Yaz-bahar rengarenk; kış rengi akla , Kavacık suyundan dolu toprakla , Yıldırım-Timur’un sırrını sakla ; Tarih sayfaların derin Pursaklar !
Köyden şehre döndü eski ev-konak , Çevre düzeniyle her yer oldu park , Baraj ve ormanı; çam, söğüt, kavak , Bir mesire yeri serin Pursaklar !
Yıkılan kondular Şenyurt, Pamuklar , Çok farklı yöreler gardaş - uşaklar , Taşradan göçlerle tüter ocaklar ; Yerleşmeye uygun zemin Pursaklar !
"Kavacık-Busaklar" Eskiköy gövde , Seksen Yedi yılı köy artık belde... İki Bin Sekizde ilçe görevde ; TOKİ ‘yle nüfusun yüz bin Pursaklar.
Esenboğa, “Çevre Yolu” kucağı , Sirkeli, Karaköy, Saray ortağı , Kuzey Ankara’nın yeşil kuşağı ; En son merkez ilçe şirin Pursaklar !
::::::::::::::::: ANKARA ’ NIN 25. İLÇESİ !..:::::::
A B E S E !... ******************** SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.." NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ... RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER . ”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Türk edebiyat tarihi güzel bir Pursaklar ilçesi şiiri kazandı dört dörtlük güzelde bir şiir tebrik ederim
A B E S E !... ******************** SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.." NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ... RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER . ”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
BU İLK VE TEK YAZDIĞIM TAM DÜZ KAFİYELİ NAZIM... KAFİYE SESİ BÜTÜN DİZELERDE "k" SESİ. PURSAKLAR 'IN SONUNDAKİ LAR'DAN DOLAYI BÖYLE İLGİNÇ BİR ŞİİR OLUŞTU BEN DE KIYIP DEĞŞTİREMEDİM.. İLGİNİZE VE AÇIKLAMA FIRSTI VERMENİZE TEŞEKKÜR EDERİM.
Şiirlerinizi okuyordum ama bugün cevap yazabildim ve her zamanki gibi şiirlerinizi okumak büyük bir şanstır benim için ve çok dersler alarak...Hürmetlerimi ve selamlarımı gönderdim hocam.
A B E S E !... ******************** SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.." NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ... RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER . ”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
Sayın DOST, Bu satırları yorum için yazmadım. (Zaten yorumların en güzellerini yazmış arkadaşlar.) Ben sadaca size şöyle bir selam vereyim dedim. Saygılar ve selamlar...
Ankara'yı merkez hariç pek bilmem ama, ilk fırsatta güzel dizelerle anlatılan Pursakları görmeye gideceğim inşallah. Yüreğinize sağlık. Sevgiyle esen kalınız.
Ankara İlinde Pursaklar Adı ile Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun teklifim, gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Saffet Arıkan Bedük
Ankara
DYP Grup Başkanvekili
GEREKÇE
Pursaklar Kasabası Esenboğa - Ankara protokol yolu üzerinde Ankara’ya 11 Km. mesafede; kuruluşu 1400 yıllara dayanan hızla gelişip büyüyen bir kasaba olup, eski kuruluş yerinden 1960 yılında İmar İskân Bakanlığınca Esenboğa - Protokol yolu kenarına örnek köy olarak taşınmıştır. 1987 yılına kadar muhtarlıkla idare edilen kasaba 2 000 nüfuslu olarak 6 Haziran 1987 yılında belediyelik olmuştur.
Beldenin 4 Km. doğusunda Çubuk Barajı yer almaktadır. Esenboğa Havalimanına ulaşımı sağlayan otoyolun içinden geçmesi ve Ankara çevre otoyolunun yakınında olması nedeniyle stratejik bir konumda bulunmaktadır.
Pursaklar beldesinin imarının bitmiş olması; Ankara’ya bu kadar yakın mesafede konut yapımına müsait yeterli arsanın olmayışı nedeniyle Pursaklar, aşırı talep sonucu hızlı bir şekilde şehirleşmiştir. Keçiören, Altındağ ve Çubuk ilçeleriyle hudut olan beldenin nüfusu da bu hızlı şehirleşmeyle beraber artmış ve şu anda 35 000 (otuzbeşbin) civarında olduğu tahmin edilmektedir. Beldede inşaatı devam etmekte olan yapsat tarzı yapılan binalar ve kooperatiflerde de yerleşim olduğunda kasaba nüfusunun bir-iki yıl içerisinde 50 000’leri aşacağı beklenmektedir.
