HASRETLERDE AĞIT...
Hicran ateşini bastım bağrıma,
Söndü sevgilerin nur -u çerağı... Bülbül ötmez oldu gülün dalında, Viran oldu söndü gönlün şen bağı... Kızgın kum çölleri sardı şen bahçeleri, Alev yumağına döndü taşı toprağı... Dil yarası dehlizler açtı gönlüme, Sağ iken içirdi zehr ile ağu... Umut kervanını keser hicranlar, Sabırla set yaptı bu gönül dağı... Geçiyor ömürler kabre muttasıl, Kıymeti silinen o gençlik çağı... Ne kadar yaşasan saltanat sürsen, Boynuna değecek ecel biçağı... Bin türlü nimete doymaz o gözler, Zavallı tutkuların çenği köçeği... Yiğitlik sözdedir özde değildir, Serhatlerde koyduk yiğit koçağı... Kahramanlık ucuz ,şehitlik şüphe, Paralı görevde kahpe kaçağı... ’Başlar ayak oldu ,ayaklarda baş,’ Muhtar yaptık köye kanlı alçağı... Her millet müstehak kendi cürmüne, Satarsa atadan miras ocağı... Sancaktar ağlama ;giy çizmeleri, Bak zirve bekliyor şanlı sancağı... Musa DOĞRUER(Teslimi) |