bilinçsizce özlemişim...
gözlerinin taa en dip köşelerini özlemişim...
çektiğim kurak hasretlere inat, içine içine inatla bakmayı, çağıl çağıl akmayı, huzurunda, huzurunla şımarmayı özlemişim... hıçkıran yüreğine ve çatallaşan sesine ılık bir su, ürkek nefesine cesaret, enkazının dönemine uygun restoresi, yıkık şehrinin acı hikayesi olmayı özlemişim... sığ bir insan yalakalığıyla, kızarmış benzin aptal masumluğuyla, açlığa tok olan yoklukla, sana sen için yalvarmayı özlemişim... yağmur sonrası egenin sönmez güneşi, kurtlanmış teknenin umarsız hali, geç kalan kışın berduşluğu gibi, sezonluk işçilerin aylaklığı gibi, sevdanın şuursuzca serseriliğini özlemişim... çalkalanan poyrazlı beynim, çığlık çığlığa öfkeli sessizliğim, yarım ekmek arası çaresizliğim, istemsiz; zorunlu hizmet gayretim, seninle paradoksal kavramlılığı özlemişim... |