Belde hudutları içerisinde son yıllarda medya kuruluşlarının hemen hemen tamamı büyük matbaa yatırımları yapmışlardır. Türkiye, Sabah, Millî Gazete, Günaydın, Medya Park ve Doğan Medya Center şu anda dev tesisleriyle faaliyete geçmiş durumdadırlar. Ayrıca belde memba suları işletmeleri, Demirciler Sanayi Sitesi, Kola Fabrikası, Tekstil Fabrikaları ve Büyük Ticaret Merkezleriyle ekonomik yönden de önemli gelişmeler göstermektedir.
Pursaklar beldesinin ilçe olması halinde Keçiören ve Altındağ ilçelerinden ayrılacak köylerin ve beldenin nüfusları söz konusu ilçelerin nüfuslarında maksimum % 1 azaltma meydana getireceğinden herhangi bir olumsuz durum olmayacaktır.
Pursaklar arazisinin tamamının imara açılması sonucu tarıma açık alan kalmamıştır.
Pursaklar, Ankara’nın jeopolitik özelliklerine sahip olup; Esenboğa Havalimanına ulaşımı sağlayan otoyol nedeniyle askerî açıdan ayrıca büyük önem taşımaktadır.
Pursaklar Kasabasının içme suyu şebekesinin yapımı İller Bankasınca etap etap devam etmekte, kanalizasyon altyapı işleri belediyenin kendi imkânları dahilinde ihale ederek tamamlanmış, iskâna açılarak ilave olan alt yapılar ise yine belediyece yapılmaktadır.
Pursaklar Kasabasının elektrik şebekesi Bayındırlıkça yapılan ihale sonucunda tamamlanmış olup, hazır ve çalışır durumdadır.
Pursaklar Kasabasında, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı 5 (beş) adet ilköğretim okulu, 1 (bir) adet lise, 1 (bir) adet Anadolu Lisesi, Sağlık Bakanlığına bağlı 1 (bir) adet Sağlık Meslek Lisesi, Özel Kuruluşlara ait 1 (bir) adet ilköğretim ve Özel Kız Meslek Lisesinden ibaret okullar ve yaklaşık 200 öğretmen ile yine yaklaşık 5 000 öğrenciye eğitim ve öğretim sağlanmakta; halkın % 95’i okur-yazardır.
İlçe olması halinde buna bağlı olarak gelişme gösterecek bölgede, bölge halkına daha büyük iş imkânları sağlanacaktır. İdare ve emniyetin yerleşmesiyle kasaba halkının işlemleri hızlanacak zaman kaybına mahal kalmadan yerinde çözülecektir.
Yaz,bahar rengarenk; kış rengi aklar Kavacık suyuyla dolu topraklar Yıldırım-Timur’un sırrını saklar Tarih sayfaların derin Pursaklar!
güzel Türkiye'mizi köşe bucak tanıyoruz sayenizde gönül incisi dizelerle... (alttaki dörtlük tek başına yayınlansa daha güzel olur sanırım ..çünkü ince bir konu üzerinde düşünülmesi gereken...arada kaynamış...) tebrikler hocam ..saygılar..selamlar..
İŞTE ŞİİR BUDUR DİYORUM...HER BİR SATIRDA SÜZÜLÜP DE AKMIŞ MISRALARA GÜZELLİKLER VE DUYGULAR...TEŞEKKÜRLER...TEBRİKLER...SEVGİ VE SAYGIMLA..SELAMLAR...
şirin ililçeniz güzel bir şiir diliyle ifa edilmiş alttaki dörtlüğü ise ayrı olarak assaydınız daha iyi olur diye düşündüm muhteva olarak düşünmeye sevkeden bir şiir tek başına olrsa bu dahagüzel olurdu tabii bu benim fikrimşiir olarak mükemmel selamlarımla
Hocam iki ayrı konu çok güzel işlemişsiniz.Pursakları bilirim güzel yer.Ayrıca Abdullah İbni Mektum ile ilgili haidseyi dahja önce okumuş ve tv programında dinlemiştim.Çok önemli bir konu.Çok güzel işlemişsiniz tebriklerimle
Esenboğa ,Çevre Yolu kucaklar Saray,Bağlum,Ören yeşil kuşaklar Kuzey Ankara’ya kök salacaklar İlçelik yakıştı şirin Pursaklar !..
Bencede yakışmış yeni çehresiyle modern bir görünüme sahip oldu umarım bu durum eski komşulukları öldürmez... Yüreğinize sağlık... Kaleminiz daim olsun...
SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.." NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ... RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER . ”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
Allah sadece dilediğini mi doğru yola iletir?
