gün sonrasında da pediatri sınavım vardı. Kendimi şartlandırdım, bir saat çalışmadan 'ahirzamanmeleği' okumayacaktım. Onun şiirlerinden okuyabilmek adına o gün 14 saat ders çalıştım. 'nil' hakkında çok fazla şey anlatabilirim artık. Onu daha bir ay bile olmadı tanıyalı ama o benim için ilk önce hiç sahip olamadığım bir abla, bu sitede yazıştığımız müddetçe beni en çok anlayacağına inandığım tek arkadaşım, düşünürkense böylesine hayran olduğum tek şair.
"kirpiklerinden astı intihara meyyal sözcükler kendini
dilenciye el açtım, çingeneye fal baktım
biraz kendi gücüme de gitmedim değil hani
yarın düne küsmesin diye anıları yaktım
seyrine baktım
ben her tekerlemeyi benzinli sandım
her şekerlemeyi senli"
Bu dizelerin çıkabileceği bir kafatsı önünde her zaman saygıyla eğilmeye ben hazırım. Benim için aşkın en güzel hallerinden bir tanesiydi sözcükler. Onları kıskanır, benden başkasına yar olduklarında çıldırırdım. Ama bazen bazı aşklarda ki sevgiliyi ne kadar beğenseniz de o aşka olan saygıdan dolayı kıskanmaz hatta rahmet nazarı dışında bir nazarla bakmazsınız ya. Nil ablamın kelimelerle olan aşkını bende öyle buluyorum. Büyüleyici, göz kamaştırıcı, kalp krizi kadar yaşadığını hissettiren bu aşkın asla ve asla susmaması için kelimelerle yaşadığım tüm aşklardan vazgeçmeye hazırım.
Benim 'nil' ile anlatacaklarım ne bunlarla sınırlı kalır ne de istediğimi anlatabilecek kadar güçlü kelimeler bulabilirim. Ama özetleyeyim 'nil' okumak öyle bir tutku öyle büyük bir hayranlık ki, en sevdiğiniz yemeğin en sevdiğiniz kısmının tadı ağzınızda kalsın diye o parçayı en sona saklamak gibi. Önceden koşarak geldiğim şiirleri beni kendisine deli gibi çekerken şimdi bitecek korkusuyla elimden geldiğince yavaş okuyorum. Son sigaram kaldığında sabaha 5 saat daha varsa o sigarayı içmemek için kendime yalan söylüyor gibi her saat başı bir saat sonra okuyacağım diyorum.
'Nil' hakkında son bir tavsiyem var; eğer 'ahirzamanmelegi' ni okumaya başlamışsanız ve estetik zevkiniz de varsa geri dönülmez yola girmişsinizdir. Şiirleri bittiğinde hayatınızda 'nil'in yerini dolduracak yeni bir aşk arayın, yada şimdiden psikiyatristten randevu alın. Nil'in yaratacağı yoksunluk sendromundan tek başınıza kurtulamazsınız..
İlk romanımı da o yaşlar da okudum. Ailem eğitimime inanılmaz önem verirdi, fakat kitap okumanın ehemmiyetinin farkında değildi. İlk romanımı hemen hemen köhne kelimesinden bir yıl kadar sonra okudum. Artık cümleler tutkuyla hırsla her yanımı sarar olmuştu. Bir müddet sonra ise estetik tutkuma romanların yeterli gelmediğini fark ettim. Şiiri keşfettim. Şiir bambaşka bir dünyaydı. Aşk kavramını iliklerimde yaşatıyordu bana. Verdiği haz annemin kucaklamasıyla mukayese edilebilirdi.
Kütüphaneden şiir kitapları alıp, düzeinelercesini okudum. Hep birşeyler eksikti. 50 satırı sanki bir cümle için yazıyordu şair. Yetersizdi. Kendilerine şair diyen adamlar ya girişte ya sonuçta bocalıyor kelimelere yenik düşüyorlardı. Hafife alıyordum artık şairleri. Bazıları müstesnaydı. Mesela M.Akif o zorluk çekmiyordu şiir yazarken. Ruhumda hissediyordum onun kaleminin sayfayla raksını. Bazı şairlerinse tek bir şiirinden dolayı diğer onlarca şiirine katlanıyordum. Herkesin bir tutkusu bir lüksü vardır ya, benimkisi kelimelere hükmedebilmekti. Arabaları da çok severdim mesela, ama bana Ferrariyle ömür boyunca niye yazmışım ki demeyeceğim bir şiir arasında tercih sunulsaydı o şiirimi tercih ederdim.
