- 30 Kasım 2014'den beri üye
Kendisi Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
Sarı matem..
Şiiri seviyorum, yazmayı seviyorum
20 NISAN 1990 doğumlu
Diyarbakır dicle Ordulu köyünde
Dünyaya geldi. Mutluluk yedi yıl verildi.
Onuda o anlamadı. Çocuktu yedi yaşından itibaren zor bir hastalığa yakalandı. Sonrasında mecalsiz yıllar ard ard'a geldi.. Hep.. Yazarımız ağrısı olmayan tek günün olmadığını söylüyor, rahatsızlığından ötürü.. 2001 de hastaneye yatışını yaptı Fiziktedavi gördü sonra ne denildiyse artık doktorlar nasıl açıkladı, ailesi nasıl algıladı.. Bilinmez ama sonraları hastaneye hiç gitmedi sekiz sene boyunca tabi imkanlarda kısıtlıydı.
Allah'tan gelmiş baş göz üstüne denildi.
Ve yalnızlığı küreklerle atmaya başladılar, yazarımızın üstüne.. Yaşadığı köye hapis kaldı.
Yaşıtları dışarda mektep okuyor, Oyunlar oynuyorlar, kavgalar ediyorlar ve terliyorlardı.
Yazarımızın ise evde gözleri terliyordu.
Hayalleri, hayallerde kalıyordu.
Dört duvarla arkadaşlık ediyordu.
Odaya mahkum yaşıyordu.
Büyüyünce başkaları gibi anlatılacak anıları olmayacaktı.
Ve bunun farkındaydı. Bundandır ki belki oku'mayı çok seviyordu. Malesef ona da imkan yoktu. Yaşadığı yer köydü artık ayaktan kesilmişti. Kıştı, kıtlıktı ama direndi ellerinde terliklerle, iki pantolon giyerek okula sürükleniyordu, çamur olanı çıkartıp eve dönerken tekrar giyinirdi. 5ci sınıfa kadar zar zor okuya bilmişti.
Sonra büyüdü hastanelere gitmişti azmi ile,
Ama artık sıra arkadaşım doktor, ben hastayım diyordu.
Hayat kime neyi göstereceğini fısıldamaz kulağına ve kime ne olacağı da belli olmaz.. Hayat Hayallerini tepe takla söründürür hiç beklemediğin anda büyük zorluklarla karşılaşırsın
İşte yazarımız da hayatı yedi yaşında gördü, on yaşında tanıdı bu 13 sene hiç yaşamadı.
Yaşıtları okuyorlarken, çalışıyorlarken , aşkların peşinden koşarlarken ve özgürlüklerini yaşıyorlarken..
Ben
Odama mahkum, penceremin önünden geçen kuşlarla, hayallere uçardım özgürlük denilince, ilk aklıma gelenlerdi
Yürümek, koşmak, top oynamak, defterimi, kitabımı alıp okuluma gitmek benim için özgürlük buydu,
Ha birde kantinde sevdiğin kıza gidip çay getirmek, kendi ellerinle..
Bende vardı okuma isteği okuma isteğimi kat kat artıran birde dostum vardı. Onunla Okumaya aşık okumayı sevdim. Okuma sevgisini aşıladı şah damarıma
Şu sözlerle,
Şöyle dedi bir gün yanıma gelerek.
Sevgili dostum ben yanında olamayacam her zaman malum okuyorum, merkezde oturuyorum her zaman vakit olmuyor yanına gelemeye bu durum üzsede bizi yapacak birşey yok hayat şartları işte..
Ama ben yanında olamayacam ya her zaman sana bir dost getirdim. Hiç yanından ayırılmayacak bir dost.. Sadık bir dost istersen konuş o seni dinlesin,
Ister'sen sus o sana konuşsun.
Bu arada çok meraklandım heycan tüm benliğimi sarmıştı. Dostum da daha iyi bir dost imkansız diye düşündüm ama dinlemeye devam ettim dostumu.
Çıkartı poşetten bir kitap verdi bana işte dostum artık bu da senin dostun...
Dostumun, dostu benim dostumdu artık.. Kitap...
İşte o günden bu güne beni hayatta tutan varlıktır.. Kitap...
Doktorların ilaçla iyileştiremekleri bedenimi,
Dostum OSMAN KAÇMAZ KİTAPLA'rla ilaç buldu ruhuma..
ALLAH.. Osman Kaçmaz sen gibi bir dost, dost ettiği için bana minnettarım.. Allah'a
A. Haluk Fidan / saygılarımla müsadde ederseniz artık yazdıkça, yazılarımla şiirlerimle kısmet olursa kitaplarımla hayatınıza, baş ucunuza, yürek sızınızın kapılarını tıklayacam.. Bana zamanınız var mı?