Sağaltıcı Zühreme Kirmen Sağanağı
Sen
Bilemezsin. Bilemezsin görmeden, Değirmenlerin kırışık alınlarından nasıl süzülür ömürler. Gün olur, Bir onkoloji müzesi, Nefesler. Meçhul karantina yanığı damarlarıma Yıllanmamış gülüşler ekerim yanlarında. Yenisini Bulamam da; Küflenmiş bir miğfer başında, Ararım İçimin melodisini. Yorgun yokuşlarımda Asi harflerin izdihamına gebe kalır, Minik dünyamın korkak bakışları. Korkar da, Takati kesilir bir süre sonra. Kaprisli güneş gözlüğüne yapışmış Buğu aldırmazlığında, Dili çözülür üzerime Nesnelerin. Her biri canlanır Ansızın. O an, Tek bir’in nidasını içerim Kefilsiz. Sonra , Elimde Asası, Musanın.. Bir şu gölgeye Yahut yamaca Bakmışım, Çöle .. Kavruk bir susam kokusuna bulanık sabahıma Bir başkaldırı başlar içimde; Sazsız Sözsüz Yalnız… Sonra Bakarım, Halsiz merhametime düş doldurur Yollar alır Yol bulurum. Unuturum, Kendimi. Hüzün yeşili çırpınışlara ümit içirmeye yeltenir, Sol yanım. Kanadına misafir olur, avuçlarım Körpe kelebeklerin. Unuturum. Unuturum, Kendimi. Sonra tutup Basıp Sımsıkıca bağrıma .. Bilmezsin; Korkularını devşirir bedeni, Kelebeklerin. Titremesine aldırmadan Terk eder, Üşümüşlüğü. Şimdi Elimde Asası, Musanın. İçimde Bin Kelebeğin Üşümüşlüğüne Başkaldırı.. |