IHLAMURLAR ALTINDA
-Ihlamurlar Altında-
... Kırılan testiden akan su gibi acelesinde hayat nedense. Dibinde kalan bir kaç damla suyu içemezsin, susasan bile, bitmesini istemezsin umutlarının. Çatlamış yara almış testi bir daha içinde kana kana içilecek su barındırabilir mi, barındırsada yudum yudum içilebilir mi, içilsede kursağında kalmaz mı, zamanın hoyratlığında. ... İşte son buluşmasıydı sevdalıların, o eşsiz derinden içine işleyen burnunun direklerini hep sızlatacak olan ruhunu güzelleştiren nadide kokusunda ıhlamur ağacının altında. Üzerlerine yansıttığı aşkın renginde, pembe düşlerini yaşatır mis gibi kukusunda sarıp sarmalarken bir içim su isminin güzelliğinde. Ayrılık vakitlerini de hiç içine sindiremez. Yazlar kışlar gelip geçsede şifa dolu nadide kokusunu içine hapseder anıların hatrına. ... Pencerenin kenarında üşüyen ellerini dolu dolu fincanının buram buram tüten sıcaklığında ısıtırken, bir kez daha izlemek istersin gıcırdayan somyasında ağrıyan bedenine inat hayallerinde yaşattığın filmin son perdesini. Ve hissedersin kendini o an, ıhlamurlar altında. Sevil Özdemir |