Adam ve MadamGömülür yüreğin gece’nin sesizliğine Yaralar sığır olup büyüyor içinde Kirpiklerden süzlür ince yaşlar Dev gibi bir kadını sevmişti adam Biraz hasrete acıkmıştı madam Biraz da sevgiye susamıştı Adam gözlerinden bardağı doldurdu Çınar boylu dev kadına sundu Öylesine vefasızdı ki, madam Aldı elinden bardağı, zehrini kattı Adam’ın yüreğini parçalara ayırdı Ilık ılık kan akıyordu adam’ın gözlerinden Kadın sıcaklığı bulmuştu, başka bir tende Önce sezgin’leşti, sonra tekil’leşti Kadın yaktığı ateşin içinde yalnızlaştı Çok sonra anladı ki.. Kimse onu yalnız adam gibi sevmemişti Uğraştı, didindi, edindi, dövündü Adam umursamadı bile o şirin kadını Yalnız adam duruma üzüldü büzüldü Elinden birşey gelmiyordu sessizce.. Madımın gelmesini bekliyordu adam Kadın başkası’nın peşindeydi Bir perde düştü aydınlığa, karardı umutlar Gönüller cam kırığı gibi savruldu ettafa Üçlü bir çember oluştu, iki ayrı yürek depreşti İkiside aynı acıyı yüklemiş gidiyor Turgay Parlakyıldız |