Harabe
10.6.2013 16:38:31Zorbalığın karşısına haklı olmanın verdiği muhteşem güç ve kararlılıkla çıkan bir avuç insanın soylu direnişi sadece İstanbul'u değil, Türkiye'yi ayağa kaldırmaya yetti. Şanlı direniş tüm dünyayı kendisine döndürdü ve odak noktası olmaya da devam ediyor.
Keyfi yönetim ve despotlukta sınır tanımaz bir hızla yol alan bir iktidarın ayağı sonunda taşa takılmıştı. İktidar için gerekli olan matematik çoğunluğu almış olmayı çağdaş demokrasinin diğer tüm temel bileşenlerini ayaklar altına almak için kâfi gören bir diktatörlük hiç bir engelle karşılaşmadan yoluna devam edeceğini sanıyordu. Öyle sanması için de hayli neden vardı. Çünkü insanların özel hayatının en ince ayrıntılarını dahi iktidar eliyle düzenlemeyi dayatan düzenlemeler birbiri ardına uygulamaya konuyordu... Nerede bir tarihi yer, yeşil nokta, bina v.s varsa başta AVM olmak üzere çeşitli görünümlerde yandaş sermayeye peşkeş çekiliyor, bunlar karşısındaki en ufak direniş, itiraz pervasızca eziliyor, oldu bittiler yoluyla keyfi icraatlar ard arda uygulamaya konuyordu.
Tüm despot uygulamalar kökenini, onayını, teyidini tek bir kişide buluyordu.. Öyle bir kişi ki, kentleri, toplumu, ülkeyi ilgilendiren nerede despotik, keyfi bir dayatma varsa onun eli buraya kadar uzanıyordu. Doğrusu kimse gık da diyemiyordu. Diyenlerin sesi, zorbanın çirkin höykürmeleri arasında duyulmaz hale getiriliyordu.
Ancak bu böyle devam edemezdi ve etmedi de.
Taksim Gezi Parkı'nda zorba baltayı taşa vurdu. Sayıca az ama haklılılarına olan inançları kimsenin hafsalasına sığmayacak kadar büyük olan bir grup insanın onurlu direnişi boy gösterdi tarih sahnesinde ve bu direniş olanca haklılığınca tüm haksızlığa uğrayanların gönlünde anında yankı ve inanılmaz bir destek buldu. Bu destek ülke sınırlarını da aşarak dünyayı sardı.
1 Haziran günü direnişte ve ülke tarihinde dönüm noktası oldu. Artık kitleselleşen ve halklaşan bir hareket vardı zorbalığın karşısında. Her şeyin sandık oyunlarında olup bittiğini sananlar ve buna bel bağlayanlar gerçek demokrasinin sıcak yüzüyle karşı karşıya gelmişti. Ve her yer Taksim her yer direnişti artık. İktidarlara oy verenler bu kez doğrudan kendileri insiyatifi ele almıştı. Şehir şehir... Semt semt.. sokak sokak.. fabrika fabrika.. ev ev..
Çok geçmeden işçi sınıfının örgütlü sendikal örgütleri de beklenen gücüyle alanlara inmişti. Zorbaları bir telaştır almıştı. O gündür bu gündür bu panik bu telaş devam ediyor. Bu kez despotik zorbalar paçayı fena kaptırmışlardı. Bu gidişle kolay kurtaracağa da benzemiyorlar.
Tebrikler Mavi Şaire... Sevgi ve selamlarımla.
Harabe tarafından 6/10/2013 6:05:25 PM zamanında düzenlenmiştir.