NİFAK TOHUMCUSU!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın GENEL “euzübillahimineşşeytanirracim” ANLAMI ” euzübillahimineşşeytanirracim“ Ne demek, diye düsündünüzmü hiç..Mutlaka bilenimiz çoktur ama anlamını ve neden söylediğimizi bilmeyenlerimiz de vardır. euzübillahimineşşeytanirracim diyerek Euzü-besmele çeken bir insan gördüğünüzde, onun bir işe başladığını,bir eyleme giriştiğini; ya da bir eyleme maruz kaldığını, bir tehlikeyle yüz yüze olduğunu anlarsınız, euzü-besmele’yi Allah’tan yardım istemek, girişeceğiniz eylemde sizi desteklemesini ya da size karşı yönelen tehlikeyi bertaraf etmesini istemek için çekersiniz.. euzübillahimineşşeytanirracim; İstiaze Kur’an Kerimde yüce ALLAH(C.C) nin aynı zamanda bize bir emridir.Ve Taşlanmış olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım manasına gelir.. Bir kaç ayette bu emir geçmektedir.Bunlar.. “Fe iza kara’tel kur’ane festeız billahi mineş şeytanir racım.” (Nahl/98) “Şimdi Kur’ân okumak istediğin zaman önce o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”.(E.m.) diye emretmekte. “Eğer şeytandan bir vesvese, bir gıcık gelirse hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki, Allah hakkıyla işiten, kemaliyle bilendir.” (Araf/200) diye buyrulmakta. Yani..Eğer şeytan sana vesvese verirse, senin gönlüne üfürürse, senin zihnini bulandırmaya kalkarsa Allah’a sığın. Onun vereceği her türlü vesveseden, kalbine atacağı her türlü bulanıklık, ve zihnine getireceği her türlü gölgeden Allah’a sığın. Buyrulmaktadır. Çünkü hiç birimizin kalbi ve kafası şeytanın vesvesesinden, şeytanın desisesinden, şeytanın üfürüğünden ve gölgesinden hali değildir. Bu noktada; “euzübillahimineşşeytanirracim.” Cümlesinin, kovulmuş şeytanın vesvesesinden, şerrinden Allah’a sığınırım ifadesi bizde öyle bir ruh hali olusturur ki bu durum insan var olan bilinci uyandırır.Bilinçli bir varlık olan insan uyanık bilinçli olan bir insan haline dönüşür. Bu bilinç tamamen Allah’a teslimiyet ve her türlü yasak duygu ve düşünceye kalp ve kafamızı kapatmak anlamına geliyor. Bununla “euzübillahimineşşeytanirracim.” Diyen bir insan vahyin diriltici soluğuna teslim oldum demiş oluyor. Kur’an ın indirilişi diri olan kimseleri uyarmak içindir. Demek ki Allah hitabının karşısında, vahyinin karşısında ölü ruhlar istemiyor. Ölü bedenler istemiyor. Şuursuz insanlar istemiyor. Burada ki dirilik hepimizin de anlayacağı gibi fiziki bir dirilik değil, zihni, kalbi bir dirilik. Onun için “Liyünzira men kâne hayyen” (yasin/70) diri olan kimseyi uyarmak için. Bu nedenle Kur’an karşısında, diri bir ruh, diri bir kalp, diri bir şuur istiyor. İstiaze bir şeyi söylemek değil, bir tavır almaktır. Onun için başta okuduğumuz ayette; “Fe iza kara’tel kur’ane festeız billahi mineş şeytanir racım.” (Nahl/98) Ayetindeki mana da bunu ifade ediyor. Kur’an ı okumaya başladığın zaman kovulmuş olan şeytan dan Allah’a sığın. Yani; “Sığınırım de.” Değil “Sığın.” Bir şeyi söyleyin diye emredilmiyor. Bir şeyi yap diye emrediliyor. Neyi yağacağız? Sığınma işlemini. Neyle yapacağız? Bilinçle yapacağız. Niçin yapacağız? Çünkü Kur’an karşısında diri bir insan istiyor. Onun için istiaze;“euzübillahimineşşeytanirracim.” Peygamber A.S. ın Kur’an a başlarken yine namaza başlarken daima söylediği bir cümle idi. Sadece söylediği değil, yaptığı bir eylem idi. Kalp eylemiydi. Zihni bir yeniden inşa idi. Kaynak:cafefincan.com/euzubillahiminesseytanirracim-anlami.html
|