Sana bakmak penceresiGeceler nereye saklar onca yıldızı sabah olunca hele de o muhteşem samanyolunu güneşle ayın arasında gizil bir şeyler var ki ikisi de ketum ser verip sır vermezler bu aralar en güzeliyle ödüllendiriyor rengini üşüdükçe denizler o yalnızlıklara gizlenmiş fırtınalar ve akşamın ışıkları inen geceye onlar o büyülü fenerler göründüğünde kımıldar durağan her şey bin bir renkle oynaşır sanki birer mevlevi dervişi dönerler eksenlerinde sana bakmak gerekir şöyle adamakıllı bir şiir yazmak için hep sana baktım ben ne zaman bir şeyler yazmak istesem kokunu duydum esti rüzgarın bir dua gibi kayboldum içinde kokunu koklayıp rüzgarınla esinlendim saçlarının müziğiyle hep diri kaldım ben sana bakma penceresinde üşüyen kuşlar çalmıştır pencerenin camını da duymamışsındır sana bakma penceresinde güller sarmaşık tüller ki kuyruklu gelinlik kadar görkemli duvak misali yerlere kadar üzerlerinde erguvani gölgeler sen başlangıçsın sen sonsuzluk bütün renkler senden zuhur eder bütün saatler sende durur sen göründüğünde pencerende gece bitmeden yıldızların altında verdiğin bu son randevudur Yüksel Nimet Apel 26/Ocak/2016/Salı/Bodrum |
cennetten kovulmak gibi bir şeydi
ısınırdı içimde ki sen_
çok güzeldi şiiriniz
kutlarım