Hüzünlü bir sonbaharın ardından Mevsimini şaşırmış aşk tohumu Filizlenmeye başlıyordu yine Uzun uzadıya sırnaşık hayatımda. İrdeliyordu kanayan yaralarımı. Halbuki ne de güzel yatmıştı İncinen yüreğim kış uykusuna.
Aşk işte, Mahkum kıldı kendine. Kırdı kalemimi, Kararımı verdi tek celsede. Cezasını ağır ağır ödetirken Hapsetti yine Kalp denilen hücrede.
Yürek tedirgin, Gönlüm dilime küsmüş vaziyette. Kaç muhakeme daha edilecek kimbilir Yargısız infazıma. Ne olacak benim bu halim? Ey gönül! Yine yapıştın hüsranın yakasına.
Dağ gibi yüreğimde Volkanlar patlıyor. İsmini andığım an Aşk vuruyor kızaran yanaklarıma. Yaşamak ne zor, Gözlerinde umut ettiğim cennetin Cehenneme dönüşebilmesi kaygısıyla.
Besbelli ki yorgun hayallerimin Gelinecek yine üzerine. Geçilmeyecek Düşlerimin ötesine. Yıpratacak olağan gücüyle Beynime sine sine. Ki siyaha gebeydim Her hayalin ertesinde.
Belki de en kötü huydur Aşkı kendi içimde yaşamak. Aceleci tavır, Ve bütün bunlara rağmen Suspus olup Anlatamamak sevgimi. Elim kolum bağlı, Kurtulamamak Bitmeyen çelişkilerimden.
Geçmişteki kırgınlıklarımı Göz önüne alarak davranmak En büyük engeldi. İçten içe ah çekip Hayra yormaktan usanmış, Kader demekten çekinerek Yenik düşüyordum korkularıma. Ya her defasında kırılan kalbim Tekrar aşk krizine uğrarsa.
Bütün bunlar onun suçu değil, Kendi hüsn-ü kuruntularım. Sonrasında ise, Yine ret edilir miyim acaba deyip Bitmek bilmeyen korkularım. Mantığım kalbime eziyet ediyor, Haddini aşıyor bazen içimdeki yaratık. Belki de o güzel günler bile Beklemekten sıkıldı artık. Aslında ne acıdır ki Ezelden tutmuyor aşk hamurum maya. Mecbur değil ki zaten o da Ölen parçalarımı toplamaya.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aşk çıkmazı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aşk çıkmazı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bütün bunlar onun suçu değil, Kendi hüsn-ü kuruntularım. Sonrasında ise, Yine ret edilir miyim acaba deyip Bitmek bilmeyen korkularım. Mantığım kalbime eziyet ediyor, Haddini aşıyor bazen içimdeki yaratık. Belki de o güzel günler bile Beklemekten sıkıldı artık.
Mantığın kalbe eziyetini önlemek, yine aynı yoldan geçer ama ters orantılı olur çözümü vicdan denilen o mahkemeyi önce yüreğimizde kurarsak eğer.! Beğeniyle okudum yürek sesinizi, okuma hazzı veren güçlü kaleminiz daim olsun inşallah kutlarım Murat bey. Selam ve saygılarımla...
Geçmişte yaşanılan hayal kırıklığı yüzünden, yeniden sevmeye korkan bir yürek var dizelerde. Kırılmaktan, acı çekmekten korkup, sevginizi içinizde yaşıyor ve söze dökülemiyor duygular. Fakat hislerinizi sevdiğinize söylemeyip uzaktan uzağa hasret çekerseniz, sevdiğiniz bilemez ki onun için neler hissettiğinizi. Yaşamadan bilemezsiniz. Duygu dolu yüreğiniz daim olsun. Dolu dolu yürek sesinizi severek okudum. Beğenimi bırakıyorum.
Merhaba, "aşk" bir bedel ödetiyorsa -ki ödetmeli- mangal gibi bir yürek istiyorsa ,işte o zaman seven de sevilen de ... Genç kalem ince anlamlı duygu paylaşımını hiç esirgememiş okurundan ! Teşekkür ederim saygılar.
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşla- rıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakilerin sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. ‘ Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden ‘Sizin yüzünüzden oldu!’ der. ‘Türkeş, ‘Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel’ der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!’ cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: Aynı soydanmışız, der.
Derleyen:
Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014 Mustafa Alper Tunga Uytun
.............................. Saygı ve Selamlar...
Usta kaleme yine tebrikler dedim..
Saygılar.