KİM DEMİŞ
Kim demiş, fena parçalanır yüksekten düşen ?...
Kafdağından yuvarlandım, birşey olmadı... Geçermiş, kimdemiş, sadaka yerine, Kendini beğenmiş ’hürra’ ya kibir..... Sadaka, rızkını çoğaltır derler; Bir metre burunla gezdim pazarda.... Yıllarca dolaştım, yine birşey olmadı. Delik deşik ceplerim .kuruş mangır dolmadı... Sönermiş,kimdemiş, yatsı olmadan, Yalancı biçarenin aydınlık mumu... Babam,odama girdi, kaşları çatık; ’Hasan Beyin Mehmet’i, senmi dövdün, lan’ !... Hayır dedim, yok dedim, bağırdım vırak - vırak.... İki tokat şakladı yüzümde şırak - şırak !... Adam yutarmı ’lo lo’ , gün görmüş,Güneş görmüş... Başımda ışıltılı,türlü türlü yıldızlar .... Koptu kızıl kıyamet, masamdaki kızıl mum, Salındı ve titredi, bir-iki de raksetti... Hala dimdik ayakta, yine birşey olmadı... Kim demiş , alırsan , bak aheste aheste, Çıkar senden besbeter, minik mazlüm ahını... Arar bulur kim demiş, bela ile Mevla yı... Bebekler hasret oldu, oyuncaklar başında... Mazlum bakan gözleri, o minicik elleri... Kara toprakla doldu, yine birşey olmadı... Mustafa Akın. |