HEP HEP HEP...!
Hasır altı ederiz söylenecek kusuru;
‘’Aman ha kurcalama ayıp olur’’ deriz hep! Biliriz dibe çöker bulanık su çamuru; Salkım üstte daneyi alta koyar keriz hep! Kardeş payıdır mutlak herşeyin tam yarısı; Tesâdüf... bize kalır çift elmanın irisi. Ne hikmet; câzip gelir elin kızı karısı, Ufacık gülücüğe dalıp da bakarız hep! En güzel giysilerle ört-bas ederken kiri, Gözümüz yana kayar farkedince fakiri. Farzedelim sıkıştı, geldi tanıdık biri; Her nedense tam o gün olacak ya darız hep! Bakın dosdoğruluk farz değil mi soyumuzda? Ölçekler farklı lâkin, kazıntı huyumuzda. Kıyâmet koparırız batarsak kuyumuzda; Zayıfı da bulunca, kesiliriz horoz hep! Kaderi bırakmışız yazı ile turaya. Parayla iş çevirir aldırmayız sıraya. Bundan iki yakamız gelmezken bir araya; Ya kesip atar ya da tümünden sökeriz hep! Eğriye suskun kalmak fırsat iken hırsıza; Yaraları deşenin adı çıkar arsıza. Can fedâ olsun derken yiğide kusursuza; Zerre bile vermeyiz ecele saklarız hep! İstisnâlar elbette dediğimden dışarı. Derdimizi anlattı sanırım bu kadarı. Beleşse aşırırız ayva ile ham narı, Lafla defederiz de belâyı buluruz hep! Kederli olduğumdan dilim döndü bu kadar. Tek dileğim odur ki; ömür olmasın heder. Nurlar içinde yatsın söylerdi merhum peder; Yağlı ballı konuşur, her haltı da yeriz hep! Kederli, (iki bayram arası)/09.10.2015 |