ŞEHRİMDEN ARTA KALANLAR
Ben sabahları gevrek satılan yerde dogdum.
İnsanlar birbirine gülümseyerek günaydın derlerdi, Kahveyi açanlar önce radyoyu açarlardı. Ne güzel günlerdi... Bir ayakkabı tamircisi vardı. Karda yagmurda dahi evde durmaz giderdi... Saçları bembeyazdı.. Agır agır yavaşça yürürdü. Sol kulagı az duydugundan, Sag kulagını çevirirdi konuşanlara... Bir dükkanı vardı esnaflar çarşısında, O dükkanda durmaz, Bir köşede otururdu. Gelenlerden parası varsa para alır, Yoksa <canın sagolsun> derdi. her daim yüzü gülerdi, DEDEMDİ... Çok severdim, Gurur duyardım, Bir sabah; bizleri yalnız bırakıp GİTTİ... ... Anne artık sabahları gevrek satılmıyor mu? yahut, turşu suyunu alıp içmiyor mu çocuklar? Tilki kuyrugu, arapsaçı, roka satılmıyor mu? Boy attı mı , bahçedeki dut agacı ? Çocuklar evlerinin önünde, oyun oynamıyorlar mı? Sobe , yakalambaç, elim sende.... Kadınlar artık evlerinin önündeki kaldırıma oturmuyorlar mı? Çigdem yemiyorlar mı? Unutuldu mu Alaşehir’in tadı, Yani kalmadı mı şehrin tadı tuzu.. Ne kaldı geriye? ne kaldı anne? ....... GERİYE Sadece bir boşluk kaldı....BOMBOŞ boşluk.... kaldı... ........ Şehrimden arda kalanlarda kalbim ve ellerim üşümekte... tir tir titremekteyim. sadece eskiyi düşünmekteyim yani özlemekteyim. ÖZLENMESİ GEREKENLERİ.... ........... ............................. |