Rabbim bu millete bir daha ne Çanakkale ne de Sarıkamış destanı yazmak nasip etmesin .Bütün komutan ve Mehmetciklerimize EL FATİHA
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı Düşün altında binlerce kefensiz yatanı*
Sabahın gizemli ilk ışıklarıyla Bastım Çanakkale toprağına ayaklarımı Görünüyor karşıda milletin boğazı Dağ taş sanki rüku da Bastığım yerlerin kutsallığını Bir kez daha hissediyorum
Düşmana en büyük silah Yüreğinizde çağlayan iman gücünüz Canınızı siper ettiniz kurtuldu vatanımız Mezar taşı bile yok Şehit olmuş her karış toprakta Benim şanlı yiğidim Hepsi birer ana kuzusu Adı Mehmet,Mehmet,Mehmet.....
Elimi açtım duamı ediyorum Beyaz bir taşın başındayım Bir tarafında kırmızıgüller,yiğidimin kanı Bir tarafında beyazgüller,yiğidimin gözyaşları Nur’un içine ince bir sızı düşer Bir hatıranın geçmişin sesidir duyulan
Dokunmasın kirli eller Sevgiyle imanla kazanılmış bu toprak Bağışla beni yiğidim Belki koluna,bacağına,kafana gelir diye Ayaklarımı basmaktan korkuyorum Boynum bükük karşınızda Yalnızca dualar dilimden düşmez oldu
Yiğitlerimizden size selam getirdim Yaşıyorsak bugün bu topraklarda Bilin ki vatanın her köşesi İmanlı kanla yoğrulmuş bir hamur Hep beraber birlik ve huzurla Kaldırın ellerinizi ruhlarına El Fatiha......
Sennur Çetin
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'Söyle Arkadasim' dedi Anadolulu Mehmet yanibasindaki Anzak erine 'nereden kopup gelmissin, neden çökmüs bu mahsunluk üzerine? ' 'DUNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak 'Öyle yazmislar mezar tasima. dogdugum yerler öylesine uzak, örtündügüm topraksa gurbet bana.' 'Dert edinme arkadasim'dedi Mehmet 'degil mi ki bizlerle birlesti kaderin, degil mi ki yurdumuzun koynundasin ilelebet, sende artik bizdensin, sende bencileyin bir Mehmet' Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. 'ya sen dedi Mehmet oyun çagindaki Ingiliz erine, 'yasin ne senin kardes böylesine erken buralarda isin ne? ' 'yasim sonsuza dek onbes' dedi ufak tefek Ingiliz eri. 'köyümde askercilik oynar costururdum trampetimle bizimkileri derken kendimi cephede buldum oyun muydu, gerçek miydi anlamadan, bir sahici kursunla vuruldum. Sustu boynumdaki trampet, son verildi böylece oyundan bozma isime Gelibolu'da bana da bir mezar kazildi mezar tasima ON BESINDE TRAMPETÇI' yazildi. Öyküm de künyem de bundan ibaret.' Yagmur yagiyordu usul usul topraga gozyaslari düserek üstüne sanki damla damla agliyordu uzaktan uzaga sahibini yitiren bir trampet 'ya sizler' dedi Mehmet dünyanin dört kitasindan mezarlar dolusu erlere, 'hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediginiz yerlere' kimi Ingilizdi, kimi Iskoç kimi Fransizdi, kimi Senegalli kimi Hintli kimi Nepalli kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak gemiler dolusu asker her biri niye geldiginden habersiz Gelibolu'nun oya gibi koylarindan sizarak tirmanmislardi daga bayira siper siper yara gibi yarilan toprak mezar olmustu savas ardindan onlara. Kiminin BURADA YATTIGI SANILIR Kiminin ADI BILINSE DE MEZARI BILINMEZ kiminin de mezar tasinda on alti on yedi on sekiz yasinda EBEDI ISTIRAHATE