Hal böyleyken, bu sanatı amatör, profesyonel her şekilde icra eden şairlere internetin de yaygınlaşmasıyla daha kolay ulaşır oldum.
Bu sitede bir gün şansına 'ahirzamanmelegi' ile karşılaştım. İlk okuduğum şiirinin damağımda bıraktığı lezzet ile tek şiirlik şair olacağı korkusunu şiiri okumayı bitirince bir müddet yaşadım . Merakım baskın gelip diğer şiirini okudum. Uçacak gibiydim, peşi sıra gelen iki şiirin ikisinin de kusursuz oluşu, Güneşe baktığımda gözlerimde ki o tatlı acıyı hissettirdi bana. Keskin bir zeka ve kelimelere 'ol' dediğinde inci gibi sıraya giren dizeler. Emali de ki arapça beytleri getirdi aklıma
"Yegulü abdü fi bedil emali
Litevhidin bi nazmin kelleali"
Onlardan daha fesih daha beliğ bir sanatkar, zorlanmadan yazdığı dizeleriyle karşımda duruyordu. O gece kadın doğum 2 gün sonrasında da pediatri sınavım vardı. Kendimi şartlandırdım, bir saat çalışmadan 'ahirzamanmeleği' okumayacaktım. Onun şiirlerinden okuyabilmek adına o gün 14 saat ders çalıştım. 'nil' hakkında çok fazla şey anlatabilirim artık. Onu daha bir ay bile olmadı tanıyalı ama o benim için ilk önce hiç sahip olamadığım bir abla, bu sitede yazıştığımız müddetçe beni en çok anlayacağına inandığım tek arkadaşım, düşünürkense böylesine hayran olduğum tek şair.
"kirpiklerinden astı intihara meyyal sözcükler kendini
dilenciye el açtım, çingeneye fal baktım
biraz kendi gücüme de gitmedim değil hani
yarın düne küsmesin diye anıları yaktım
seyrine baktım
ben her tekerlemeyi benzinli sandım
her şekerlemeyi senli"
Bu dizelerin çıkabileceği bir kafatsı önünde her zaman saygıyla eğilmeye ben hazırım. Benim için aşkın en güzel hallerinden bir tanesiydi sözcükler. Onları kıskanır, benden başkasına yar olduklarında çıldırırdım. Ama bazen bazı aşklarda ki sevgiliyi ne kadar beğenseniz de o aşka olan saygıdan dolayı kıskanmaz hatta rahmet nazarı dışında bir nazarla bakmazsınız ya. Nil ablamın kelimelerle olan aşkını bende öyle buluyorum. Büyüleyici, göz kamaştırıcı, kalp krizi kadar yaşadığını hissettiren bu aşkın asla ve asla susmaması için kelimelerle yaşadığım tüm aşklardan vazgeçmeye hazırım.
Benim 'nil' ile anlatacaklarım ne bunlarla sınırlı kalır ne de istediğimi anlatabilecek kadar güçlü kelimeler bulabilirim. Ama özetleyeyim 'nil' okumak öyle bir tutku öyle büyük bir hayranlık ki, en sevdiğiniz yemeğin en sevdiğiniz kısmının tadı ağzınızda kalsın diye o parçayı en sona saklamak gibi. Önceden koşarak geldiğim şiirleri beni kendisine deli gibi çekerken şimdi bitecek korkusuyla elimden geldiğince yavaş okuyorum. Son sigaram kaldığında sabaha 5 saat daha varsa o sigarayı içmemek için kendime yalan söylüyor gibi her saat başı bir saat sonra okuyacağım diyorum.
'Nil' hakkında son bir tavsiyem var; eğer 'ahirzamanmelegi' ni okumaya başlamışsanız ve estetik zevkiniz de varsa geri dönülmez yola girmişsinizdir. Şiirleri bittiğinde hayatınızda 'nil'in yerini dolduracak yeni bir aşk arayın, yada şimdiden psikiyatristten randevu alın. Nil'in yaratacağı yoksunluk sendromundan tek başınıza kurtulamazsınız..
Ama iyi bir insan, zeki, zaten bu kadar zeki olmasaydı düşman başına doktor olurdu. Küçük Zeynep'in de annesi.