Meşe ağacı..
Meşe ağacı
Kar boran olmuş hava serin, hava lanet, hava puslu yol vermez dağlar Çıkmak istemiyorum sıkışıp kaldığım, bu karanlık bu derin kuytu yerden.. Her yanım sarılı olan bu sarmaşıklardan da kurtulmak istemiyorum. Bir bahar geldi başucuma, dalları yeşil etekleri mor, yaprakları beyazdı. El verdim elini aldım, dokundu yanağıma umarsızca. Yaşları kan kırmızı akıyordu güneşin, yakıyordu ovaları, her yer kan ter içindeydi. Sığımdım kedi yavrusu gibi bu kuytuya. patilerimi içime çekip, miyavladım derinden bir kaç kez, gözlerimi kapattım hayalini kurdum o muhteşem dünyanın. Ve Hayâsızca çizdim yaşamın resmini gözlerimle, denize astım balıklar görsün diye. kaldırımlar temiz, yollar temizdi Tertemiz olmuştu şehir baştanbaşa ama yosun kokuyordu gün, günün en ortasında. Ve ben saklanıyor, çıkmak istemiyordum bulunduğum bu yerden, ağlamak istiyordum nedensizce. Gelen geçenin ayak seslerini duydukça, biraz daha sokuluyordum kendime. Kelimelerin ucundan tutup, ağzıma götürüyordum, kaçışıyordu her biri bir yana, onları dilimde tutamıyordum. Kaçışıyor yüzümden gülüşmeler, Aynalarda alay edip, oynaşır benimle şimdi. Ben kaç kere görmüştüm yoksulluğu? Varlığından haberdar olmadığım, özgürlüğün neresini tartışayım ben şimdi Kaderime yazılıydı her şey ben doğmadan önce Birincisi dünyaya geldiğimde İkincisi babam öldüğünde Üçüncüsü de eşimi gömdüğümde Alaylı günlerim başlamıştı böylelikle. Yolum yokuşa vurmuştu bir kere Düzlük aradım ormana düştü yolum Sen benim meşe ağacım oluverirdin, hem de evimin tam orta yerinde. Gündüz YAVUZ….21 // 7 // 2010 |