Takvim YapraklarıBirer birer koparıyorum takvim yapraklarını. Ömürden gidiyor her yaprak. Hava dingin. Kışın acelesi yok. Kızılıkla kararan ağaçlar aldanıp çiçekleniyor. Nedense insanlarda, şaşkın ve ölü bakışlar. Kimse uyuyamıyor ki "İyi geceler" desin. Uykusuz ve sessiz bir gece. "Bir yorgunluk ki sormayın" Mevsimler mevsimliğini bilse, Belki yatmaya hazırlanırken; Birisi lambayı söndürsün diye beklemeyeceğim. Çare yok ben kapatacağım. Hazır kalkmışken mutfağa yöneliyorum. Elim bir türlü ilacıma uzanmamıştı bu gece. Mutlu muyum? Evet hem de çok... Sonbahar yorgunluğu olsa gerek. Sevdiğim kadın kanepede uyuklarken, Arada bir gözünü açıp gülümsüyor. Dokunuşunu duyuyorum yüzümde. Öpüyor serçe parmağımın ucundan. Gökyüzünün mavisi gerçek. Daha dün denize girdim Kasım ayında. Proleter günlerimi anımsıyorum. Zorla uyandığım Kasım sabahlarını. Alaca karanlıktaki karanfil kokularını. Ve yorgun Adapazarı treninin hiç bir sabah, Vaktinde istasyonda olamadığını. Bir güvercin gibi ak geceler. Yitik bir gençliğin ardından, Mesut ve bahtiyar bir hayat. Belki biraz yorgun ama huzurlu. Günlerce gözlerinin içine baksam doyamayacağım bir kadın. Bir coşku ki, Hiç yaşamadığım. Bir yeşil, bir kırmızı ışık var önümde. Her iki yönden de sarıyı çoktan geçtim. Mavi bu renkler arasında yok. Çünkü o zaten bir idol. Yeşilede kızılada giden yol maviden geçiyor. Şiirlerimin şahı da mavi... Düşlerim bile hem mutlu, hem yorgun. Galiba artık bir fenerim. Hem kendimi, hem de sadece bir kaç adım ötemi aydınlatabiliyorum. Işığım sevdiğim kadında yansıyor. Ve tabi ki oğul’da bu küçük çemberde. Daracık bir sokağa asılan, Ama şehir şehir dolaşan bir fener. Ve içimdeki çocuğun yaktığı bir fener bu. Mutluyum, Huzurluyum, Sevgi doluyum, Ama Yorgunum. Son takvim yaprağı düştüğünde, Lütfen birisi bu feneri söndürsün, çünkü ben uzanamayacağım. 06 Kasım 2015-Saat 23.15 Güzelçamlı/Kuşadası Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |
Kalemin susmasın
_____________________ Selamlar