DÜNYA DÖNSEYDİ TERSİNE
DÜNYA DÖNSEYDİ TERSİNE
Çürüyor gün be gün dünya kökünden Kaybedilmiş sevgi, saygı, sadakat güven Tutmuş köşe başını arsızı, soysuz ve uğursuzu Unutulmuş sözün namusu İsterdim ki dünya dönseydi tersine Olsaydı son günlerim çocukluğum Ne televizyon ne internet ne face book Akşam güneş düşünce dağların arkasına Odaklanırdı gözüm kapıya Annem bu gece olmaz dese de Kendimi sokağa atardım Bir şekilde Sokaklar huzurlu çocuklar mutlu Ay gördüm, ebe geliyor,yakan top,saklanbaç, Çember döndürme, aşşık, bilye, topaç Bir de tornetlerimiz vardı. Kimi zaman mevzilenirdik köşelere Mahallenin kızlarına asılan komşu mahalle çocuklarıyla da Taşlaşırdık kıskançlıkla. Gece karanlık çöktüğünde Uzanırdım Nevinlerin evinin karşısındaki tümseğe Sabırla umutla Nevinin cama çıkmasını beklerdim Değerdi mutluluğu bir kaç saniyede olsa Nevini camda görmeye Hele bir de Osman amcanın erikleri vardı Gecenin ilerleyen saatlerinde Ağır ağır sürünerek ulaşırdık eriğe Mısır tarlalarına koşardık gündüzleri Taptaze süt mısır Koynumuza doldurup közleyerek ateşte Üstüne bir yudum da gözeden su Ağzımızda bir türkü Aheste aheste dönerdik eve İnsanlar dürüst samimi ve içten Yürekleri koca bir dağ gibiydi Eğer dönseydi dünya tersine Böylesine kirlenmemişken Doğduğum günde ölmek isterdim. Davut Tunçbilek/Elmadağ |