İKİ YABANCI
Her gün benim olduğunu bildiğim bir şehire uyanıkken
benim olmadığın güne uyanık olduğum halde sımsıkı kapadım gözlerimi Sen kör olmuş say beni Git gellerin fazlalaştığı meltem gibi Aşk sandım gönül acısını bol döküp de gittin ama gelmedin Elvedasını bol tuttuğum Kör oldum şehire bir bilet çaktım Uçtum uçarken şehir alev aldı Bulutların gözünden gördüm Binbir kötülüğün varlığın hayallerin oldu kocaman bir şehire sığındım Yüzümü boğuk sesime aklıma Allah’a emanet sayıp Rahmeti bol olan sevgiliye daldım Vicdanın kısık sesli dilim suskun Ellerim sakin gözlerin ağlamaklı sahte tebessüm Esmer ellerim esmer ellerini hasret Anahtarı yok çözümü yok hayali bile silik Tahmini şah gibi esmer ellerim ellerine kabir artık Sen syah şah ben beyaz Benim askerlerim yaralı Senin piyonların en acısından dimdik karşımda sıralı Biz hep aynı şeyleri söyleyen Lakin anlam farklılığı yaşayan iki yabancı Biz sarılınca huzuru en tepesinden kucaklayan iki şuursuz Biz Yazı kışı ayrı benimseyen iki ayrı canlı Biz sadece iki yabancı Fatma Melek Yıldız |