Nehirler Geçiyor Kalbimden
Ateşine pulken düşler balık sırtında,
Cevaplar hep kraldır sorular tahtında... Yıldızı teğet geçmek varsa cesaretinde, Yağacak doluya yer açmalısın ikliminde... Eğrisinde çölü dize getiren deve misali, Ahenginde yutarsın kumdan aşk sebilini... Güneşi batırmak varsa korsan yüreğinde, Çatlayacak dudağa su bulmalısın bünyende... Çaykovski tınısında balerinken özlemler, Vivaldi’ nin dört mevsimi gibidir sevinçler... Bam teline dokunmadan kırmaksa direnci, Don Kişot kılıcına hazır olmalı ruh bilinci... Bir gece umarsız mehtaptan düştüyse aşk, Venedik, San Marco aslanı sensindir artık... Arada balıkçı Kenan’ dan naraların yükselir, Nakkaştepe Rakkas’ ta duyguların dize gelir... Yeter ki Sen Nehri’ nde kanoların devrilmesin, Piramitlerin üzerine yıkıldığını zannedersin... Velhasıl-ı kelÂm rüyasına daldığın âlemden, Aşkın oltasına takılan balık olup yüzersin... Ve Dersin ki ; Galata köprüsüne meze yaptımsa da seni, Haliç-in şelâlesine ışık gözlerin tuttu beni... Yedikule Zindanları’ nda sana esirken ruhum, Eminönü güvercinlerine yem oldu duygum... Senlisini bir de bensizini denedim sigarada, Çernobil bedenimde nüksetti anlamasan da... Şimdi nehirler geçiyor kalbimden bilmesen de, Katıp bizi de önüne sürüklüyor görmesen de... Sevdası kayadan çiçekler gibi bitivermişim, Güneşi yamaçtan suyumu dağdan içimişim... Köklerim kalbine sarılmış rüzgârım bilmişim, Irmaklar çağlasam da bundandır seni sevişim... |