Deniz ne kadar derin
Dağlar ne kadar yüksek
Var mıdır haberin
Yine dağlara gitsek
Dip ile uç arası,
Gelgitler içinde örselenmiş
Yüreğimde yerin;
Sana sevdama bir ölçek...


Yazmak istersin de hani
Yazamazsın kendini
Bir yüreğin dökülüşü
Uçurumların yamacından
Kayaların sökülüşü,
Batarken mavi sulara
Boğulur içinde hasretin
Kâğıtsız kalemi andırır dilin...


Aynalar konuşur habire
Sır içinde lâl
Gömülürcesine kabire
Ay başucunda
Bir dolunay bir hilâl
Var mı gerek b/aşka tabire;
Gün boynunu büker
Ufkuna hüzün dökerim,
Tek sana taparım
Bir başkasına eğilmem
Anlatabildim mi bilmem?!


Sen ki gülden kopan filiz
Sen ki en mavi deniz
Kıyılarında en uzun
En ince kumsal
Her tanesi benden iz...


Yere düşsen
Kök salarsın toprağa
Ben göklere ağarım
Düşerim damla damla
Dalındaki yaprağa;
Dal gövdesini bulur
Gövden cana can olur...


Şaban Aktaş
25.12.2015


Fotoğraf: Şaban Aktaş