İnanmadığım, bakışlıma mektup.Merhaba Suna. Biliyor’ musun Suna, Lapa, lapa kar yağıyor, şu anda dışarıda. Ve ben yatağın içinde oturdum. Seni düşünüyorum, bu ayaz gecenin ikinci yarısında Suna. Uykum, yok. Yatıyorum, bir türlü uyuyamıyorum. Bitirmeye çalıştığım, şu uzun kış gecesinin ikinci yarısında. Suna. Ve! Ayaz desen, ortalığı kasıp kavuruyor şu anda dışarıda. Üşüdüm’ de. Kalktım, sobaya birkaç odun attım ısınayım diye. Ve sonra, oturdum! Sana ben, bu mektubu yazdım. Suna. Odunlar yandı, alev aldı. Hatırlarsın biraz düşünürsen, sobanın başında seninle oturduğumuz o geceyi Soba o günkü gibi gürledi, yanmaya başladı Suna. İşte yine o gecede toplandığımız yerde olduğu gibi. Kıpkırmızı kızardı soba. Sonra ben, yatağımın içine döndüm oturdum elimde bir kağıt kalemle. Sana bu, mektubu yazmaya başladım. Suna! Çünkü şu sersem aklımda yine, unutamadığım sen vardın. Ve! Uykusu kaçmış, gözlerimde, Senin bir zaman’ki, o bakışlarınla, hayalin vardı tıpkı o günkü gibi. Çünkü, Suna! Ben! Unutamadım, senin o, bana üzgün bakışlarını. Gözlerin yapma diyordu, o akşam birlikteyken, sanki bana. Ben bunu, anlamamıştım. Meğer sen Suna, çok ama pek çok haklıymışsın. Suna! Ben hayatımı, zehir etmişim çekilmez etmişim kendime Suna. Sanki bilerek, koyvermişim kendimi, melus kaderimin talimimin ellerine Suna. Anlamamışım. Anlamamışım ben senin, bakışlarınla bana o söylemek istediğini Suna. Şimdi ben biliyorum, bunun acısını çekiyorum. Şimdi ben, Suna. Şu bitmeyen ayaz gecede, seni düşünürken. Arkadaşım Suna. Neyse Suna! Olan oldu, biten bitti gitti. Beni artık, boş ver. Sen nasılsın, bir gün otur’ da bana uzun, uzun yaz, her şeyini Suna. Suna... Kaç çocuğun var, mutlu’ musun, memnun’musun hayatından sonra eşinden Her şeyini, her şeyini bilmek istiyorum Suna. Bilmek istiyorum Suna. Hoşça kal, seni özlüyorum, ey benim can arkadaşım Suna. Hoşça kal, kendine iyi bak Suna. 04 Kasım 2015-12-04 Ahmet Yüksel Şanlı er |
Emeğine kalemine sağlık
Yüreğinin sesi daim olsun