Yaşlılık
Taşımaz ayaklar düz bile yokuş
Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Teninde çizgiler hep nakış nakış Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Pişmanlık duyarsın her geçen güne Dönmek istesende dönülmez dün’e Hesaplamak zordur acımaz sene Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Yıllar öcesine özlem duyarsın Geçen günü gözün yaşlı sayarsın İki lokma yesen bile doyarsın Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Sular boğazına takılır gitmez Her gün bir hastalık tükenmez bitmez Pişmanlık duysanda artık farketmez Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Ne oğulların kalır Ne de kızların Hasret ile geçer bütün yazların Silinir yollardan ayak izlerin Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman Akranlar kaybolur peşi peşine Ağrılar saplanır çıkmaz döşüne Kimse kalmaz baksan yanı başına Yaşlılık kapıyı çaldığı zaman |