Allah dilediğini hidayete ulaştırır dilediğini ise saptırabilir. Her şey onun kudret eli altındadır. Fakat her şeyi yapabilecek güce sahip olması, her şeyi yaptığı anlamına gelmez.
Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (14 İbrahim Suresi - 4)
İbrahim suresindeki bu ayette Allah, açıkça, dilediğini saptırıp dilediğini de doğru yola iletebileceğini söylemektedir. Bunu yapabilme gücüne sahiptir. Bu güce sahip olması, her zaman bunu kullandığı şeklinde düşünülmesi yanlıştır. Aynı zamanda Allah kimseye haksızlık da yapmaz. Onun sıfatlarından birisi de adil olmasıdır. Kulları arasında adaletle hükmeder. Allah’ın insanları saptırmasıyla ilgili ayetlere bakılırsa, bu insanların sapmayı istedikleri ve inkarda oldukları görülecektir. Allah sapmayı isteyene bu yönde sapkınlığını arttırmaktadır. Yoksa inanmak isteyen, samimi bir şekilde kendini Allah’a açan bir insanın saptırılması söz konusu değildir.
De ki: “Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?” De ki: “Hakka ulaştıracak Allah’tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?” (10 Yunus Suresi - 35)
**TEBRİKLERİM VE SAYGILARIMLA USTA KALEM,SEVGİLİ ÜSTADIM**
**AYRICA,BİR ANKARALI OLARAK ÖZLEMİME TERCÜMAN OLDUNUZ**
ülkemizin güzel bir ilçesini anlattığınız şiir çok güzel olmuş hocam tebrikler. ancak altına eklediğiniz ABESE diğerini silmiş adeta. harika olmuş ve yaralı kardelen arkadaşın sunduğu bilgilerle daha bir anlam kazandı. bilgilendik. her ikinizden de rabbim razı olsun. saygı ve selamlarımla
SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.." NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ... RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER . ”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
80-ABESE: Mekke'de inmiştir, 42 (kırkiki) âyettir. Adını, "yüzünü ekşitti, buruşturdu" anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır. Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der. O esnada Resûlullah (a. s.) cevap vermez. Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı. Efendimiz onları gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti. Bu esnada onlar kalkıp gittiler. Biraz sonra bu âyetler geldi. Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir. Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez.
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1 - (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.
2 - Kendisine âmâ geldi, diye.
3 - Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
4 - Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
5 - Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6 - Sen ona yöneliyorsun.
7 - Onun temizlenmemesinden sana ne?
8 - Ama sana can atarak gelen,
9 - Allah'tan korkarak gelmişken,
10 - Sen onunla ilgilenmiyorsun.
11 - Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.
12 - Artık dileyen onu düşünür.
13 - O, değerli sahifelerdedir.
14 - Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.
15 - Yazıcıların ellerindedir,
16 - Değerli, iyi yazıcıların.
17 - O kahrolası insan, ne nankör şey.
18 - O yaratan onu hangi şeyden yarattı?
19 - Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu.
20 - Sonra ona yolunu kolaylaştırdı.
21 - Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.
22 - Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir.
23 - Hayır hayır, doğrusu o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi,
24 - Bir de o insan yiyeceğine baksın.
25 - Biz o suyu bol bol döktük.
26 - Sonra toprağı nasıl da yardık.
27 - Bu suretle orada ekinler bitirdik.
28 - Üzümler, yoncalar,
29 - Zeytinlikler, hurmalıklar,
30 - İri ve sık ağaçlı bahçeler,
31 - Meyveler, çayırlar bitirdik.
32 - Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.
33 - Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,
34 - O gün kişi kaçar, kardeşinden...
35 - Anasından , babasından..
36 - Eşinden ve oğullarından.
37 - Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır.
Esenboğa ,Çevre Yolu kucaklar Saray,Bağlum,Ören yeşil kuşaklar Kuzey Ankara’ya kök salacaklar İlçelik yakıştı şirin Pursaklar !.. haklısın üstat Pursaklar güzel bir yer.akrabalar oturuyor.çok güzel temiz bir ilçe.tebrikler
A B E S E !...
********************
SAHABİ ÂMÂ MEKTÛM : "YA MUHAMMED ÖĞÜT VER !.."
NEBÎ ÇEHRE EKŞİTİR ; ÖTEYE DÖNER HEMEN ...
RAB : "NE BİLİRSİN BELKİ DE O ARINACAK !.." DER .
”KUR’AN ÖĞÜTTÜR ALMAZ ; ARINMAK İSTEMEYEN !.”
M
U
H
T
E
Ş
E
M
Selam ve saygımla hocam