Edip-âdap-edep!(yerme-hiciv)
Bugünü de, ’Öğrencilik ve Öğrenciler Günü’ farzedelim...
Edep, aslen edibe hem şereftir hem de âr Âdabından sayarak, sezer’olsaydı bâri... Kimisi, boş laflarla satırları sıralar; Yazar olacağına, gezer olsaydı bâri... El-âlemden bahseder, kanarken bizde yara Dikkati çekmek için, illâ -der ki-; süt, kara Zararı yok kazansın, tam hakkıyla bol para Böyle ciddî bir işi, nâmus bilseydi bâri... Konusu, eften-püften, gerekmeze sık kayar Kalemi -desen- iki, kağıdıysa üç ayar Kulu, gülünç duruma, getirmeyi halt sayar Bir de kendi hâline, bakıp gülseydi bâri... Hava atar göklerde, uçacak da değil ya! Bildiğiyle güneşe, çıkacak da değil ya! Bu dünyaya son direk, kalacak da değil ya! Hiç olmazsa geçmişten, ibret alsaydı bâri... Duymaz, Kederli sözü, şaşmaz gittiği izden Birgün ecel onu da, bulur -demesi- bizden- Kör şeytana uyup da, hem de şöyle temizden Cennettlik bir kötekle yola gelseydi bâri... Kederli/Almanya, 05.07.2009/25.11.2015 (Derli Dertsiz Kederli) .......................................................... -Hocam, eşeklerin de, çok akıllısı, az akıllısı olur mu? -Olmaz olur mu evlâdım; tabiki olur. -Pekii; bunu, nasıl anlarsınız Hocam? -İyi dinle, örneklerle tek-tek anlatayım, evlâdım: *Çok akıllıysa; tepeyi inerken o, seni sırtına alır; çıkarken de onu, senin sırtında görürsem... *Tam akıllıysa; değirmene giderken o, seni sırtına alır; dönerken de onu, senin sırtında görürsem... *Yarım akıllıysa; o, seni ‘’eşek’’ zanneder, sen de onu, ‘’eşek’’ zannedersen.. *Üç-çeyrek akıllıysa; onu, çok yatar; seni, çok çalışır görürsem... ..... -Pekala, eşeğin akılsızını nasıl anlarsınız Hocam? -Seni, hep karşımda görürsem..! ...... -Hocam Hocam! Beni, eşeğe mi benzettiniz yoksa? -Yok evlâdım yok; sâdece onu, sana benzettim! -Haaaa! Öyle deyin.................!?!?!? ................................................................ Her tıkırtı, iş görse; odun kâtip olurdu; Her lakırtı iş görse; karga hâtip olurdu! (KederliCe) |
Bize de bari yapsa demek düşer.
Selamlarımla..