Kayıp Zamanın İzinde
İçimdeki harfler ölü karınca sürüsü gibi
sayfalardan yere dökülmüş olabileceğini düşün’ Devamını okumaya karar verirsen; onları bulman için bir yere bırakacağım... Bana diyemezsin sahici misin Bu el yazım gözlerine direnir Anlamlarını yavaşça açığa çıkarır Hadi şu asude anları birlikte sayalım Yakalanmadan ayrılığa aşk kala Uzanıp dokun kelimelerim ‘Mor tükenmez’ doyumsuzdur yüreğim Sen değil misin tek avuntum Sevmişken kapı hafif aralık Zamanın akışını durdursan Hiç olmazsa yavaşlamasını sağlasan Aklımda bir sürü şey olmasına rağmen Saldım iplerini gölgemin peşinden Ne kadar büyüsem Büyütebilsem bu kaçış mıdır Çocuk ruhlu olmayan bir bedende Bedeni olmayan bir ruh da Gerçeklerle yüzleşmek ne demek Hele ki bilinmeyene doğru Ne olduğunu bilmek istemezken Her bir başlangıç intihara teşebbüs Biraz da hatıra Düzeltsem mısralar tamamlansa Dört bir yana saçılsa uyku teranesi İkna olmamış baksana sol yanım Sitemi yüklemiş acıta acıta Bilemezsin işte düşeceğin ana kadar Kıyısında isen mavi yalnızlıkların İnsan kendi köprüsünden kaç kez geçer Terk edilmeye bırakıldıysa Ne yazık ki Bir defa ölündü mü Yaşamla-korkun olur asunder Hele birde t/ekinsiz düşüncelere sürüklenirsen Hiç yoktan naçizleşir İçtenleşir, hakikileşirsin Sonunda oluverirsin Madalyonun unutulmuş öteki yüzü Ruha birde minnet yüklendiyse Tuhaf bir sorumluluk binmiştir artık omuzlara ’O vakit’ zihnin karanlığında Neden umursadığını ’hürce’ sorgularsın Ola ki ! Bensiz bir dünyayı düşünürsen ’Kanayan yaram aklında kalsın!’ |