Dünyalar, benim oldu sandım.Bir yel değdi, yüzlerime. İçim ılıdı, birden esen bu yelden. Düşündüm. /Bu bir meltem olsa gerek dedim. Şaşırmıştım. Bu yel, aldı götürdü beni, açlığımı giderecek hülyalarıma. Ve nihayet! Hiç beklemediğim o anda, bir mutluluk tomurcuğu filizlendi içimde. Az’ da olsa… Meğer ben, ne kadar’ da açmışım şu mutluluğa. Ferahlamaya. Dünyalar benim oldu sandım, bir anda. Bir yel değdi, yüzlerime.. Açlığımın doruklarda olduğunu sandığım bir zamanda. Sevindim.. Sevgiyi, aşkı hissetim, çarpan kalbimin derinliklerindeki karanlıklarında. İşte dedim işte, mutluluk bu…. Ve sonra! Çirkinler güzelleşiverdi, gözlerimde.. İçim dersen, ferahladı! Yaşlanmış kalbim, yerinden çıkacak gibi çarpmaya başladı işte o anda. Ve sonra! Dünyalar, benim oldu sandım. Bir yel değdi, yüzlerime. Gaf dağının doruklarından geldi çarptı, buruşmuş yüzlerime. Ve daha sonra! Ilık, ılık dolaştı, dolaştı, durmadan dolaştı, kır düşmüş saçlarımın arasında. Kendime geldim, rüzgâra, yele seslendim. Hoş geldin, mutluluk yeli dedim yele. Ve o yel! Beni özlemişsindir diye sana geldim dedi, dolaştı durdu../ başımın üstünde. Dünyalar, benim oldu sandım. Meğerse çok açmışım. Beni unuttuğunu sandığım kendini özleten mutluluğa sevgiye. Ve bir de, sevilmeye… Sonra çoktandır aç olduğum, özlemini duyduğum şefkate… Kendime geldim. / Meğer ben, donup kalmışım. Hiç beklemediğim bir zamanda, ılık bir meltem yeli saçlarımın arasında gezinirken. Ve! Şaşırmış bir halde, mutluluktan gözlerimin içi güldü. Dünyalar, benim oldu sandım yeniden. 22 Ocak 2016 Ahmet Yüksel Şanlı er |