Gülümseyin biraz(mizahi)
Dostlar,
gülümsemek ve gülmek sağlıklıdır... Dâima gülesiniz hayatta! Önversite mezunuyum açıkca ‘‘Tam şâirim amma, takan yok‘‘ dedim! Gözüm gökte, aklım biraz kaçıkça ’Sitede hoş şiir yazan yok’ dedim! Biraz karaladım havadan sudan Bir satırı kısa, biri uzundan Boş lakırtı ettim oradan burdan Kim çakacak; fazla bilen yok dedim! Başharfleri küçük yazdım, yürüttü Büyük harfler orta yerde sırıttı Ünlemi de tersden vurdum, dağıttı Nasıl olsa; tez farkeden yok dedim! İkinci mısrada tıkandım başta Birinci kıtayı, çevirdim... işte.. Üçüncü şiirde nazım yokuşta Dördüncüyü pek okuyan yok dedim! ‘‘Serbeste‘‘ koyuldum, yazdım da yazdım Tam orta yerinde iyice azdım Okuyunca, kendim bile çok kızdım ‘‘Sakin ol, bu işte yerin yok‘‘ dedim! Kuru sıkı attım, bilip yazmadım Uygun olmayanı silip bozmadım Kusurumu sıkça ben de sezmedim Aman boşver; pek aldıran yok dedim! Bol yağ yaktım beş paralık şiire Çamur attım güzel yazan şâire Yalaka yorumlar saldım habire Nasıl olsa; çok anlayan yok dedim! Haddi hesabı yok yorumlarımın; Mirâsına yeter torunlarımın Biri şiir olmaz yazdıklarımın Zaten ölçü, kural bilen yok dedim! Gönderdim şiiri, yoruma baktım Yağlısına hop oturup hop kalktım Kafayı birine iyice taktım Neden, bu adamı vuran yok dedim! Baktım ki pek güzel yazmış birisi İçimde kabardı kıskançklık hissi Olmaz dedim, benden daha iyisi Bir yorum; ‘‘şiirde, anlam yok‘‘ dedim! Adamı epeyce aldım takibe Bir şiire yazdım;‘‘ bu şiir mi be!?‘‘ Gördüm, çatmamış bu çetin rakibe Neticeye baktım; adam yok, dedim! Ordan burdan aldım, çalıp derleme Redifleri düzen tutmaz, sallama Kafiyeler ayaküstü belleme Ardını arayan, soran yok dedim! Bu da ne; tutmayın beni ha aman Gözüme ilişti, yazmış bir bayan! Yorumu bastırdım kıyaktan hemen Niyetimi, çok da çakan yok dedim! Ertesi gün aruz, biçimsiz kaldı Çevirdim dünkünü, hece tam oldu Kafadan bol attım, sayfa son buldu Sattım anasını; gören yok dedim! Kafiye tuttu mu işler tamamdı Hemen şıkır şıkır gelirdi ardı Gerçi bu işin bir tersi de vardı Nihâyet pes’ettim, havam yok dedim Kederli’m; bu şiir, şâir destanın Astarı iyi de, çürük fisdanın Yeter artık; sabrı, taştı ustanın Artık bundan sonra, sorun yok dedim! Kederli/Almanya, 07.11.2005 KeDerliCe ‘‘Nomissiz Şiirler‘‘ |
....zaman olsa da aslında....
demişsiniz yorumunuzda.
Zaman çok, şairim, kıyametten ötesine kadar var hatta sonsuzlukta.
Asıl mesele zamandan ''an çalmak'', hayatta çalacağınız tek şey bu olmalı, dostum.
(Ben uzun yatmayı kabire bırakanlara çok saygılıyım. Böyle olursa; hem döşek memnun olur hem eşek; biri tez eskimez, diğeri günde en az bir öğün daha fazla yer arpasını!)
Hadi hatırınıza Hocadan bir hikaye...
NasreddinCe Kederli
-Hocam,
birgün kaç saat?
-Eşeğim için en çok 12, gerisinde de yellene-yellene kıçını büyütür sap-samanla, onu zamandan saymam.
Benim için ise en az 25!
-25 saat olur mu Hocam takvime göre..!?
-O benim takvimime göre... Boşuna mı bana, ''Hoca'' derler, sanırsın..!?
-Ya bana göre Hocam..?
-Tıpatıp 12!
.........
Saygı ve selamlar