ÇEKILDIGI yazili. Çanakkale topraklarinda, her birinin erken biten yasam öyküsü eski yazitlar gibi taslara böyle kazili. Anlamaz miyim' dedi 'halinizden kardesler' adina yazili tasi bile olmayan asker Anadolulu Mehmet ben de yuzyillarca yaban ellerde neyin ugruna bilmeden can vermisim kendi yurdum ugruna can vermenin tadina ilk kez Çanakkale'de ermisim. Ugrunda can verdikce vatandi ancak ekip biçtigim padisah mülkü toprak degil mi ki sizler alamasaniz bile bu topraklar almis sizi sizleri basmis bagrina sizlere de vatan sayilir artik Çanakkale. Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. Bir garip savasti Çanakkale savasi kizistikça kizginligi dindiren ara verildikçe atese düsmani kardese döndüren bir savasti. Kiyasiya bir savasti ama saygi üreten bir savas yaklastikça birbirine karsilikli siperler gönüller de yakinlasti düstükçe vurusanlar topraga dostlar gibi kaynasti. Savas bitti.Ölenler kaldi saglar gitti köylü köyune döndü evli evine kir çiçekleri geldiler akin akin çekilen askerlerin yerine yaban gülleri, dag laleleri, papatyalar, kilim kilim yayildilar topraga. Siper siper topragin savas yaralarini örttüler koyunlar koruganlari yuva yapti kendine kuslar döndü gökyüzüne kursunlarin yerine. Çiçegiyle yemisiyle yesiliyle silah yerine saban tutan elleriyle geri aldi savas alanlarini doga can geldi topraga silindikçe kan izleri. Yeryüzünde cennet oldu öylece o cehennem savas yeri simdi Çanakkale Gelibolu bahçe bahce, ülke ülke mezar dolu. Üstü cennet alti mezar Çanakkale topraginin kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. Huzur içinde uyusun vurustuklari toprakta kavgadan kinden uzakta yanyan dostça yatanlar.
Kocaman yüreğine sağlık kardeşim,ne olur vatanımıza,şehitlerimize yakışan nesiller yetiştirelim,onlar ölü değil ve vallahi onları çok seviyorum,biliyorum sizde seviyorsunuz,öyleyse;ALLAH DA SİZİ SEVSİN dost şairim...
Yiğitlerimizden size selam getirdim Yaşıyorsak bugün bu topraklarda Bilin ki vatanın her köşesi İmanlı kanla yoğrulmuş bir hamur Hep beraber birlik ve huzurla Kaldırın ellerinizi ruhlarına El Fatiha......
çok duygulandım ve gururlandım , yalın anlatımıyla çok güzel bir şiir olmuş duyarlı yüreğinizi kutluyor saygılar sunuyorum..eksik olmayın
Dokunmasın kirli eller Sevgiyle imanla kazanılmış bu toprak Bağışla beni yiğidim Belki koluna,bacağına,kafana gelir diye Ayaklarımı basmaktan korkuyorum Boynum bükük karşınızda Yalnızca dualar dilimden düşmez oldu :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
TAŞSIZ TÜMSEK !.. """"""""""""""""""""""""" YAŞARKEN İÇİ NURLU !.. ÜSTÜ BAŞI PERİŞAN ... MEHMET ŞEHİT OLUNCA BOZKIRDA TAŞSIZ TÜMSEK ! MOLOZ,BETON,VİRANSA TÜRK OLDUĞUNA NİŞAN; BAKIMLIYSA YABANCI NERDE BİR MEZAR GÖRSEK ;
Candostum,Şaire sultan!.. Geçen yıl Çanakkale'de şehitlikleri gezdim.Yabancılardan utancımızdan hiç yoktan iyi diyebileceğimiz tarihe saygının emarelerini.Gördük.Yurdumuzun her yerinde keşke ziyaretçi gelirleri için de olsa,yabancılardan utançtan da olsa bu kadar ilgi olsa gam yemeyeceğiz. Çoktandır bu konuda bir şeyler yazmayı planlıyordum;ilhamı sizin şiirinizde gizliymiş.Çok teşekkürler.
