ER DOĞMAK (53)
ER DOĞMAK (53)
Şu anda doğmuş olmasaydım. Yıllarca, asırlarca sonra doğsaydım. O medeniyetleri, gelecek günleri Ne olsaydı da görseydim. Er doğmuşum dünyaya. Zamanımız er bizim. Bir gün bu havayı teneffüs edemeyecek, Bu topraklarda yürüyemeyecek, Bir kişi olarak kalacağım. Geleceğin çiçek kokusunu, İnsan sesini rüzgar uğultusunu, Su şırıltısını, kuş cıvıltısını Bir gün duyamayacağım. Bir gün, geçtiğim bu yollar Başka izlerle donanacak. Kırlarda yanan ateşler Başka çeşit, başka şekil yanacak. Bu topraklar üstünde bir gün yerime Başkaları kaval çalıp, başkaları ağlayacak. Her sabah doğan sisli güne Başka gözler başka şekil bakacak. Başkaları sevinçle eğlenecek. Başkaları akşam oluşunda Başka hüzün, başka hicran duyacak. Kazdığım toprak kokan tarlaları Başka eller, başka çeşit kazacak. Yetiştirdiğim bağ ve bahçelerden Başkaları meyve toplayacak. Başkaları oturup içinde dinlenecek. Her bahar, her yaz duyduğum kurbağa seslerini, Bensiz, başkaları duyacak. Dinlediğim hırıltı ve şırıltıları Başka kulaklar dinleyecek. Belki bir gün mezarım bile Sürülüp tarla olacak. Belki de ebedi kalacak. Bilemeyiz geleceği. Er doğmuşuz çünkü biz. İlhan ATEŞ (Zayi Ozan) Ordu,16/07/1972 Pazar Yayın : 04/12/2015 Cuma www.edebiyatdefteri.com/siir/974523/ (Lise 2 de yazdığım bir şiirim.) |
Gönlünüze sağlık.
...................... Saygı ve Selamlar...