VAZGEÇİŞLE YENİDEN
Yine bir ayrılık sabahına uyanmıştı,
O herşeyi,her sevgiyi, Her iyiliği içine sığdıran yüreği.. Ummadığı bir anda vurgun yemişti, Gelgitleri yaşıyordu aklı.. Asır gibi geçmek bilmeyen saatlerin sonunda, Gece sabaha kavuşmuştu artık.. Ayrılık sonrası sırtında oluşan kamburun altında eziliyordu, Her saniye.. Günün ilk ışıklarıyla deniz kenarında, Bir bankta buldu kendini.. Suya anlatsam geçer ümidiyle, Epeyce baktı engin denizlere.. Dalgalar öyle hırçınca vuruyordu ki kayalara, Tıpkı yüzüne vuran acı tokat gibi.. Ürperdi, Nereye gideceğini bilmeden sessizce uzaklaştı oradan, Her solukta daha da hızlandı adımları, Ve iki damla yaş süzüldü yanaklarından, Ama kendine, Ama sevdiğine, Ama hayata.. Son adımını attığında, Elinde kağıt ve kalemi odasında öylece tavana bakıyordu.. Uzunca bir şiir yazmaya başladı, Sevdiğinin asla okuyamayacağı.. Yere göğe sığdıramadığı duyguları veda sözcükleriyle süsleyip, Tozlu raflara kaldırıyordu artık.. Kim bilir dedi; Sessizce uyuşmuş dudaklarıyla.. ’’Belki bir gün tertemiz bir el uzanır, Alır tozlu raflar arasından.. O her satırında açıkça söylenen, Ama hep gizli kalmış anlamları bulur, Başka dünyalara, Bambaşka gönüllere tercüman olur’’.. Bulur bulmasına da, Sonu yine tozlu raflar olmaz inşallah.. Nihayetinde bütün ayrılıklar aynıdır, Ve her seçim bir vazgeçiştir.. Her sukutun da bir sesi vardır, Önemli olan onu duyabilen yürektir...! S.K. NiLaS 16 OCAK 2014 |