Yiğitlerimizden size selam getirdim Yaşıyorsak bugün bu topraklarda Bilin ki vatanın her köşesi İmanlı kanla yoğrulmuş bir hamur Hep beraber birlik ve huzurla Kaldırın ellerinizi ruhlarına El Fatiha......
Yiğitlerimizden size selam getirdim Yaşıyorsak bugün bu topraklarda Bilin ki vatanın her köşesi İmanlı kanla yoğrulmuş bir hamur Hep beraber birlik ve huzurla Kaldırın ellerinizi ruhlarına El Fatiha......
"bir asker için şeref denilecek bir şey varsa o da Türklerle omuz omuza savaşmaktır diyebiliri. fakin insanlardı, çamur barınaklarda yatar, sağlıksız su içerlerdi. buğday kırığından yapılmış çorba en iyi yemekleriydi. buna rağmen kalplerindeki Allah aşkı ve Vatan sevgisi asla yokedilemezdi." Alman general Limon Fon Sanders
Çanakkale mi? O, tarihin belki de eşine rastlayamayacağı kahramanlıklarla dolu bir büyük olaydır. Bir milletin, hatta tüm tarihini şerefle yüceltmeye yetecek bir destan... Çanakkale'de kuvvetler arasında nispet diye bir şey yoktur. Orası, zaman zaman bir manganın bir taburla, adî ateşli hafif ve demode birkaç topun en güçlü harp gemileriyle savaştığı yerdir. Orası, tüm imkânsızlıkları hiçe sayarak yurdunu, istiklâlini korumak için şahlanan bir milletin inançla, kanla kazandığı kutsal bir zaferin alanı ve tümüyle bir şeref anıtıdır. Anlatacağım olay, Çanakkale Savaşlarının her safhasında nice benzerlerinin yer aldığı sayısız olaydan biridir: O sabah yine bütün şiddetiyle başlamış olan boğazlaşma, akşama doğru birliklerimizin üstünlüğüyle devam ediyordu. Gözetleme yerinde, gelişen süngü hücumlarını heyecanla izlemekteydim. Kükremiş arslanlar gibi düşman siperlerine atılan Mehmetçiklerin 'Allah! Allah! ' nidaları ufku sarmış, vahşî bir uygarlığın gücünü temsil eden düşman zırhlılarının top seslerini bile bastırır olmuştu. Arkamda duyduğum ayak sesleri üzerine başımı çevirince, karşımda Ali Çavuş'u buldum. Sararmış yüzü derin bir acının belirli izleriyle çizgiliydi. Daha 'Neyin var? ' diye sormama meydan kalmadan, o müthiş gerçeği anlamama yetecek bir hareketle, kolunu uzatmıştı. Dehşetle sarsıldım. Çavuşun sol kolu, bileğinin dört beş parmak kadar yukarısında parçalanmış, kanlar içinde idi. Elinin yere düşmemesini ancak zayıf bir bağlantı önlüyordu. Ali Çavuş, avuçlarını sıkarak acısını önlemeye çalışırken, cebinden çıkardığı bir çakıyı bana uzatmış ve 'Şunu kesiver kumandanım! ' ricasıyla yardım istemekteydi. Bu üç kelimelik sözde, öyle dehşet verici bir istek ve öylesine kesin bir zorunluluk vardı ki, birkaç saniye içinde, tüylerimi ürperten o işlemi yapmaktan uzak kalamadım. Bir teselli sözü söylemiş olmak için de 'Üzülme Çavuş, Allah vücuduna sağlık versin' diyebildim. Ali Çavuş, yere düşen eline, elsiz kalan koluna ve akmakta olan kanına bir süre sessizce baktıktan sonra, gözlerini ateş ve duman içindeki ufka doğru çevirdi, 'Feda olsun, vatan sağolsun! ' dedi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.